Doğan Satmış'dan Can Dündar ifşası! O gün odada demiş ki...
Abone olMIT tırları olayının bir numaralı tanığı Doğan Satmış gazeteciler.com sitesine konuştu. Can Dündar görüntüleri yayınlama kararı alırken Doğan Satmış da o odadaydı. Neler konuşuldu, Can Dündar ne dedi. İlk kez birinci ağızdan dinleyeceksiniz;
Habertürk'ten Cumhuriyet gazetesine geçtikten sonra medyanın en
sansasyonel olaylarından birine tanık olan Doğan Satmış, MİT
tırları ve Can Dündar hakkında ilk kez konuştu. Gazeteciler.com
sitesinde Hadi Özışık ile söyleşi yapan Doğan Satmış, MİT tırları
haberinin perde arkasını anlattı. O görüntüler Cumhuriyet
Gazetesi'ne geldiğinde, Can Dündar ile özel odada 8 kişi vardı. O
isimlerden biri de Doğan Satmış'dı...
Peki MİT tırları haberinin perde arkasında neler var, o görüntüler
geldiğinde Cumhuriyet Gazetesi'nde neler yaşandı? İşte Doğan
Satmış'ın Hadi Özışık'la yaptığı söyleşinin en çarpıcı bölümü;
CAN DÜNDAR GAZETECİLİĞİN DIŞINA
ÇIKTI
Hadi Özışık: Size göre Can Dündar
nerede yanlış yaptı?
Doğan Satmış: Can Dündar, gazetecilikte benim
gördüğüm sadece kendini ön plana çıkararak ekibini dışlayarak bir
şeyler yapmak istersen yanlış yaparsın. Öyle bir olay yaşadık biz.
Evet Can Dündar tutuklandı, tutuklanması yanlıştı diye ayağa
kalktık. sonuçta bir haber yapmıştı ve o haber için tutuklanmaması
gerektiğini düşünüyorduk. Fakat Can Dündar sonradan bunu farklı
yöne taşıdı ve gazetecilik dışına taşımaya kalktı. Birden aktivist
kimliğine aktivizme kayan tepkiler gösterdi.
MİT TIRLARI HABERİ! CAN DÜNDAR ODADA NE
DEDİ?
Hadi
Özışık: Sizce MİT Tırları haberi
yayınlanmalı mıydı?
Doğan Satmış: Aslında Can Dündar bunu kitabında
anlattığı için ben de burada anlatabilirim. MİT Tırları haberi
Cumhuriyet’e geldikten sonra gazetenin içinde 8 kişilik bir ekip
toplantı yaptık. Bu yedi kişinin beşi yayın kurulu diğer üç kişi
ise gazetenin hukukçularıydı. O Toplantıda Can Dündar, ben, Tahir
Özyurtseven ve Murat Sabuncu ve Ayşe Başlangıç vardık. O haberin
bize gelmesinden 1.5 yıl önce Aydınlık’ta yayınlandığını
biliyorduk. Ancak Aydınlık’tan farklı ayrıntılar ve görüntüler bize
gelmişti. Toplantı sırasında gazetenin hukukçularından biri
“Bu haberi yayınlarsanız hakkınızda tutuklama kararı
çıkar” dedi. Net bir şekilde Can Dündar “ben bunu göze
alıyorum” dedi. Kendisine döndüm “Can sen bir haber
için tutuklanmayı mı göze alıyorsun” diye sordum. “Evet”
dedi. “Ben göze almam, hiç bir haber tutuklanmaya ya da
ölmeyi göze alacak kadar önemli değildir değmez” dedim.
Çünkü gazetecilik uğrunda ölünecek ya da tutuklanacak diye
düşünülecek bir olaydır diye bakarsan olay farklı bir noktaya
gider. Sonuçta gazetecilik para kazanılan bir iş, uğrunda
Afganistan’a gidip savaşılacak bir iş değildir.
Hadi Özışık: Sizi avukat
uyarıyor, diyor ki siz bu haberi yayınlarsanız hapse girersiniz.
Bunu şöyle yorumlarsak, “bunu yayınlarsanız vatan haini olursunuz
mu.” demek istiyor.
SEÇİMDEN BİR HAFTA ÖNCE BELLİ AMAÇ İÇİN
YOLLANMIŞ
Doğan Satmış: Avukat diyor ki bu yönde açılan bir
dava var, tutuklanan savcılar generaller var, bunun dengi bir suça
ortak olursunuz. Net tutuklanırsınız. Ben sonra tekrar Can Dündar’a
döndüm dedim ki, senin kelepçeli fotoğrafın Cumhuriyet
gazetesi için iyi olur. Ve o gün Can “ben bu haberi
yazacağım” dedi. Ancak biz o zaman bir şeyi fark
etmemiştik, çünkü seçime bir hafta vardı ve bu haberi
yayınlamamızın sakıncasını göremedik.
