Diyanet'ten üniversite bombası!
Abone ol"İslam dünyayı IŞID gibi yapıları ortaya çıkaran sebepleri masaya yatırmalı" diyen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Diyanet'in İstanbul'da Uluslararası İslam Üniversitesi kurmak için YÖK'e başvurduğunu açıkladı.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez,
İstanbul’daki 29 Mayıs Üniversitesi’nin Uluslararası İslam
Üniversitesi’ne dönüştürülmesi için, Diyanet Vakfı’nın YÖK’e
müracaatta bulunduğunu söyledi.
Yeni üniversitenin Mısır’daki El Ezher ve diğer ülkelerdeki
İslam üniversitelerine ‘destek’ ve ‘örnek’ olması hedefleniyor.
İSLAM DÜNYASI İÇİN ÇOK
ÖNEMLİ
Hürriyet gazetesinden Fatma Aksu’nun haberine göre “Uluslararası İslam Üniversitesi’nin bütün İslam dünyası ve insanlık için önemli olacağını düşünüyorum” diyen Görmez, Mekke’deki Hac İdare Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında Uluslararası İslam Üniversitesi’ne neden ihtiyaç duyulduğu ve hazırlıklar hakkında şu bilgileri verdi:
MÜSLÜMANLAR ACIMASIZCA SAVAŞIYOR
“Bugün yaşanan en büyük sorun Müslümanlar birbirlerine üzüntü
taşıyor, Müslümanlar birbirlerine ıstırap taşıyor, Müslümanlar
birbirlerine şiddet taşıyor. Halbuki bayramlar birbirlerine sevinç
taşımak için vardır. İkinci en önemli husus, yüreklerin en ağır
yükü olan küskünlükleri ortadan kaldırmaktır. Gerek ülkemizde gerek
alemi İslam’da bir takım tutkulardan dolayı Müslümanlar birbirine
karşı acımasız olabiliyor. Türkiye de bu soruna ‘barışçı çözüm’
amacıyla, ‘Uluslararası İslam Üniversitesi’ projesini hayata
geçirecek. İstanbul’daki 29 Mayıs Üniversitesi’nin İslam
Üniversitesi’ne dönüştürülmesi için, Diyanet Vakfı olarak YÖK’e
müracaatta bulunduk.
Kırgızistan, Kazakistan, Azerbaycan’da İlahiyat Fakültesi,
Frankfurt Goethe Üniversitesi’ndeki İslam Araştırmaları Merkezi,
Strasbourg’taki İslam İlahiyat Fakültesi, Sofya’daki Yüksek İslam
Enstitüsü’nü bu merkeze bağlamayı düşünüyoruz.
MÜFREDAT GÜNÜN SORUNLARINI ÇÖZECEK
BİLGİ ÜRETEMİYOR
El Ezher dışında dünyadaki en büyük İslam alimleri, Körfez
ülkelerindeki bütün hocaların yetiştiği ve 80 bin öğrencisi olan
Medine İslam Üniversitesi ile Pakistan’daki İslamabat İslam
Üniversitesi, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da hocalık yaptığı
Malezya İslam Üniversitesi ve bunların Şii versiyonu olan ve
Türkiye’den 500 öğrencisi bulunan İran’ın Kum kentindeki Camia-tul
Mustafa Üniversitesi’nden çıkmıştır.
3 senedir üzerinde durduğum en büyük husus, buraların müfredatı
dikkate alındığında, bugün Müslümanların yaşadığı sorunların
üstesinden gelecek bilgi üretilemiyor. Buralardan çıkan alimler,
sorunları çözmek yerine pek çok yerde sorun oluyor. Onun için,
İstanbul’da, Uluslararası İslam Üniversitesi kurarak, İngilizce,
Arapça, Türkçe ve Farsça dillerinde, buralara alternatif değil,
buralara da destek vermek üzere bir misyonla kurulmasının, bütün
İslam dünyası ve insanlık için önemli olduğunu düşünüyorum. Bu,
Diyanet İşleri Başkanlığı kadar önemli bir proje.
AKILLA VAHİY ARASINDA DOĞRU İLİŞKİ
KURMAK...
İslam dünyasının IŞİD, Boko Haram, El Şebab gibi yapıları ortaya
çıkaran sebepleri masaya yatırması gerekir. Müslümanlar hep harici
nedenlere vurgu yaparken, dahili nedenlere vurgu yapmaktan sakındı.
Müslümanların sorunu, dinle hayat arasında, akılla vahiy arasında
doğru ilişki kuramamak. Bu hareketin başında ve içinde bulunanların
hangi eğitimleri aldıklarını, hangi şeriat fakültesinde, nasıl bir
eğitimden geçtiklerini İslam dünyası konuşmalı. İnsanlığı, şiddeti
kutsayan, vahşeti takdis eden, savaşta da olsa ahlak ve kural
tanımayan, Peygamber mezarlarını bombalamaya sevk edebilen bu tür
dini yorumlar Tevrat yorumundan kaynaklanmıştır.
Dini metinlerle hayat arasında doğru ilişki kurmak, Peygamberimizin
hadislerini, Kuran’ı doğru algılamak son derece önem arz ediyor.
Bugün küresel ölçekte İslam’la ilgili en büyük sorun; sanki bir
irade şunu istiyor: İslamiyet’in varlığı soruna dönüşsün. Yeryüzüne
iman, güven ve barış getiren bir dinin varlığı, bir güvenlik
tehdidi olarak görülmeye başladı. Barışı tehdit eder hale
getirildi. Bunu sadece IŞİD’le, Boko Haram’la izah etmek insan
aklıyla alay etmektir.