DİYARBAKIR’DA ÖCALAN’IN MESAJI OKUNDU
Abone olDiyarbakır’da, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, düzenlenen mitingle kutlandı. Mitingte Abdullah Öcalan’ın gönderdiği mesaj okunurken, İstanbu...
Diyarbakır’da, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, düzenlenen
mitingle kutlandı. Mitingte Abdullah Öcalan’ın gönderdiği mesaj
okunurken, İstanbul’da bugün yaşanan olaylara da tepki
gösterildi.
Diyarbakır aralarında Barış ve Demokrasi Partisi (BDP), Demokratik
Toplum Kongresi (DTK), KESK, DİSK, Türk-İş, Hak-İş sendikaları ve
çeşitli sivil toplum örgütlerinin organize ettiği 1 Mayıs Emek ve
Dayanış Günü, Yenişehir ilçesi İstasyon Meydanı’nda düzenlenen
mitingle kutlandı. Mitingin düzenlediği alanda polis yoğun güvenlik
önlemleri alırken, alanlara geçenler tek tek arandı. Mitingde,
İstanbul’da bugün yaşanan olaylara da tepki gösterildi. 1 Mayıs
Emek ve Dayanışma Günü’ne İmralı’da tutuklu bulunan Abdullah
Öcalan’ın gönderdiği mesajın okunması ile miting start aldı. Öcalan
gönderdiği mesajda, 1 Mayıs’ta verilmesi gereken en önemli mesaj
belki de dünya halklarının barış ve onuru bir arada yaşaması için
onlara güvenmekten geçtiğini belirterek, "Ayağa kalkanların,
onurları için mücadele edenlerin, şehirlerde meydanları
dolduranların ortaklaştığı bir nokta vardır: Umut. Bugüne dek
kapitalizmin modernist dayatmacılığı da bizi en çok umut eden
yanımızdan vurmayı hedefledi. Bir halk için umut, asla kendisinden
uzakta araması gereken bir şey olmamıştır. Halkımızın sınırları
çoktan aşmış direnişinde de, Meksika’dan Tahrir’e dünyanın diğer
direnişlerinde de ortak nokta halkın umudu kendisinde bulmasıdır.
Bugün, bu 1 Mayıs’ta verilmesi gereken en önemli mesaj belki de
dünya halklarının barış ve onuru bir arada yaşaması için onlara
güvenmemizdir. Çünkü geçmişin ve bugünün tecrübesi hepimize
öğretmiştir ki, devletçi, elitist topluluklar bu dünyanın
azınlığıyken çoğunlukta olan biz isyanın parçalarını sözümüzde ve
eylemimizde taşırız. Örgütleriniz üzerinden, dünya üzerinde Kürt
halkının eşitlik ve barış mücadelesine verdiğiniz bu selama
cevabımız, coğrafyamızda eşitlikçi, demokratik bir modernitenin
elitlerin elinden kurtarılarak yeniden kurulması olacaktır. Tarihin
her döneminde olduğu üzere, dünyanın tüm kıtalarında, tüm
ülkelerinde emekçilere vurulan her darbe, geri kalan hepimizi aynı
şiddetle yaralamaktadır. Uzun soluklu politik mücadelemiz, bir
halkın kendi kaderini ortak aklı ve emeğiyle nasıl
değiştirebileceğinin en açık göstergesidir. Mevcut durumum gereği
bugün aranızda olamamam, herhangi bir Kürt’ün isyanının sizinkinden
ayrı olmasının değil, tam tersine, dünyadaki emekten yana tavrını
koymuş tüm siyasi hareketlerin ve emekçi kitlelerin biraradalığının
zorunluluğunun işaretidir. Kapitalizmin, ulus devletin, kırımların
tarihinin sonuna doğru yürümenin en onurlu yöntemi bu bir arada
oluşumuzun, bu düşünsel ortaklaşmanın geniş alanlara daha özgürce
biçimde taşınmasıdır. Toplumsal cinsiyet eşitliğinden çalışma
koşullarına, göçmen haklarından işsizliğe, ırkçılıktan taşerona tüm
mücadele alanlarında gidecek uzun yollar olduğunu hatırlatıyor,
kıyımların, kırımların, kapitalizmin, ulus devlet köhnemişliğinin
tarihini kökünden değiştirmeye ve tarihi yeniden yazmaya gönüllü
olan sizleri 1 Mayıs’ın direnişçi ruhuyla selamlıyorum" dedi.
"SÜRECE DESTEK OLMAYANLAR IRKÇIDIR"
Abdullah Öcalan’ın mesajının okunmasından sonra bir konuşma yapan
BDP Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna, çözüm sürecine destek
verilmesi gerektiğini ifade ederek, sürecin dışında kalanları ise,
ırkçı olarak yorumladı. Ayna, "Emek değer biçilemeyen ücret
biçilemeyen yaşamın kendisi, insanın, geleceğin ta kendisidir.
Bizler özgür yaşamı yaratmak için direniyoruz. Bugünlerde sıkça
tartışılan ve bizim de bir parçası olduğumuz merkezinde yer
aldığımız süreç var. Barış, çözüm süreci denilen bir süreçle yeni
bir döneme girdik. Bu süre Öcalan tarafından ölümler dursun diye
başlattığı bir süreç. Bizler Kürt halkının ve Türkiye halkının
özgürlüğünü hedef olarak önümüze koyarak sürece yaklaşıyoruz.
Kürtlere ısrarla deniliyor ki demokratik siyaset yapın Siyasetle,
demokratik siyaset arasında fark nedir? Demokratik siyaset eşit
olmaktır. Demokratik siyaset kendi adında kendini örgütlemesi,
bulunduğu siyaset alanında kendini temsil etmesidir. Bugün
Türkiye’de demokratik siyaset var mıdır? Tek dil tek din diyen bir
ülkede demokratik siyasetten bahsedilemez. O zaman bu sürece
Öcalan’ın ve Kürt halkının siyaseti demokratikleştirmesi süreci
diyebiliriz. Bu sürecin dışında kalanlar faşistler, ırkçılar ve
Hitler vari siyasetten yana olanlar olacaktır” diye konuştu.
"DEMOKRATİK SİYASETE PKK DA DAHİL OLMALI"
Ayna, Kürtlerin demokratik siyaseti yaptığında bu siyasete PKK’nın
da dahil olması gerektiğini savunarak, "Deniliyor ki 21. yüzyıl
halkın silahla değil demokratik siyaset yöntemleriyle aranması
yüzyılıdır. Deniyor ki ‘Bundan 30 yıl önceki Türkiye farklıydı. O
zaman Kürtlerin silahlı mücadeleye başlaması normaldi. Bunu diyen
hükümetin bakanı Hüseyin Çelik’in kendisidir. Artık Kürtler
silahsız demokratik siyaset yapın deniliyorsa, PKK da demokratik
siyasetin içine dahil edilmeli. Bunun önü açılmalıdır. Kürtleri
demokratik siyasete çağırıyorsanız, bu PKK’sız, Kürt halk önderi
Abdullah Öcalan’sız olmaz. PKK bu halkın özgürlük mücadelesi,
başkan Apo da Kürt halkının lideridir. O zaman Başkan Öcalan’ı
İmralı’dan çıkarın gelsin halkıyla birlikte demokratik siyaseti
yürütsün. Gerilla gelip demokratik siyasetteki yerini alsın. O
zaman helalleşebiliriz. Sorunu çözecek olan da umudun adı da biziz"
şeklinde konuştu.
Miting, konuşmaların ardında çeşitli sanatçıların verdiği konserle
son buldu.
(İHA)