Dizileri kesintisiz izlemenin yolu
Abone olAkşam Gazetesi yazarı Ersar Özer, bugünkü yazısında televizyonlardaki reklam kirliliğine değindi. Özer, dizileri kesintisiz izlemek için bir de yol öneriyor.
Televizyonlardaki reklam kirliliği herkesi bezdirdi. Akşam
Gazetesi yazarı Ersar Özer'de başlıklı yazısında reklam arası dizi
izlemekten bıkanlara bir takım yollar öneriyor.
Bir İstanbul Masalı'nında 49 dakika, Kınalı Kar dizisinde de 61
dakika reklam yayınlandığına dikkat çeken Özer'in tavsiyeleri ise
şöyle:
Dizileri kesintisiz izlemek ister misiniz?
Birazdan okuyacaklarınız işinize gelmeyebilir. Bu yüzden de
hoşunuza gitmeyecektir.
Aynen! Benim de işime gelmiyor ve hoşuma gitmiyor.
Ama hakikat böyle. Elden gelen bir şey yok. Güneş balçıkla
sıvanamayacak kadar sıcak. Hiç boşuna uğraşmayın.
Vatan gazetesi haberini yapmıştı. Bir muhabir oturup dizilerde saat
tutmuş.
Bir İstanbul Masalı'nın süresi 61 dakikayken arada yayınlanan
reklamlar 49 dakikaymış. Daha da vahimi, Kınalı Kar. Dizi 54
dakika, reklamları ise tamı tamına 61 dakika.
Bu işin kuralına bakarsanız, sadece 10 dakika reklama izin var.
Yani yasak delinmiyor, delik deşik, delik deşik ediliyor.
Üstelik reklam kuşakları da izin verilenin çarpı ikisiymiş. Hatta
Kınalı Kar'da çarpı daha fazlası. 2 yasal kuşağın üzerine 3 de
illegal kuşak ekleyip diziye 5 kez ara vermişler.
Şimdilerde herkes bunu diline dolamış durumda. Bir de en bayatından
espri yapıyorlar: Reklam arası dizi seyrediyoruz!
Aslında söyledikleri bir yerde doğru. Reklam arasında da olsa bu
diziler seyrediliyor. Yoksa her ikisi de günün en fazla izlenen
programlarının tepesinde olamazdı.
Bahsettiğim kuralları koyan elbette RTÜK. Delinmesine göz
yumdukları için haliyle eleştiri oklarının hedefi de onlar.
Kurumun, reklamlardan pay aldığı için ihlallere göz yumduğu
söyleniyor. 2004'ün ilk 4 ayında kasalarına 193 trilyon lira
girmiş!
H H H
Kural tanımaz televizyonlara ağzınıza geleni söyleyebilirsiniz.
'Vatandaşı eşşşşek yerine koymaya ne hakkınız var?' şeklinde çok
'ş'li hesaplar sorabilirsiniz.
Ancak atlanmaması gereken bir nokta var. Bu diziler taa uzaydan
dolanarak bize kadar geliyor.
Televizyonların adamları evlere dalıp kafalara silah dayamak
suretiyle yayınlarını seyrettirmiyor.
Türkçesi: İsteyen izliyor, istemeyen izlemiyor.
Böyle de bir özgürlükler ülkesi Türkiye yani.
İşte bu sebepten de, reklamların yayın süresi birtakım kurallara
bağlı olamaz. Kuralları serbest piyasa belirler. Arz-talep dengesi
ilgili yerleri gerekirse terbiye eder.
Çok reklam izleyiciyi kaçırır. İzleyicisi olmazsa kanal reklam
alamaz. Alırsa da en ucuzundan fiyat tarifesi uygulamak zorunda
kalır.
Ancak çok reklama rağmen bir program yine de izleniyorsa, yayıncı
da bunun etinden, sütünden, yününden yararlanıp suyuna da çorba
yapma hakkına sahiptir.
Çünkü başarmıştır. Her başarı gibi de ödülü hak etmiştir.
H H H
Eleştirilen televizyon kanallarının geliri reklama dayalı. Bir
İstanbul Masalı'nı izlemek için kimse cüzdanından 1 milyon lira
çıkarıp atv'nin banka hesabına havale etmiyor.
Öyle değil mi? Ben yanlış bilmiyorum yani.
Ama bakın bu konuda TRT'yi yerden yere vurabilir, yerdeyken de
üzerinde tepinebilirsiniz.
Evimize gelen elektrik faturasında sabit payı var, televizyon,
radyo satın alırken bandrol parası alıyor, bir de bunun üstüne
reklam yayınlıyor.
Madem başka gelirlere sahipsin benim cebimden niye para
alıyorsun?
TRT yerine bu paraları atv'ye gönderelim ki Bir İstanbul Masalı'nı
reklamsız izleyebilelim. Eminim, bu gelir modeline havada
atlayacaklardır.
Diziyi 3 saat kesintisiz yayınlamazlarsa namerdim. Hem de her
gece!
Yazı: Ersan Özer
Kaynak: