Diyarbakırda arsenik işlemez!
Abone olDiyarbakır iki parti için sembol şehir. Yerel seçimlerde bu şehri almak isteyen AK Parti'nin işi neden zor?
Yerel seçimlerde Diyarkabakır'ı isteyen AK Parti ile DTP
arasındaki savaşa farklı bir yorum geldi. Kürt yazar Bajan Matur,
Zaman okurları için bölgenin nabzını tuttu.
Matur'a göre AKP'nin Kürt ajandası samimi olmalı.. Diyarbakır'ı
isteyen Erdoğan'ın işinin zor olduğunu arsenik örneği ile
açıklıyor:
"(...)Evet başbakan isim vererek 'İzmir, Çankaya ve Diyarbakır'ı
istiyorum' demiş olabilir. İşi pek çok konuda olduğu gibi rast
giderek İzmir'in suyunda arsenik de çıkabilir ama Diyarbakır'da
işinin o kadar kolay olmayacağını söylemek için kahin olmak
gerekmiyor. Diyarbakır'ın suyuna arsenik de koysanız yerel
seçimleri belirleyecek olan başka dinamikler var ve bu dinamiklerin
yönünü belirleyen bir ajandaya sahip olmak zorundasınız."
Diyarbakır'ı almanın neden zor olduğunu da yazar, bölgenin bir
türlü giderilemeyen siyasi ve sosyal sorunlarını gösteriyor:
(...)Mesela o üzeri çok kolay örtülen eve dönüş yasası konusunda
AKP'nin ne yaptığı kimse tarafından sorgulanmıyor? AKP'nin bir eve
dönüş planı var mı gerçekten? sormak gerekiyor. Genelkurmay
başkanının dahi 'dağa gidişlerin önü alınmazsa bu mesele çözülemez'
dediği bir konuda, gençlerin dağa çıkışının önü alınmak bir yana
dağdakilerin indirilmesi konusunda dahi bir irade gösteremezse AKP
sorunu nasıl aşmayı düşünüyor? Bugün Kürtlerin beklentileri
kristalleşmiş ve farklı uçlara kaymış durumda. Tam bağımsızlık
hayalinden federasyona, demokratik, özerk cumhuriyetten üniter
sisteme onlarca talep ve beklentiyle hareket eden farklı kesimler
var. Bunca birikmiş ve çözümsüz görünen sorunlara bakış açısını
değiştirmek, belki de bir yöntem değişikliğine gitmek şart. Tam da
bu nedenle bölgede siyaset yapan partilerin Kürt seçmenin
beklentilerini realize etmesi zorunlu. Nedir o?
Atılacak ilk adım Kürtlerin büyük çoğunluğunun muhatap olduğu
sorunların neler olduğu konusunda samimi bir envanterin
çıkarılmasıdır. Çünkü çözüm ancak bu sorunların realizasyonundan
doğar. Realizasyon derken söylemeye çalıştığım şu: Bugün
gerçekleşmesi imkansız olan büyük önermelerin gölgesinde kan
akıtılmaya devam ediyor. Kanı durdurmanın ve insani çözümler
yaratmanın tek şartı talepleri gerçekçi zemine çekmektir. Kürtlerin
yaşadığı bölgenin ve Ortadoğu'nun dengeleri bu birikmiş sorunların
gerçeklik sınırını da gösteriyor aslında. Yapılması gereken en
azından Türkiye şartlarında var olan sorunların hangi araçlarla
çözülebileceğinin arayışına girmek olmalı. Somut örnekler üzerinden
gitmek gerekiyor belki de; Kürtlerin kimlik talepleri, dil
haklarından doğan talepleri, eğitim talepleri var. Ayrıca sayıları
azımsanmayacak bir grubun, dağdakilerin indirilmesi talebi var.