Diyarbakır Valisi DTPye çattı!
Abone olDiyarbakır Valisi Mutlu, DTP'li vekillerin iddialarına sert çıktı. Mutlu, 15 kişi için 850 bin insanı feda edemem dedi.
Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu, DTP
Milletvekilleri ve belediye başkanlarının izinsiz gösteri sonrası
yaptıkları açıklamalarının çarpıtıcı ve yanıltıcı olduğunu
söyledi.
Vali Mutlu, Valilikte düzenlediği basın toplantısında Diyarbakır'da
15 Şubat 2009 tarihinde çıkartılan olaylarla halkın esenliği ve
kamu düzeninin izinsiz gösterilerle bozulmaya çalışıldığını
söyledi.
15 Şubat tarihinden başlayarak mahalli seçimlerin yapılacağı güne
kadar izinsiz gösteriler, sokak eylemleri ve kışkırtmalarla gerilim
yaratarak bölgede ve Diyarbakır'da seçim güvenliğinin sarsılmaya
çalışılacağı yönünde güvenlik ve istihbarat birimlerine yoğun
istihbari bilginin geldiğini anlatan Mutlu, bu bilgileri teyit
edici izinsiz gösteriye de 15 şubatta Valiliğin izin vermediğini
belirtti. Mutlu, şöyle konuştu:
YÜZÜ SARILI KİŞİLER
Hukukun üstünlüğü ilkesini benimseyerek buna uygun bir tutum
sergilemesi ve örnek olması gereken seçilmiş bazı kişilerin
önderlik ettiği yasa dışı gösteriler yapılmak istenmiştir.
Topluluğun yürüyüşüne izin verilmemesi sonrasında Büyükşehir
Belediye Başkanı Osman Baydemir tarafından aranılarak tarafıma bu
yürüyüşe izin vermem hususu iletilmiştir. Belediye başkanına grubun
içerisinde yüzü sarılı grupların grup dışına çıkartılması yasa dışı
afiş, poster ve pankartların taşınmaması ve bu yürüyüş sonrasında
vatandaşlarımızın can ve mal güvenlikleriyle ilgili doğacak her
türlü zarardan sorumlu olmaları kaydıyla, bu konuda bana
yapacakları yasal müracaata göre izin verebileceğim hususu
hatırlatılmış ve sorulmuş, bunun üzerine böyle bir taahhütte
bulunamayacağı, sorumluluk üstlenmeyeceği şeklinde cevap
vermiştir.
UYARILARA RAĞMEN GÖSTERİ
Bunun üzerine kendisine huzuru bozacak, kışkırtıcı yasa dışı
gösterilerden uzak durulması gerektiği, birlikte olduğu diğer
seçilmişler ile beraber sağduyulu hareket etmeleri ve kanunsuzluğun
önünde yer almamaları hususu belirtilmiştir. Görüşme sonrasında
topluluk içerisinde yer alan ve olayları başlatan yüzü
kapalı-sarılı gruplar tarafından emniyet güçlerimize molotoflu
taşlı saldırılar başlatılmıştır. Bu saldırılarda 8 polis memuru
yaralanmış, güvenlik güçlerine saldıran gruplara yasal müdahalede
bulunulmuş ve orantılı güç kullanılmıştır. DTP Milletvekilleri,
belediye başkanlarının açıklamalarındaki hususlar fevkalade
çarpıtıcı, yanıltıcı niteliktedir.''
DTP'YE GAZ BOMBASI ATILDIĞI İDDİASI
DTP il binasına gaz bombası atıldığı yönündeki iddia büyük
bir yalan, değerli halkımızı tahrik etmeye yönelik
kışkırtıcı mahiyettedir. DTP milletvekili Aysel Tuğluk hanımın
telefonla tarafıma iletmiş ve kendisine gaz bombası atılmış kapalı
bir yerde insanların konuşmalarının mümkün olmadığını, ama
kendilerinin çok rahat konuşabildiği, bu tür provokatif beyanların
Diyarbakır halkının huzuruna hizmet etmeyeceği hatırlatılmıştır.
DTP İl binasına gaz bombası atılması kesinlikle söz konusu olmayıp,
bu beyanlar DTP'li vatandaşlarımızı tahrik etmeye yönelik
beyanlardır.
YARINKİ YÜRÜYÜŞ İLE İLGİLİ BAŞVURU YOK
Şuana kadar valiliğimize başvuru yoktur. Yasal başvuru yapıldığı
takdirde bunu hukuk içerisinde değerlendiririz. Valiliğimiz
vatandaşımızın can ve mal emniyetini her zaman hukuk içerisinde tüm
taraflara hukukun imkanlarını sonuna kadar kullandırmıştır. Ancak
Valiliğime müracaat olmadığı, izinsiz taleplerle yürüyüş yapılmak
istendiği, kanunsuz gösterilere seçim güvenliğini de tehlikeye
düşürecek şekilde halkın huzurunu ve güvenliğini sarsacak tutum ve
davranışlara girişildiği taktirde hukukun tüm yetkilerini özenle
kullanmaya devam edeceğini ifade ediyorum. 850 bin nüfuslu
Diyarbakırımızın huzur ve güvenliği önceliğimizdir. Bu konuda bu
şehirde herkese sorumluluk düşmektedir. Devletin görevi
vatandaşının hukukunu korumaktır. Devletimiz bütün gücüyle
vatandaşının kendisine verdiği yoğun destekle net bir şekilde
kanunsuzluğun karşısında durmaya devam edecektir.
15 Şubat günü yapılan ve 2 bin civarında kişinin katıldığı
gösteride olayları çıkaranlar sadece 100-150 kişilik bir guruptur.
100-150 kişinin çıkardığı olayları 850 bin kişilik bir şehre feda
etmem. 100-150 kişinin hukuku 850 bin kişinin hukukunun üstünde
değildir. Heleki böyle bir hukuk bir elinde taş bir elinde molotof
kokteyliyle aranamaz, devlet böyle bir şeye müsaade etmez. Bu tür
şahısların önünde yüzü poşulu yüzünü başını sarmış, elinde yasa
dışı pankartlar, posterler taşıyan kişilerin önünde seçilmişlerin,
bu halkın kutsal oylarıyla seçilmiş makamlara gelenlerin hakkı da
değildir. Vatandaşa hizmet yeri bellidir, kanunsuzluğun önünde
gitmek değildir.''