Doğan, Uzanlar'a ve Ciner'e yüklendi
Abone olMedya patronu Aydın Doğan, TMSF'nin el koyduğu basın kuruluşlarının satılmasını istedi. Doğan, üstü örtülü olarak Sabah Grubu'nu kiralayan Turgay Ciner'i de eleştirdi.
Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan, Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyduğu basın yayın
kuruluşlarının biran önce satılmasını istedi. Başbakan Yardımcısı
Mehmet Ali Şahin ise bu kuruluşların satılacağını söyledi. Aydın
Doğan Vakfı ve Gazeteciler Cemiyeti'nin ortaklaşa yaptığı Sanat
Galerisi'nin açılış töreni gerçekleştirildi. Gazeteciler
Cemiyeti'ndeki törende 'Ölümsüz Ustaların Objektifiden' isimli
fotoğraf sergisinin de açılışı yapıldı. Törene, Başbakan Yardımcısı
Mehmet Ali Şahin, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Tarım ve
Köyişleri Bakanı Sami Güçlü, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, SHP
Genel Başkanı Murat Karayalçın, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi
Bilgin, Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan'ın
yanısıra birçok medya mensubu katıldı. Açılışta bir konuşma yapan
Aydın Doğan, gazetecilik mesleğinin son zamanlarda yıpratıldığını
söyledi. Bunun en önemli nedeninin, bazı kişilerin gazetecilik
mesleğini kendi çıkarı için kullanması olduğunu savunan Doğan, "Bir
yayın sahibi olanlar zamanı geldiğinde bunu bir silah gibi
kullanmaktan çekinmediler. İçleri boşaltılarak batırılan bankaların
sahiplerinin neredeyse tümünü elinde 'zamanı gelir de kullanırız'
diye küçüklü büyüklü gazete ve televizyonlar bulunmaktaydı" dedi.
Özgür basın faaliyetinin olmadığı yerde demokrasiden
bahsedilemeyeceğini kaydeden Doğan, bugün basında yaşanan en büyük
sorunun mülkiyet yapısındaki bulanıklık olduğunu ileri sürdü. Bu
bulanıklığın çok yönlü olduğunu anlatan Doğan, konuşmasına şöyle
devam etti: "Bunun birinci yönü çok sayıda gazete ve televizyonun
sahiplerinin bankacılık faaliyetlerindeki usulsüzlük ve
yolsuzlukları nedeni ile TMSF'nin yani kamu otoritesinin elinde
olasında kaynaklanıyor. İkinci yönü ise TMSF ile yapılan kira
sözleşmeleridir. Ve nihayet pek çok gazetenin ve televizyonun
künyelerinin gerçek sahiplerini yansıtmamasıdır. Aslında mülkiyete
bu ölçüde bir bulanıklığın sahip olması o ülkede büyük bir
gölgedir. Demokrasinin buna tahammülü yoktur. Türkiye'nin Avrupa
Birliği (AB) üyeliği yolunda bu kabul edilemez, buna son verilmesi
zorunludur. Kamu otoritesi, hükümet basın sektöründe çekilmelidir.
TMSF'nin elindeki basın ve yayın kuruşları biran önce şeffaf bir
şekilde satılmalıdır." Bundan bir yanlış bir anlam çıkartılmaması
gerektiğini söyleyen Doğan, kesinlikle tekel olmak gibi bir niyeti
olmadığını ifade ederek, "230 televizyon ve bir o kadar da gazete
varken bir ülkede tekelcilikten bahsetmek safsatadır" dedi. Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin ise konuşmasında,
Türkiye'de din ve Atatürk'ün kullanıldığı gibi basının da
kullanıldığını söyledi. Basın Yasası Tasarısı'nın gelecek hafta
Meclis'in gündemine geleceğini bildiren Şahin, Doğan'ın TMSF'nin el
koyduğu basın kuruluşlarının satılması gerektiği yönündeki görüşüne
ilişkin de değerlendirme yaptı. Hükümet olarak basın kuruluşlarına
ilişkin yasal düzenlemeler yaptıklarına dikkat çeken Şahin, "Ancak
devletin tüccar olmaması önemli olduğu gibi, tabi ki devletin bir
takım istismarlar sonucu el koymak zorunda kaldığı basın yayın
organlarını da elinde tutarak bu alanda sektöre girmiş olması asla
düşünülemez. Bu konuda aynı düşüncedeyiz. Önümüzdeki dönemde bu
sıkıntıyı çözeceğiz" şeklinde konuştu.