Diyarbakırlı işadamlarından Başbakan’a mektup

Diyarbakır İş Konseyi tarafından 2 günlük gezi ve incelemelerde bulunmak üzere Diyarbakır’a gelen Başbakan Erdoğan’a şehirde yaşanan sorunlar ve önerileri kapsayan bir mektup verildi.
Diyarbakır’da faaliyet gösteren 17 Sivil Toplum Kuruluşu’ndan (STK) oluşan Diyarbakır İş Konseyi tarafından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a verilen mektupta, çözüm sürecinin Diyarbakır ve bölge insanı için değil, tüm Türkiye için önemli olduğu belirtildi. Diyarbakır’ın ivedilikle çözülmesi gereken sorunlarının yer aldığı mektupta, “Sayın Başbakanımız, Diyarbakır İş Konseyi olarak, kentimize ziyaretinizden dolayı duyduğumuz memnuniyeti iletmek ve kentimizin aciliyet gösteren bazı sorunlarını sizinle paylaşmak üzere bu kısa mektubu sunuyoruz. Öncelikle başlattığınız çözüm sürecinin sadece Diyarbakır ve bölge insanı açısından değil, Türkiye’deki tüm halkların geleceği için önemli ve değerli olduğunu düşünüyoruz. Bu süreçte tüm tarafların ve tüm aktörlerin üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini belirtmek isteriz. Çözüm sürecinin gelişmesi ve güçlenmesi için hızlı hareket edilerek, demokratik adımların ivedilikle atılması; idari, yasal ve anayasal düzenlemeler yapılarak Kürt sorununu tamamen sivil siyaset alanına taşıyacak koşulların ve kanalların oluşturulması gerekmektedir. Bunun için; demokratikleşme adına atılmış ve atılacak olan tüm adımları desteklediğimizi de ifade etmek istiyoruz. Bizler Diyarbakır İş Konseyi olarak çözüm sürecini başından beri desteklediğimizi her platformda ifade ettiğimiz gibi; 13-14 Kasım 2013 tarihlerinde toplanan 27 bölge oda ve borsasının bu çerçevede kamuoyuna yaptıkları basın açıklamasını da destekliyoruz” ifadeleri kullanıldı.

