Doçent cinayetinde tüyler ürperten detay
Abone olElazığ'da arazide toprağa gömülü olarak bulunan Doç. Dr. Bilgin Gürateş cinayetinde ortaya çıkan gerçek tüyler ürpertti
Elazığ Emniyet Müdürü Ayhan Buran, arazide toprağa gömülü bulunan Doç. Dr. Bilgin Gürateş'in bir işhanında silahla vurularak öldürüldükten sonra cesedinin dolaba koyularak işhanından çıkarıldığının tespit edildiğini açıkladı.
Buran, yaptığı yazılı açıklamada, Doç. Dr. Bilgin Gürateş için 28 Mart saat 12.40 sıralarında Şehit Mehmet Ali Çakır Polis Merkezi'ne kayıp başvurusu yapıldığını ve bunun üzerine soruşturma açıldığını belirterek, şunları kaydetti:
"Kayıp Doç. Dr. Bilgin Gürateş, 27 Mart günü ilimiz Gazi Caddesi üzerinde bulunan 50'ler Çarşısı işhanında silahla vurulmak suretiyle öldürüldükten sonra cesedi dolaba konularak 28 Mart saat 09.00 sıralarında bahse konu adresten çıkartılmıştır. Minibüsle Gümüşkavak Mahallesi'ne götürülerek bir müddet bekletildikten sonra aynı günün gecesi 22.30 sularında yine aynı mahalle civarında bulunan Erpinik Dağı'na gömüldüğü anlaşılmış, maktulün cesedi 3 Nisan saat 01.30 sıralarında cumhuriyet savcısı ve adli tıp doktoru nezaretinde gömüldüğü yerden çıkartılmıştır."
5 KİŞİ TUTUKLANDI
Olayın faili ve yardım eden toplam 7 zanlının, olayda kullanılan suç aleti tabanca ve buna ait şarjöre basılı 9 adet mermi ile yakalandığını hatırlatan Buran, 5 Nisan'da adliyeye sevk edilen zanlılardan 5'inin tutuklandığını belirtti.
BÜRONUN ÇAMAŞIR SUYULA TEMZİLENDİĞİ İDDİA EDİLMİŞTİ
Elazığ'da, bir ihbar üzerine merkeze bağlı Gümüşkavak Mahallesi'ndeki arazide kazı çalışması yapan ekipler, 6 günden beri kendisinden haber alınamayan Doç. Dr. Bilgin Gürateş'in cesedine ulaşmıştı. Boynunda iz olduğu belirtilen Gürateş'in kasığından silahla vurulduğu bildirilmişti.
Doç. Dr. Gürateş'in, kent merkezindeki işhanında R.Y'ye ait büroda silahla vurulduktan sonra bir dolabın içine konularak Gümüşkavak Mahallesi'ndeki araziye kadar taşındığı, daha sonra toprağa gömüldüğü, büronun da çamaşır suyu ile temizlendiği iddia edilmişti.
ÇOCUK GELİN SKANDALLARINA BİR YENİSİ DAHA EKLENDİ
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Türkiye'nin kanayan yaralarından biri olan çocuk gelin sorununda yeni bir perde daha açıldı. Tekirdağ'ın Hayrabolu ilçesinde 14 yaşındaki kızları F.R.'yi evlendirme kararı alan D.Y. ve G.Y. adlı karı koca, notere gidip, rıza ve muvaffak ettiklerini yani onayları olduğunu bildiren noter senedi düzenletti. Küçük kız bu senetle kendisinden 11 yaş büyük E.D. adlı genç adamla evlendirildi. Evlendikten bir süre sonra çocuk gelin hamile kaldı.
NOTER DE SORUŞTURMADA
Hamilelikle birlikte ortaya çıkan skandal yargıya taşındı. Hayrabolu Cumhuriyet Savcılığı, kızlarının çocuk gelin olmasına noter senediyle onay veren anne ve baba hakkında cinsel istismar suçundan soruşturma başlattı. Ancak savcılık anne ve babayla yetinmedi. Skandal resmi görevini kullanarak yol açan noter hakkında da inceleme başlattı. Noter hakkında cinsel istismar suçu işlenmeden önce durumu ihbar etmediği için, TCK'nın 279. maddesinde düzenlenen "kamu görevlisinin suçu bildirmemesi" suçundan dava açılması bekleniyor.
BAKANDAN ACI İTİRAF
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik de çocuk gelin sorununa değinirken bir de itirafta bulundu. Urfalı bir kızın kendisine ulaşarak "Sayın Bakanım beni zorla tanımadığım biriyle evlendiriyorlar. Ne olur beni kurtarın" dediğini anlatan Çelik, bu evliliğe engel olmak için vali, kaymakam gibi isimlerle konuştu. Bakan Çelik, genç kızı koruma altına alıp başka şehre götürmeyi önerdi ama bölgenin ileri gelenleri "Evliliğe engel olursanız kızı öldürürler" deyince Bakan'ın da eli kolu bağlandı.
KONAKLAR GELİYOR
Bu arada hükümet, doğuda "mahalle konakları" kurarak kadınların eğitim almasını sağlayacak proje Urfa'da start verdi.
NİKAH İSTEDİ TEKME TOKAT DAYAK YEDİ
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Mersin’de Saadet Ç. (29), 3 yıldan bu yana resmi nikâhı olmadan yaşadığı Cemil S.’nin (42) kendisini sopa, tekme ve yumruklarla dövdüğünü öne sürüp polise sığındı.
Gözaltına alınan Cemil S. çıkarıldığı mahkemede tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Evli ve 2 çocuk babası Cemil S., yaklaşık 3 yıl önce dayısının kızı Saadet Ç.’ye, eşinden boşanıp kendisiyle evleneceğini söyleyerek birlikte yaşamaya başladı.
Resmi nikâhlı eşiyle barışan Cemil S., Saadet Ç.’yle de birlikteliğini sürdürdü. 4 gün önce Saadet Ç. tekrar boşanıp kendisiyle resmi nikâh yapılmasını isteyince, ikili tartıştı. Saadet Ç. annesinin evine gitti.
Saadet Ç., hastanede tedavi gören kardeşine yemek götürürken Cemil S. yolunu kesip kaçırdı. Adresini bilmediği bir eve götürülen Saadet Ç. 3 gün boyunca alıkonuldu. Cemil S., kendisiyle ilişkisini sürdürmeye zorladığı Saadet Ç.’yi sopa, tekme ve yumruklarla dövdü. Bir ara balkona çıkan Saadet Ç., yardım isteyince, çevredeki vatandaşlar polisi aradı. Polisler Saadet Ç.’yi kurtardı.
KARISI İNTİHAR EDERKEN BAKIN NE YAPTI
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Şiddet gördüğü gerekçesiyle boşandığı eski eşi Muhittin Özcoşkun'un Tarabya'daki evinin penceresinden düşen Gülay Yaşar'ın ölümüyle ilgili savcı, genç kadının intihar ettiğine karar verdi.
Ancak eski eş ifadesinde, Gülay'ın "kendimi atacağım" dediği sırada, kendisinin de kanepede bacak bacak üstünde onu seyrettiğini söyledi
Gülay Yaşar 29 Ağustos 2011 günü bir yıl evli kalarak şiddet gördüğü gerekçesiyle boşandığı eski eşi Muhittin Özcoşkun'a ait Tarabya'daki evin penceresinden düşerek hayatını kaybetmişti.
Olayın cinayet olduğunu savunan Yaşar'ın ailesi kızlarının ölümünden olayın tek görgü tanığı olan eşki eş Muhittin Özcoşkun'u sorumlu tutmuştu. Olayın ardından gözaltına alınan Özcoşkun ise savcılık tarafından serbest bırakılmıştı.
Vatan'ın haberine göre soruşturmayı yürüten savcı Faruk Erşan Yılmaz, Gülay Yaşar'ın kendi iradesiyle intihar ettiğini ve üçüncü kişilere yüklenebilecek kusur bulunmadığı gerekçesiyle dosyaya takipsizlik kararı verdi. Takipsizlik kararında incelemede olaya konu 3. kattaki daire giriş kapısında herhangi bir zorlama izi bulunmadığı, sol tarafta bulunan salon penceresinin açık olduğu, evde herhangi bir suç unsurunun bulunmadığının belirtildiği anlatıldı. Kararda Gülay Yaşar'ın 2 Eylül 2011 günü yaşamını yitirdiği ve Adli Tıp Kurumu raporunda Yaşar'ın kafatası ve omurga kırıkları ile birlikte beyin kanaması sonucu öldüğünün belirtildiği ifade edildi.
SİLAH ZORUYLA OLABİLİR
Takipsizlik kararında Gülay Yaşar'ın babası Duran Yaşar'ın ifadesinde kızının eski eşi Muhittin Özcoşkun'un kızını tehdit etmesinden dolayı evden uzaklaştırma cezası olduğunu ve olaydan hemen sonra kaçtığını söylediği belirtildi.
