Diyanetten Muharrem ayı mesajı
Abone olDiyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, Muharrem ayı ve Aşure günü dolayısıyla mesaj yayımladı.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, Muharrem ayı ve Aşure
günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, bu ayda hicretin
gerçekleştiğini ve Hz. Peygamber'in bu ayı “Allah'ın ayı” olarak
nitelediğini belirtti.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, “on dört asırdan beri Hz.
Peygamber ve Ehl-i Beyt sevgisi etrafında kenetlenen milletin
barış, huzur, güven, karşılıklı sevgi ve saygı içerisinde
yaşamasını dilediğini” bildirdi.
Bu ay ve bu ayın onuncu günü olan Aşure'nin, önceki peygamberler ve
ümmetleri açısından olduğu kadar
Müslümanlar açısından da ayrı bir önem taşıdığını vurgulayan
Bardakoğlu, şunları kaydetti:
“Hz. Adem'in tövbesinin kabulü, Hz. Nuh'un gemisinin tufandan, Hz.
İbrahim'in ateşten ve Hz. Musa'nın Firavun'un zulmünden kurtulması
gibi inananlar nazarında ve insanlık için önemli olan pek çok
hadisenin bu ayla ve günle irtibatlandırılması atfedilen önemin bir
göstergesidir.
Hicri takvimin ilk ayı olan Muharrem'in günümüzdeki en önemli
anlamlarından biri, sevgili peygamberimizin Medine'ye hicretiyle
birlikte başta Evs ve Hazrec olmak üzere farklı kabilelere mensup
Müslümanların ve o bölgede yaşayan bütün diğer inanç mensuplarının
birlik, beraberlik, karşılıklı saygı ve ortak bir güvenlik ve huzur
anlaşması çerçevesinde barış içinde bir arada yaşamaya
başlamasıdır. Bu yönüyle hicret günümüzde alınması gereken pek çok
dersleri içermektedir.”
Muharrem ve Aşure'nin, Hz. Peygamber'in torunu Hz. Hüseyin'in bu
ayda ve aşure gününde şehit edilmesi gibi bir olayla da hatırlanır
olduğunu anlatan Bardakoğlu, mesajında şu hususlara yer verdi:
“Sevgili peygamberimizin Hz. Hasan ile birlikte 'dünyada
çiçeklerim', 'cennet gençlerinin efendileri' diye nitelediği ve
'Allahım, ben bunları seviyorum, sen de sev' diye dua ettiği Hz.
Hüseyin'in ve çoğu Ehl-i Beyt mensubu, masum 70'den fazla insanın
10 Muharrem 61'de siyasi ihtiraslar uğruna Kerbela'da şehit
edilmesi, Hz. Peygamber'i ve O'nun Ehl-i Beyti'ni seven başta
milletimiz olmak üzere bütün müminleri, o günden bugüne derinden
yaralamış, kalpleri incitmiş, dünyanın neresinde bulunursa
bulunsun, bölgesi, kültürü, mezhep ve meşrebi ne olursa olsun bütün
Müslümanları elim acılara sevk etmiş ve bu olay Müslümanların ortak
hafızasında acı bir iz bırakmıştır.
Bu itibarla, başta Seyyid-i Şüheda Hz. Hüseyin ve Kerbala şehitleri
olmak üzere bütün şehitlerimizi rahmetle anıyor, günümüzde bütün
Müslümanlara düşen en önemli görevlerden birinin bu tür müessif
olaylardan ders almak, Müslümanların birlik ve beraberliğini
zedeleyecek her türlü olumsuz tutum ve davranışlardan kaçınmak
olduğunu bir kez daha ifade ediyor ve on dört asırdan beri Hz.
Peygamber ve Ehl-i Beyt sevgisi etrafında kenetlenen milletimizin
barış, huzur, güven, karşılıklı sevgi ve saygı içerisinde
yaşamasını Cenab-ı Mevla'dan niyaz ediyorum.”