“ÇÖZÜM SÜRECİ MEYVELERİNİ ÖNCELİKLE EKONOMİ ALANINDA VERECEKTİR”
Diyarbakır İş Konseyi tarafından Başbakan Erdoğan’a verilen mektupta, çözüm sürecinin meyvelerini öncelikle ekonomi alanında vereceği belirtildi. Mektupta, “Sayın Başbakanımız, çözüm süreci meyvelerini öncelikle ekonomi alanında verecektir. Bu nedenle çözüm sürecine paralel olarak bölgeler arası ekonomik gelişmişlik farkının hızla azaltılması için acil tedbirler alınması da önemlidir. Bölgenin hızla kalkınması, bir anlamda barış ortamının da garantisi olacaktır. Bu çerçevede, Diyarbakır’ımızın aciliyet gösteren bazı sorunlarını izninizle paylaşmak istiyoruz. Bu sorunlar; Habur Sınır Kapısı’nın ihracattaki önemi, bölgeye ve ülkeye olan katma değeri açıktır. Ancak 40 kilometreye ulaşan uzun araç kuyruklarının oluşuyor olması, gümrük kapasitesinin yetersizliğini göstermektedir. Bunun ekonomiye olumsuz yansımalarını azaltmak için ivedilikle kapasitenin arttırılması ve alternatif kapıların açılması gerekmektedir. Ayrıca, Suriye’nin Kürt bölgesine açılan kapılardan özellikle Nusaybin ve Şenyurt kapılarının, ticaret ve insani yardımlar için açılması ivedilik arz etmektedir. Mevcut teşvik paketinden, 6. bölgeye sağlanan avantajlara rağmen yeterince pay alamadığımız biliniyor. Bunun da temel sebebi alt yapı olarak hazırlıksız olmamız ve ek OSB’deki fiziki koşulların henüz tamamlanmamış olmasıdır. Teşvik Paketi’nde, çalışan sayısı ve asgari yatırım tutarı gibi koşulların esnetilerek; küçük işletmelerin de teşvikten faydalanabileceği şekilde bölge lehine revizyona gidilmesi ve 2013 avantajlarının 2014 sonuna kadar uzatılması önem arz etmektedir. Ayrıca, Organize Sanayi Bölgeleri için sağlanan avantajların küçük sanayi siteleri için de sağlanmasını talep etmekteyiz. Rekabetin belirleyici adımlarından biri olan taşıma maliyetlerinde rekabet edebilmemiz için Diyarbakır’ın demir yolu ile İskenderun ve Mersin limanlarına ulaşımının sağlanması ve yapılması planlanan bu projede bu hattın öncelikli olması önem arz etmektedir. Buna ilaveten, havalimanının gümrüğe kavuşturularak uluslararası uçuşlara açılması ve ivedilikle en fazla ticari ilişki içinde olduğumuz Erbil’e direk uçuşların sağlanması öncelikli bir ihtiyaçtır. Hem ticaret, hem de turizm artışının yegane öncelikli anahtarı, uluslararası uçuşlara açık sivil havalimanıdır. Yatırımcılarımız finans kaynaklarına erişimde ciddi zorluklar yaşamaktadırlar. Bu nedenle bankaların ve sigorta şirketlerinin bölgemizde gerek krediye ulaşmada gerekse de faiz oranlarında bölge risk faktörü adı altında uyguladıkları çifte standarda dikkatinizi çekme ihtiyacı da duyuyoruz. Bankaların yatırımcılarımıza sağladıkları kredilerin bir kısmına devlet garantisi ve kefaletinin sağlanmasının yatırımcılarımıza önemli kolaylıklar sağlayacağına inanıyoruz. Ayrıca, bölgesel kalkınma bankalarının oluşturulması için ivedilikle çalışmanın başlatılmasını önemli görüyoruz. Bildiğiniz gibi, Diyarbakır Surları ve Dicle Vadisi, hazırlanan bir proje ile, UNESCO Dünya Kültürel Miras Listesi’ne aday olmuş, başvuru da Kültür ve Turizm Bakanlığımız aracılığıyla yapılmıştır. Bu projenin başarıya ulaşması durumunda kentimizin İnanç ve Kültür turizmine yapacağı çok büyük katkıları olacaktır. Suriçi’nin kentsel dönüşüm projesinin hızlandırılıp, tarihi dokunun ortaya çıkarılarak turizme kazandırılması gerekmektedir. Bu çerçevede, 2014 yılının Diyarbakır Surları Yılı ilan edilmesi için desteklerinize ihtiyaç duymaktayız. Bu konuda gerekli desteği esirgemeyeceğinize olan inancımız tamdır” denildi.

MEKTUP 17 STK TARAFINDAN YAZILDI
Mektupta Diyarbakır İş Konseyi olarak; Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası, Diyarbakır Ticaret Borsası, Diyarbakır Esnaf ve Sanatkarlar Odası, Doğu Güneydoğu Sanayici ve İş Adamları Dernekleri Federasyonu, Ortadoğu Sanayici Genç İş Adamları Derneği, Güneydoğu Sanayici ve İş Adamları Derneği, Diyarbakır Sanayici ve İş Adamları Derneği, Güneydoğu Genç İş Adamları Derneği, Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği Diyarbakır Şubesi, Diyarbakır Girişimci İş Adamları Derneği, Temizlik ve Sosyal İşverenler Derneği, Güneydoğu Tekstilci İş Adamları Derneği, Diyarbakır Mermerciler Derneği, Tüm Sanayici ve İş Adamları Derneği, Diyarbakır Organize Sanayi İş Adamları Derneği, Doğu ve Güneydoğu İş Kadınları Derneği, Diyarbakır Girişimci İş Kadınları Derneği isimleri yer aldı.
(İHA)