Diyanet'ten STV'ye Peygamber tepkisi
Abone olŞefkat Tepe'de Hz.Muhammed'in ışık içinde ve kamyonet kasasında gösterilmesine Diyanet üyesinden sert tepki geldi.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri
Yüksek Kurul Üyesi ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan
Yardımcısı Prof. Dr. Bünyamin Erul, "Peygamberlerin ışık huzmesi
şeklinde de olsa gösterilmesi yanlıştır. Bunun nereye kadar
gidebileceğini de kestirmek zordur" dedi.
Samanyolu Televizyon kanalında yayınlanan Şevkat Tepe
dizisindeki 'kamyonet kasasında Peygamber' sahnesi olay yaratmıştı.
Kamuoyundan tepki alan dizinin o sahnesi için Diyanet'ten de
açıklama geldi.
IŞIK HUZMESİ DE OLSA
VERİLMEMELİ
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurul Üyesi ve Ankara
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Erul,
özel bir televizyon kanalında yayınlanan dizide bir ışık huzmesi
şeklinde peygamber sahnesinin yer almasıyla ilgili açıklamalarda
bulundu.
Hz. Muhammed STV dizisinde
kamy Samanyolu televizyonunda 'Şefkat Tepe' dizisinin iki hafta önce yayınlanan sahnede Hz. Muhammed kamyon kasasına ışık huzmesi olarak iniyor. |
Prof. Dr. Erul, asrımızda görsel malzeme ön plana çıktığı için
kutsala dair her şeyin medyada yer almasının sıkıntılara yol
açtığını belirterek, "Kutsallara saygı Kur'an-ı Kerim'in
temel emirlerinden bir tanesidir. Hz. Peygamber Efendimiz Muhammed
Mustafa'ya, Kur'an-ı Kerim'e, Kabe'ye, meleklere saygı ve bunlarla
ilgili konuşurken yazarken, bunlarla ilgili görsel bir malzemeyi
teşhir ederken çok dikkatli olunması gerekiyor. İhmal edilen bir
husus bu alanda ilahiyatçılardan, alan uzmanlarından mutlaka
bilimsel destek alınması gerekiyor. Bu ihmal edildiği için biraz da
fazla emek verilmediği için çeşitli kısa filmlerde de benzer şeyler
karşımıza çıkabiliyor" diye konuştu.
PEYGAMBERİMİZ ROL MODELİMİZ ROL OYUNCUMUZ DEĞİL!
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Erul, konunun çok titiz olduğunu belirterek şöyle devam etti:
"Peygamber efendimiz bizim her şeyden önce rol
modelimizdir. Ama asla rol oyuncumuz değildir, rol oyuncusu olamaz.
Buradaki yanlış, bizim İslamdaki peygamber anlayışımızın yeniden
sorgulanması gerekiyor. Kur'an-ı Kerim'e göre Peygamber efendimizin
Mekke'de Medine'de yaşadığı siret gerçekliğine göre doğru bir
peygamber anlayışına sahip çıkmamız gerekiyor. Bu ve benzer filmler
geçmiş yıllarda çeşitli velilerle ilgili yapılan filmlerde hep
veliler gösteriliyordu. Son zamanlarda peygamberlerin ışık huzmesi
şeklinde de olsa gösterilmesi yanlıştır. Bunun nereye kadar
gidebileceğini de kestirmek zordur.
BAŞKA ÜLKEDE OLSA SOKAĞA
DÖKÜLÜRLERDİ
Aslında böylesi bir görüntü bir başka ülkede olsa, bir Pakistan'da,
Endonezya'da, Malezya'da olsa belki kitleler sokağa dökülebilirdi.
Bu tür şeylere meydan vermemek lazım. Bu tür filmler daha çok
Hristiyan kültüründeki Hz. İsa'yı gökten indirme sahnelerini
çağrıştırıyor. Bizdeki peygamber anlayışı çok daha ulvi çok daha
nezihtir. Peygamberimizden bahsederken, peygamberimizi anlatırken,
filmlere dizilere konu edinirken çok daha dikkatli olmamız
gerekiyor."
RUH ÇAĞIRMA GİBİ BİR SAHNE
YAKIŞIKSIZ
İster bir rüyayı anlatsın ister bir film olsun günümüz insanının
bilgilerini eğer görsel malzemeler oluşturuyorsa bunun bir imaj
sorunu olduğunu kaydeden Erul, "Peygamber imajını sıradanlaştıran,
basitleştiren hatta bir ruh çağırmayı andıran bir sahne bir senaryo
asla Peygamberimizin yüceliğine, onun şanına, onun kutsallığına
yakışan bir sahne değildir. Peygamberimizin doğru anlaşılmasının
tekrar altını çizmek istiyorum. Elbette salih rüya, sadık rüya
haktır. İnsanlar rüyalarında peygamberimizi de pek ala görebilirler
ama bunlar çok özel anlardır. Bir çok insan böyle bir rüya
görmüşse, bunları paylaşmaz. Hele hele kamuyla, diziyle, filmle
paylaşılması da doğru değildir" diye konuştu.
ONU KENDİMİZE ÇAĞIRMAK YERİNE ONA GİTMEYE ÇALIŞIRDIK
İslamın erken asırlarında peygamberimiz
hakkında hadisler uydurulduğunu anlatan Erul, günümüzde de zaman
zaman rüyalar uydurulabilmekte olduğunu kaydederek,
"Kasıtlı olarak yapılmasa bile böyle bir yanlışlık alay
unsuru olabilmektedir. Ağır ifadeler var bunlar meydan vermemek
gerekiyor. Peygamberimiz üsve-i hasenemizdir, rol modelimizdir ve o
bütün siretini, sünnetini, ilkelerini ortaya koymuştur. Bizim onu
asrımıza çağırmaya kalkışmamız doğru değildir. Eski adabımız çok
daha iyidir, 'dahilek ya rasulallah'; 'sana kavuşabilsem ey
Allah'ın Rasülü' derdik. Onu kendimize çağırmak yerine,
kendimiz ona layık olabilmek için çabalar ona gitmeye çalışırdık,
bu hassasiyeti korumamız gerekiyor" açıklamasında
bulundu.
ÇOCUKLAR PEYGAMBERİMİZİ IŞIKMIŞ GİBİ
ALGILAYABİLİR
İslam geleneğinde Peygamber efendimizin her hangi bir şekilde resminin çizilmediğini kaydeden Erul, "Onun şeklini, şemalini, mübarek vücudunu anlatan şemaller var ama her hangi bir çizim yok. Görsel malzemelerde bir ışık huzmesi dahi yanıltıcıdır özellikle çocuklar peygamberimizi bir ışıkmış gibi algılayabilir. Gerek peygamberimiz, gerek büyük sahabilerin görüntülerinin gösterilmemesi daha idealdir" dedi.
Allah Rasülü'ne iman etmek ve o inancın gereğini yerine getirmenin önemli olduğunu, "Aslında insan rüyasında görmek isteyebilir. Ama Allahu Teala'nın bizden istediği onun çizgisine, sünnetlerine uymaktır. Asıl olan onun istediği ümmetinden olabilmektir. Müslümanlar dinlerinde ahlaklarında özen göstermeliler" diye konuştu.
Erul, bilim adamlarının destekleri olmadan bu tür görsel malzemelerde yanlışlıkların olacağını, bilimsel desteğin şart olduğunu söyledi.