Diyarbakır'dan son haberler nevruz böyle kutlandı
Abone olDİYARBAKIR Merkez'de nevruz etkinliği sona erdi. Olağanüstü güvenlik önlemlerinin alındığı nevruz alanında Sırrı Süreyya Önder ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş konuşma yaptı.
Diyarbakır'da her yıl olduğu gibi bu yıl da merkez Bağlar İlçesi'nde bulunan Nevruz Parkı'nda bugün saat 10.00'dan itibaren kutlanmaya başlanan nevruz sona erdi.
Kutlamalara gelenlerin dağılmasının ardından polis ile göstericiler arasında olay çıktı.
Bu yıl 'Direnerek kazanacağız', 'Özgür önderlik, özerk Kürdistan, Demokratik Türkiye' sloganıyla kutlanan nevruza katılmak için vatandaşlar sabahın erken saatlerinden itibaren alana gelirken, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü kentte ve Nevruz Parkı'nde geniş güvenlik önlemleri aldı.
HDP'Lİ ÖNDER: TAHİR ELÇİ NEZDİNDE HEPSİNE SÖZ VERİYORUZ
HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, konuşmasında çözüm süreci ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Önder, "Amed’in yiğit evladı Tahir Elçi nezdinde hepsine söz veriyoruz: Bu Barışı getireceğiz. Ölenler genç yaşında toprağa girenleri boşuna girmediler. Onların onuruna borcumuzdur bu topraklara barışı, özgür eşit bir yaşamı getirmek” dedi.
Sırrı Süreyya Önder’in konuşması şu şekilde:
“Bu mücadele azmi sönmeyecek, bunun sözünü veriyoruz. Bu bölgenin gerçekliğinden bir şey anlamayanlar bizi sürekli psikolojik harbe maruz bırakıyorlar. Safınızı çekin diyorlar. Bu bölgenin gerçekliğinin bilenler, evlatlarının bir kısmını dağa bir kısmını toprağa gönderdiğini bilirlerdi.
"BARIŞI BİZ GETİRECEĞİZ"
Hapishanelerde unutmayalım, bu itibarla son savaş çılgınlığında hayatını kaybedenleri, Amed’in yiğit evladı Tahir Elçi nezdinde hepsine söz veriyoruz: Bu Barışı getireceğiz. Ölenler genç yaşında toprağa girenleri boşuna girmediler. Onların onuruna borcumuzdur bu topraklara barışı, özgür eşit bir yaşamı getirmek.
Sayın Öcalan’la aramızda duvarlar olabilir, bize bir mesajı var. 3 yıl barış uğruna beraber mesai yaptık. Daha iyi bir ülke uğruna... Yazdıkları tartıştıkları şeyler bu faşist tecride rağmen bize ulaşıp, muhtemelen şunu derdi:
Bre siyasi ahmaklar bre akılsızlar ben size eşme ruhu dedi. Bölgeyi ortak evimiz yapalım dedim. Yoldaşlarıma söyledim size yardım ettiler. Siz Cizre Silopi de katliama varan uygulamaları, kendi halkınıza getirdiniz derdi… Siz bu sokma akılla daha kaç adım gidebileceğinizi gidebilirsiniz diye sorardı Öcalan.
Ciddi özenli bir müzakere bu topraklar ebediyen kamu düzeni dediğiniz şeyi kazanabilirdi dedi. Öcalan ne dediyse tersini anladılar ya da düzünü anlayıp tersini yaptılar.
"KÜRT EVİNE GİREMİYOR, TÜRK EVİNDEN ÇIKAMIYOR"
Sayın başbakan kamu düzenini böyle sağlayacağım dedin, Kürt evine giremiyor Türk evinden çıkamıyor al sana kamu düzeni. Biz de rabia işareti yapalım. İşe kamu düzeni diye getirdiğiniz nokta burası.
Oysa barışın hemen eşiğindeydik. Bugün de fazla uzağında değiliz. Bu iki gözden 4 ölüm bakanlar bizleri sindiremez. Korkacak yılacak yok aramızda. Korkak arıyorsanız aynaya bakın. Fezleke geldiğinde, düne kadar yere göğe sığdıramadığınız mahkemelere ‘biz güvenmiyoruz’ diyorsunuz. Sizin güvenmediğiniz mahkemelere biz gideceğiz öyle mi?
Elimizi uzatsak tutacağımız hem ülkemizi hem bölgemizi yer yüzü cenneti haline getireceğimiz yöntem insancıldır, demokratiktir. Onun da yolu müzakerelerdir. Başbakana çağrı yapıyorum, laf kalabalığını bırakın.
Bölgenin gerçekliğini siz de gözlemlediniz. Bölge halkının demokratik sabrı, beklentisi daha berhava olmuş değil. Siz de başbakansınız, bu topraklara kaçak gelip gideceğinize, burada bekliyoruz. Açın İmralı’nın kapılarını, sizinle el ele tutuşarak mutabık kaldığımız ne varsa oradan başlatalım, bir hafta içinde ülkemizin çehresini güzelleştirelim. AB kapısında vatandaşımı özgürce dolaştıracağım diye kasım kasım gezeceğine burada insanlar evine giremiyor. Hiç mi utanmıyorsunuz?
Size çağrı yapıyoruz, evladının yolunu gözleyen, Türk Kürt Laz Çerkez, Süryani, Arap, ermeni, bütün annelere taahhüt ediyorum. Ciddiyetle yaklaşırlar çatışmasızlık bir haftada sona erer. 8 gün sürerse beni Diyarbakır meydanında dara çekin. Ah diyen namerttir.
Gelin hepimize bir bahçe kılınmış olan buy yeryüzünü savaş ve ölümle daha fazla kirletmeyelim. Zulme boyun eğmeyen biat etmeyi reddeden halkı kendinin malıymış diyenlere ‘Hadi oradan’ diyen kardeşlerim."
ABDULLAH ÖCALAN FOTOĞRAFLARI ALANA ALINMADI
Edirne, Manisa, İzmir, Antalya, Kırıkkale gibi illerden takviye gelenlerin de aralarında olduğu 5205 polis kentte görevlendirilirken, kritik noktalara da zırhlı araçlarla polis ekipleri konuşlandırıldı. Nevruz Tertip Komitesi de yaklaşık 5 bin kişiyi güvenlik görevlisi olarak görevlendirdi. Polis, alana girenleri kurulan 5 ayrı arama noktasından tek tek arayarak girmelerine izin verdi. Bu arada başlarında Abdullah Öcalan fotoğraflarının bulunduğu şapka takanların alana alınmadığı görüldü.
Bu arada polis, karayollarında da araçlarda hassas aramalar yaparken, umuma açık işyeri ve eğlence merkezlerinde de kimlik ve üst araması yaptı.
3 TON ODUNDAN NEVRUZ ATEŞİ YAKILDI
Binlerce vatandaşın toplandığı Nevruz Alanı'nda Nevruz'un simgesi Nevruz Ateşi yakıldı.
KIŞANAK: BİZE UMUTSUZLUK YAKIŞMAZ
Tören alanında ilk konuşmayı Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak yaptı. Kışanak konuşmasında, "Umudumuz özgürlükte, özgür bir gelecekte. Bize umutsuzluk yakışmaz" ifadelerini kullandı.
Çok sayıda yabancı konukla birlikte, sanatçı, aydın, siyasi parti temsilcisi de Newroz’a katıldı.. Kutlamada, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, HDK Eş Başkanı Gülistan Koçyiğit, DTK Eş Başkanı Selma Irmak, HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı birer konuşma yaptı. Sanatçılar Mikail Aslan, Amed Müzik Orkestrası Şehit Mizgin Kadın Korosu, Koma Gule Xerzan, Bajar’ın sahne aldı.
SON 3 NEVRUZ'DA NELER YAŞANDI?
PKK lideri Abdullah Öcalan, Kürt meselesinin demokratik çözümü ve kalıcı barış için hükümet ile başlayan görüşmeler ertesınde üç sene üst üste Diyarbakır Nevruz'una İmralı'dan mektup yollamıştı.
Öcalan, Nevruz'da gönderdiği ilk mektubunda sınır dışına çekilme, ikinci mektubunda yasal çerçeve, üçüncü mektununda silahlara veda çağrısı yapmıştı. Bu yılki Nevruz'da da Öcalan'ın mesajlarından derlenen bir mesaj okundu. Mesajı da yine İmralı Heyeti Sözcüsü Sırrı Süreyya Önder okudu.
ÖCALAN İLK KEZ 2013'TE MEKTUP YOLLAMIŞTI
Öcalan mektubunda silahlı güçlere sınırdışına çekilme çağrısı yaparken, artık Türkiye halkları için yeni bir dönem başladığını söylemişti: "Bugün milyonların şahitliğinde yeni bir dönem başlatacağım. Silah değil siyaset. Silahlı güçlerimiz sınır dışına çekilsin." Mücadelenin sona ermediğini belirten Öcalan, "Artık silahlar sussun, fikirler ve siyasetler konuşsun” demişti.
Öcalan, 2014 yılında ikinci mektubunu yollamıştı. Öcalan, mesajında şu ana kadar yürütülen diyalog sürecinin kalıcı bir barışa evrilmesi için yasal bir çerçeve gerektiğini ifade etmişti: "Bütün ara yollar ve geçici biçimler artık miadını doldurmuştur."
2015 yılında Öcalan, üçüncü mektubunda halkların demokratik çözüm ve barışı talep ettiğini belirterek 28 Şubat günü Dolmabahçe Sarayında açıklanan on maddelik deklarasyona vurgu yaparak ilkesel mutabakatlar temelinde silahlara veda çağrısı yapmıştı:
“Deklarasyon gereği ilkelerde mutabakat oluşmasıyla birlikte PKK'nin Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı yaklaşık kırk yıldır yürüttüğü silahlı olan mücadeleyi sonlandırmak ve yeni dönemin ruhuna uygun siyasal ve toplumsal strateji ve taktiklerini belirlemek için bir kongre yapmalarını gerekli ve tarihi görmekteyim. Umarım ilkesel mutabakata en kısa sürede varıp Parlamento üyeleri ve İzleme Heyetinden teşkil edilen bir Hakikat ve Yüzleşme komisyonundan geçerek bu kongreyi başarıyla realize etme durumunu yaşarız."