Hadi Özışık: Yani o zaman bu
fotoğraflar ve görüntüler size belli bir amaç için gelmiş.
Doğan Satmış: Şimdi geriye dönüp
baktığımızda evet bu doğru, o haber bize seçimden bir hafta önce
farklı bir amaçla gönderilmiş.
Hadi Özışık: Daha önceki o işin FETÖ’ye hizmet
olduğunu düşündünüz mü?
Doğan Satmış: Öyle bir net pozisyon ortaya çıktı
zaten biz de bunu biliyorduk, FETÖ’nün bir çok organize olduğunu
biliyorduk. Her yerde elleri kolları olduğunu her yerde güçlü
olduklarını biliyorduk.
Doğan Satmış: Ahmet Altan’ın yakın bir arkadaşına anlattıklarını biliyorum. Ona sormuşlar “Ya Ahmet etrafını bütün FETÖ’cüler sarmış, nasıl bunun farkına varmayıp o yayınları yaptınız?”. Ahmet Altan diyor ki “Ya ben de bakıyorum tesadüfen bile normal bir gazeteci yanıma gelmez mi, hepsi onlardanmış”. Bu Ahmet Altan’ın lafı aynen böyle demiş. Ahmet Altan Türkiye’de kitapları bilinen yazıları bilinen, bir çok konuda risk almış yazar. 20 yıl önce Milliyet’te Atakürt manşetini cesaretini gösteren adam adam. Bu yüzden işinden kovulmuş.
Gazetelerde çıkmış bir kelime için İstanbul’da bazı polis
müdürlerinin gazetecileri tehdit ettiğine şahit oldum. HaberTürk’te
in out diye bir köşe vardı. Orada çıkmış bir kelime için İstanbul
Emniyet Müdür yardımcısının telefon açıp gazetenin patronlarını
tehdit ettiğini biliyorum o kadar güçlüydüler. Şimdi o o güçlere
sahip insanların bir organizasyon içinde MİT Tırlarını durdurup
içindekileri fotoğraflayıp sonra da yayınlanması için sağa sola
gönderdiklerini biliyorduk. Hatta bu MİT Tırları haberinin bizden
önce Hürriyet’e götürüldüğü ve Hürriyet’in bunu yayınlamadığı
konuşuldu.
Hadi Özışık: Peki Can Dündar
gibi tecrübeli bir gazetecinin bunu fark etmemesi mümkün mü?
Doğan Satmış: Fark etmesi gerekiyordur ve bunun
altına imza atıyor. Kural şu seçimden önce iktidarı kötü gösterecek
bir haber mi size geldi. Siz o haberin altına “Seçimden önce bu
haberin bize gelmesi şu amaca yöneliktir, fakat biz bunu haber
değeri taşıdığı için yayınlıyoruz” demek gerekirdi. Gazetecilik
ilkesi seni kullanmak isteyen bir adamı afişe etmelisiniz.
FETÖ CUMHURİYET'E PARASAL DESTEK VERDİ
Mİ?
Hadi Özışık: Can Dündar
döneminde Cumhuriyet'e FETÖ'den parasal destek oldu mu?
Doğan Satmış: Tabi onu biz bilemiyoruz. Ama belki
de o yüzden muhasebeci filan da tutuklu. Eğer öyle bir girişim
olduysa hiçbir şekilde kabul edilemez.
Hadi Özışık: Siz ve o dönemde
çalışan ekibin, bu iddiaları duymadınız mı o fotoğrafı görmediniz
mi?
Doğan Satmış: Biz zaten Cumhuriyet’in FETÖ organı
olmayı kabul edecek ekip değiliz. Öyle bir şey yok yani. Biz zaten
hepimiz FETÖ karşıtı insanlardık. Cemaatin Türkiye’yi nasıl ele
geçirmek istediğini bilen ve buna karşı yayınlar yapmış bir
ekiptik. Mesela benim üç yıl önce yayınlanan “Bir İşsizin Günlüğü”
kitabımda bir gün Fethullah Gülen ile konuşarak röportaj yaparsam
ilk sorumun “Siz gizli bir örgüt müsünüz” olacağını belirtmiştim.
Tabi ilk soru böyle olunca hiç cevap verilmedi ve o röportaj asla
gerçekleşmedi. Biz durumun farkındaydık.
*DOĞAN SATMIŞ ACUN ILICALI KİTABINI NEDEN
YAZDI?
*CUMHURİYET'İN PATRONU DARBEDEN 1 HAFTA
ÖNCE NE YAPTI?
-------------