Yaşar'ın ifadesinde kızının silah zoru ile atlamış olabileceğini ayrıca Özcoşkun'un evde Pitbull köpeği olduğunu onu da kızının üstüne salmış olabileceğini belirttiği anlatıldı. Kararda Özcoşkun ifadesinde eşi atlamadan önce kanepede oturduklarını bir ara ayağa kalkarak sigara aldığını "ben kendimi atacağım" dediğini kendisinin de kanepede bacak bacak üstüne atıp onu seyrettiğini, Gülay'ın kendisini atacağına ihtimal vermediğini, bazen istediklerini yaptırmak için bu şekilde davrandığını söylediği ve aradan saniyeler geçtiği sırada pencereye çıkarak kendisini aşağıya attığını söylediği anlatıldı.
TOPU ALMAK İÇİN GİRDİĞİ DENİZDEN ÇIKAMADI
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Bakırköy sahilinde düşürdükleri topu almak için denize giren bir genç boğularak hayatını kaybetti.
Bakırköy sahilinde denize giren bir kişinin suyun yüzeyinde çırpınarak kaybolduğunu gören vatandaşlar, durumu polis ve sağlık ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen Deniz Liman Şube Müdürlüğü'ne bağlı polisler tarafından bulunarak denizden çıkartılan gence, sağlık ekipleri ilk müdahaleyi yaptı. Üzerinden çıkan kimlikte adının Aydın Bilen (18) olduğu belirlenen genç, sağlık ekiplerinin, yaşam fonksiyonlarının sürdüğünü tespit etmeleri üzerine Bakırköy Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Bilen, hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Bilen'in sahilde piknik yapan bir vatandaşa ait olan ve denize düşen bir topu almak için denize girdiği iddia edildi. Polis ekipleri olayla ilgili soruşturma başlattı.
BEYOĞLU'NDA KANLI KAVGA!
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Olay, Beyoğlu Piripaşa Mahallesi Şaban Deresi Sokak üzerinde saat 20.30 sıralarında meydana geldi. İddialara göre, seyir halindeki 34 TG 5171 plakalı minibüs sürücüsü Ramazan İbrahim Akçay (46) ile plakası belirlenemeyen gri renkte Hyundai marka otomobilin sürücüsü yol verme nedeniyle tartışmaya başladı. Otomobil sürücüsü yaklaşık 200 metre sonra minibüsün önünü kesti.
Kimliği henüz belirlenemeyen otomobil sürücüsü aracından inerek minibüsün içindeki Ramazan İbrahim Akçay'ı boynundan silahla yaraladı. Yaralanan Akçay yoldan geçen bir taksi sürücüsü tarafından Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Akçay tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Akçay'ı yaralayan otomobil sürücü ise olay yerinden hızla uzaklaşarak kayıplara karıştı. Silah sesini duyan vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine çok sayıda polis ekibi sevk edildi.
Olay yerinde delil toplama çalışması yapan polisler kaçan saldırganı yakalamak için cadde üzerinde bulunan güvenlik kameralarını incelemeye aldı. Güvenlik kamera görüntülerini inceleyen polis, cinayetin yol verme tartışması sonucu işlendiğini tahmin ediyor. Yaralıyı, acil servise teslim eden taksicinin ise de polise bilgi vermeden kayıplara karıştığı öne sürülürken, Polisin olayla ilgili soruşturması devam ediyor.
BAĞ EVİNDE CİNAYET
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Kırklareli'de bağ evinde vücudunun çeşitli yerlerinden bıçaklanan kişi ölü halde bulundu.
Seyit Ahmet Alper, Asilbeyli Köyü'ndeki bağ evinde, yakınları tarafından ölü olarak bulundu. Olay yerine gelen polis ekipleri yaptıkları incelemede, Alper'in 5 yerinden bıçaklandığını tespit etti.
Cumhuriyet savcısının incelemelerinin ardından Alper'in cesedi İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.
Polis, olayla ilgili soruşturma başlattı.
GRUPLAR ARASINDAKİ KAVGA KANLI BİTTİ
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
İzmit'te iki grup arasındaki kavgada 1 kişi bıçaklanarak öldürüldü, 1 kişi de yaralandı.Alınan bilgiye göre, Bekirdere Mahallesi'nde Hüseyin Karaman ve Fatih Kaplan, kimlikleri henüz belirlenemeyen 3 kişi ile öğrenilemeyen bir nedenle tartışmaya başladı.
Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Kaplan göğsünden, Karaman ise kasığından bıçakla yaralandı. Olay yerine gelen 112 Acil Servis ekiplerince Kocaeli Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Kaplan, buradaki müdahalelere rağmen hayatını kaybetti, Karaman ise İzmit Seka Devlet Hastanesi'ne sevk edildi.
Polis, olayın ardından kaçan şüphelilerin yakalanması için çalışma başlattı.
Bu sırada, hastanede sinir krizi geçirerek acil servisin camlarını kıran Kaplan ve Karaman'ın yakınları, polis ekiplerince hastaneden uzaklaştırıldı.