Diyet yapayım derken kanser olmayın!
Abone olFazla kilolardan kurtulmak isteyenler diyete başvuruyor. Ancak bilinçsizce yapılan bu diyetler ciddi hastalıklara da davetiye çıkarıyor...
Yaz aylarının yaklaşmasıyla birlikte fazla kilolardan
kurtulmak isteyenler diyete başvuruyor.
Ancak bilinçsizce yapılan bu diyetler ciddi
hastalıklara da davetiye çıkarıyor.
Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve
Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fatih Uyar, yapılan
araştırmalara göre kanserin temelinde yanlış beslenme ve gıdaların
yanlış şekilde tüketilmesi olduğunu bildirdi.
Antalya'nın Serik ilçesine bağlı Belek beldesinde bir otelde
düzenlenen 8. Uluslararası Beslenme ve Diyetetik Kongresi'nde sunum
yapmak üzere Antalya'ya gelen Yrd. Doç. Dr. Fatih Uyar,
gazetecilere yaptığı açıklamada, yaz aylarının yaklaşmasıyla
gündeme gelen bazı diyetlerin, insan sağlığına zararlı olduğunu
ifade etti.
Uyar, kan grubu diyetleri, şok ve çok düşük kalorili diyetler
yerine, her türlü besinden çeşitli gıdaların alınabildiği, az ve
sık beslenmeyi içeren beslenme programlarını önerdi. Yrd. Doç. Dr.
Uyar, bu programların da hekim kontrolünden geçerek, beslenme
uzmanları kontrolünde uygulanması gerektiğini vurguladı.
Yaz aylarına daha zinde ve zayıf girmek isteyenlerin diyetlere
başvurmasının bir alışkanlık haline geldiğine dikkati çeken Uyar,
beslenme programlarına başlamadan önce hekim ve diyetisyen
kontrolünün önemine değindi.
Yanlış beslenmenin ortaya çıkardığı çok sayıda hastalık olduğunu,
bunlardan birinin de tip 2 diyabet olduğunu anlatan Fatih Uyar,
"Aklınıza gelebilecek, ölümle sonuçlanan kronik
hastalıkların çoğunluğu beslenme kaynaklı. Bugün araştırmalar
kanserin de temelinde yanlış beslenmenin olduğunu, yanlış gıdaları
yanlış şekilde tüketmenin olduğunu vurguluyor" diye
konuştu.
-"Kas dokusundan değil, yağ dokusundan kilo verilmesini
istiyoruz"-
Bazı gazete haberleri ve internette yayınlanan her diyete
uyulmamasını isteyen Yrd. Doç. Dr. Uyar, şöyle devam etti:
"Yıllarca yanlış programlara uyup, yıllar sonra doğruya
başvurduklarında insanları eski hallerine getirmek için çok
uğraşıyoruz. Bozulmuş bir metabolizmayı toparlamak, yeniden kilo
verdirmek ya da aldırmak çok zor. Kısa sürede çok düşük kalorili
yapılan diyetler gerçekten teoride bir kilo kaybına sebebiyet
verir. Biz kas dokusundan değil, yağ dokusundan kilo verilmesini
istiyoruz. Tersi olursa yavaş yavaş insanlarda unutkanlık, dikkat
dağınıklığı, hafıza kaybı gibi sıkıntılarla sonuçlanacak şeyler
oluşur. Şok bir diyet yapan insanda ilk bir haftanın sonunda
verilen kilolar sıvı kaybıdır. Ondan sonra kastan erimeye başlar.
Protein diyetleri mesela... Protein diyetlerde karbonhidrat kaynağı
olmadığı için vücut protein kaynağından tüketmeye başlar. Protein
kaynağı metabolizmanın dönmesi için herşeyin temel yapı taşını
oluşturur. Bu da çok hızlı şekilde metabolizmanın baştan sona
bozulmasına neden olur."
Anne sütünü "mucizevi bir besin" olarak niteleyen
Uyar, anne sütünün karbonhidrat, yağ, vitamin ve minerallerin denge
içinde yer aldığını anlattı. Uyar, "Bunu doğar doğmaz bize
bahşeden doğaya, sisteme baktıktan sonra yapmamız gereken şey,
hayat boyu bu dengeyi koruyup devam ettirebilmek"
dedi.
-Okul kantinleri-
Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve
Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilgün Karaağaoğlu ise
okul kantinlerinde düzeltilmesi gereken aksaklıkların halen var
olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Nilgün Karaağaoğlu, sağlıklı beslenme alışkanlıklarının
küçük yaştan itibaren geliştirilmesinin ileriye dönük beslenmeyle
ilişkili kronik hastalıklarda koruyucu olması nedeniyle okulda
beslenmenin önemli olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Karaağaoğlu
çocukların okullarında ailelerinden uzaktayken beslenmesine yönelik
kararları kendilerinin verdiklerine dikkati çekerek, çocukların da
genellikle okul yemekhaneleri yerine kantinleri tercih ettiklerini
ifade etti.
Çocukların kantinlerde ise genellikle enerji açısından içeriği
yüksek besin değeri düşük yiyeceklere eğilimleri olduğunu kaydeden
Karaağaoğlu, bu konuda ailelerin bilinçlendirilmesinin önemine
dikkati çekti.
Nilgün Karaağaoğlu, özellikle annelerin doğru davranışlarda
bulunması ve okul ortamında da öğretmenlerin çocuklara destek
olması gerektiğini söyledi. Karaağaoğlu, okul yemekhanelerinde
diyetisyenler istihdam edilerek, hijyenik ve dengeli beslenmenin
sağlanmasının önemli olduğunu vurguladı.