Bireysel hayatın da toplumsal hayatın da şaşmaz kuralıdır: Neye
odaklanırsanız onu büyütür ve yoğunlaştırırsınız.
Kötülüğe odaklanırsanız kötülüğü çekersiniz, iyiliğe
odaklanırsanız iyiliği.
Sırrı Sakık’ı eleştirmiştim geçen yazıda. Bu yazıda da aynı
nedenle Diyarbakırspor yönetimini eleştirmek istiyorum.
Çünkü, gerek Sakık’ın, gerekse Diyarbakırspor Kulüp Başkanı
Çetin Sümer’in ırkçılığı vurgulayan sözlerinin son derece tehlikeli
ve kışkırtıcı olduğunu düşünüyorum. Başka bir ifadeyle, pasif
saldırgan bir tutum içindeler bu şahıslar...
Dikkatinizi çekerim, ‘’Irkçı söylemler hiç yoktur,’’ demiyorum.
Hele hele Diyarbakırsporlulara yapılan çirkin tezahüratları asla
onaylamıyorum. Sadece, öne çıkarılmamalı, vurgulanmamalı, diyorum.
Zaten, aklı başında herkes her türlü ırkçı söyleme karşı çıkar,
çıkmalı....
Dolayısıyla, büyük bir hassasiyetle üzerinde durmamız ve
vurgulamamız gereken en önemli nokta, bu ‘’ırkçı’’ söylemlerin
yaygın olmadığıdır.
Bir avuç kendini bilmezin ve fitne fücurun aşırı tepkileri bütün
bir topluma mal edilirse bundan her taraf zarar görür. Bu tavırlar
tansiyonu düşürmez, tam tersi herkesin kanınını beynini
sıçratır.
Konumları nedeniyle, gerek Sırrı Sakık’ın, gerekse Kulüp Başkanı
Çetin’in bu durumun farkında olması ve daha akıllıca, daha
uzlaştırıcı söylemler içinde olmaları gerekir.
Neyse ki STK’lar ve Diyarbakırlıların çoğu, sahaya çıkmama
kararına karşı tepki göstermiş…
En güzel ve makul çözüm önerisi de ‘’Futbol Federasyonu'nun bu
konuda ciddi bir tutumu olmalıdır. Caydırıcı tedbir olmadığı için
siyasi sloganlar maçlarda tekrar ediyor. Etkili önlem almak lazım.
Bu tür durumlarda ev sahibi takım hükmen yenik sayılmalı.’’ diyen
Baro Başkanı Emin Aktar’dan gelmiş.
Bu arada, bana kızan Kürt kardeşlerimizin de derin bir nefes
alıp şu konuyu düşünmelerini istiyorum:
Maçlarda ‘’PKK dışarı,’’ diye tezahürat yapan taraftarlara çok
kızıyorsunuz. Çok da haklısınız. Bu çok çirkin ve olmaması gereken,
son derece provokatif bir tezahürat biçimi… Sonuna kadar da
karşıyım ve her türlü önlemin alınmasını istiyorum ben de…
Ama hadi şu sorunun cevabını açık yüreklilikle verin şimdi:
Onları bu tezahüratı yapacak noktaya getiren ve sokaktaki
vatandaşın kafasında dahi -neredeyse- bütün Kürtlerin
PKK’lı olduğu imajını yaratanlar kimlerdir?
Abartılı milliyetçi söylemleri ile MHP ve CHP’liler mi? Yanlış
politikalarıyla AKP’liler mi?
Hepsine ‘’evet’’ diyelim...
Peki ama, bu toplumda PKK’ya karşı olan yaygın tepkiyi bile bile
bu terör örgütüyle (evet terör örgütü) arasına mesafe koymayı
beceremeyen, bütün Kürtler PKK’yı desteklermiş gibi bir imaj
oluşturmaya çalışan, en basit kararlarda bile İmralı’daki ‘’eski’’
örgüt liderinin ağzına bakan DTP’nin hiç mi hatası yoktur?
Milliyetçilikte sınır tanımayan Türk kardeşlerimize de küçük bir
hatırlatmada bulunalım:
Bakın, insanlar ‘’PKK’lı’’ dediğiniz için alınıyorlar,
demek ki PKK’lı görünmekten pek de memnun değiller… Daha neyin
kavgasını veriyorsunuz ki?.. Bu tür tezahüratları en önce sizin
engellemeniz, birlik ve kardeşlik için katkıda bulunmanız gerekmez
mi ?... Bir düşünün…
***
Not: Samimi eleştirilerinize ve karşıt
görüşlerinize sonuna kadar açığım. Hepsini okuyorum ve farklı bakış
açılarını öğrenmeye çalışıyorum.
Ama küfür, hakaret ve tehdit içeren maillerinizi okumadan
çöpe atıyorum. Boşuna zahmet etmeyin yani, vaktinize
yazık.
***
İlgili haber:
İlgili yazı: