Diyarbakır'da PKK'ya karşı oturma eylemi
Abone olPKK'nın 23 Nisan'da kaçırdığı 15 çocuktan birisinin annesi Aysel Böçkün, Diyarbakır'da oturma eylemi başlattı.
DİYARBAKIR'da çiftçilik yapan 40 yaşındaki Erol Böçkün
ile eşi 38 yaşındaki Aysel Böçkün, Lice İlçesi'ndeki karakol
yapımını protosta eylemine götürülen 15 yaşındaki lise öğrencisi
oğulları M.S.B.'yi PKK'lıların kadrolarına katmak için
alıkoyduklarını belirterek, oturma eylemi
başlattı.
Oğlundan 23 Nisan'dan beri haber alamadıklarını söyleyen baba
Böçkün, "PKK oğlumla bir kaç çocuğu alıkoymuş, vermiyorlar.
Ben çocuğumu istiyorum" dedi. Gözüyaşlı anne Aysel Böçkün
ise, "Yani diyorlar barış var. Barış varsa niye çocukları
götürüyorlar?" diye konuştu.
KARAKOL PROTESTOSUNA GÖTÜRÜLDÜKTEN SONRA BİR DAHA HABER
ALINAMAMIŞ
Diyarbakır'ın merkez Yenişehir İlçesi Fiskaya semtinde çiftçilik
yapan Erol Böçkün ile 3 çocuk annesi eşi Aysel Böçkün,Türk Telekom
Endüstri Meslek Lisesi ikinci sınıf öğrencisi oğulları M.S.B.'nin
BDP'liler tarafından 23 Nisan günü Lice İlçesi'ndeki karakol
protestosuna götürüldükten sonra bir daha kendisinden haber
alamadıklarını belirterek oturma eylemi başlattı.
BAŞKA ÇOCUKLARI DA ALIKOYMUŞLAR
Fiskaya Köprüsü yanında bugün öğleden sonra oturma eylemi başlatan
Böçkün çiftine yakınları destek verdi. Oğullarının eyleme
götürülmesinin ardından bir daha haber alamadıklarını söyleyen baba
Erol Böçkün, "Oğlum şu an PKK'nın elinde, bizim bildiğimiz
büyükşehir belediyesinin gezi tertibatında 23 Nisan günü Lice
bölgesine götürülüyor. Orada karakol yapılmasın diye BDP'nin çadır
eylemi var. Çadır kurulmuş her gün birkaç il ve ilçeden insanlar
gidip geceleri de kalınıyor. Çocuklar ise 7-8 araba gitmişler.
Gençlik hareketinin düzenlediği çadır eylemine götürülmüş.
Diyarbakır'da birçok liseden öğrenciyi alıp oraya götürmüşler. Lice
kırsalında bir su kenarı var çadırın kurulduğu yer oraya gitmişler.
Orada sivil giyimli örgüt mensupları varmış. Oğlumla birlikte
birkaç çocuğu alıkoymuşlar vermiyorlar. Bizim gibi evladı
alıkonulanlar vardı. Onlarla da BDP il binasında görüştük. Dün
akşam son olarak söylenen sizin çocuğunuzu vermiyoruz. Evinize
gidin dediler" diye konuştu.
KİMSE ÇOCUĞUMU GASPEDEMEZ
Çocuklarının gasp edildiğini iddia eden Erol Böçkün, "Bizim
çocuklarımızı gasp etmişler. 15 yaşındaki çocuğun yaşı hata
çağıdır. He an hata yapabilirler. Onun ne iradesi olabilir ki anne
ve babasının velayeti altındadır. Askerlik çağı 20 yaştır. Onu alıp
asker gibi alıyorlar. Çocuğa gaz veriyorlar, sen bunu yaparsın,
şunu yaparsın diye çocuk hemen bir de dağları göreyim diye. Bu hiç
etik değil, sen ha çocuğumu alıp gasp ettin, ha öldürdün. Ben
çocuğumu onlardan istiyorum. Benim çocuğum yoksa bana hayat yok,
bana hayat yoksa çevremde kimseye hayat yok. Benim çocuğum gelmezse
benim ne yapabileceğimi ben bile tahmin edemiyorum. Beni gelip
burada öldürsünler. Kapım demir kapı bile değil tahtadır. Ben
burada doğdum büyüdüm, benim memleketim burası kimse benim çocuğumu
gasp edemez" dedi.
BEN KİMSENİN TARAFTARI DEĞİLİM
Büyük sıkıntılarla çocuğunu yetiştirdiğini sözlerine ekleyen baba
Böçkün, "Ben çocuğumu bazı insanlarla avanta parayla büyütmemişim,
çocuğumu inek sağarak inek pisliği temizleyerek, hamallık yaparak
büyüttüm. Ben çocuğumu kimseye vermem. Benim çocuğumu göndersinler,
onlar da biraz insanlık varsa çocuğumu yollasınlar. Buradan sayın
Cumhurbaşkanımızdan, Başbakanımıza kim yetkiliyse çocuğumu
istiyorum. Ben kimsenin tarafı değilim ben bir işçiyim, vatandaşım
çocuğumu istiyorum" dedi.
ERDOĞAN, İMRALI, DAĞ TÜM DÜNYA DUYSUN
Feryat ederek oğluna kavuşmak isteyen anne Aysel Böçkün ise, "Yazık
değil mi Allah, Peygamber aşkına ben çocuğumu istiyorum. Ben
çocuğumu bakkala bile yollamıyordum. 15 yaşındaki çocuk nasıl dağa
gider? Sen çocuğuma nasıl silah veriyorsun? Ben Lice'ye gittim BDP
İl Başkanı Zübeyde Zümrüt'ü orada gördüm. Ona dedim siz çadırı
kurmuşsunuz ben oğlumu sizden istiyorum. Orada Büyükşehir Belediye
Başkanı Gültan Kışanak'ı da gördüm. Ona da biz seni Belediye
Başkanı yaptık. Ben demedim Kurt ol oğlumu ye. Ben onlardan
davacıyım. Onlar çadır kurmuş çocukları götürüyorlar dağa. Bende
burada oturma eylemi yapıyorum. Bütün anneler gelsin bana katılsın,
analar ağlamasın çocukları gelsin. Analar gelsin çocuklarını
istesinler, bugün benimdir, yarın sizindir. Ben bütün ailemi
vermişim, ama oğlumu vermiyorum. Dünya kalksa ben oğlumu
vermiyorum. Bu isteğimi Erdoğan, İmralı, dağ, tüm dünya duysun
çocuğumu istiyorum. 4 gündür herkese yalvarıyorum. Nereye gittiği
belli ben iftira mı atıyorum. Cumhuriyet Savcılığı'na şikayette
bulunduk. Oğlum gelinceye kadar eylemimizi sürdüreceğiz. Oğlum
gelmeyene kadar yaşamayacağız. Yani diyorlar barış var. Barış varsa
niye çocukları götürüyorlar? Ben çocuğumu istiyorum" dedi.