Halk arasında 'balık pulu' adı verilen 'iktiyozis' hastalığıyla dünyaya gelen Zahide'nin vücudunun devamlı nemli tutulması için kremler kullanılıyor. Aksi halde yaralarında kanamayla beraber şiddetli kaşıntılar ortaya çıkıyor. Derinin yüzeyinde ölü deri hücrelerinin kalın, kuru döküntüler halinde birikmesine neden olan kalıtsal bir cilt bozukluğu olan hastalığın tedavisi için farklı illerdeki birçok hastaneye başvuran Akdağ çifti, sonuç alamadıklarını belirterek, yardım istedi. Anne Fadime Akdağ, “Çocuğum doğuştan böyleydi. Bir ay boyunca yoğun bakımda yattı. Çocuğuma nasıl bakacağız diye çok korkuyordum. Hemşirelerin yardımıyla bakımını öğrendim. Zahide, yürümeye başlayınca kontrollerini hiç aksatmadık. Haftada bir, ayda bir İzmir'e hastaneye gittikçe doktorlar tarafından kremleri değiştirildi. 'Üç ayda bir, beş ayda bir geleceksiniz' dediklerinde, yine hastaneye gitmeye devam ettik. Daha sonra çareyi Türkiye'nin çeşitli illerindeki hastanelere giderek, aradık. Hatta eşim 'Başka bir ülkede çaresi varsa gidebilirim' dedi. Doktorlar 'Bu hastalığın çaresi yok' dedi. Kullandığımız kremlerin bir faydasını görmedik. Zahide, yazın sıcağa gelemiyor, kışın soğuğa gelemiyor. Akşam, sabah kremlerini sürüyoruz. Günde en az 6 defa göz damlası var. Kışın gün aşırı, yazın ise her gün duş almak zorunda. Arkadaşlarıyla dahi dışarıda oynayamıyor. Kızım, gözümün önünde günden güne eriyor. Zahide'nin derdine derman bulmak istiyoruz" diye konuştu.Zahide Akdağ ise tedavi olarak, akranları gibi oynamak istiyor. Küçük kız, "Ben yanıyorum ve kaşınıyorum. Tedavi olmak istiyorum" dedi.