Diyanetten kürtaj için flaş açıklama!
Abone olHerkes bir şey söyledi, peki kürtaj için İslam dini ne diyor? Tecavüz bebekleri ne olacak? Hangi haller istisna içeriyor... İşte Diyanet'in görüşü;
Türkiye'nin gündemine oturan kürtaj tartışmalarıyla ilgili bir açıklama da Diyanet'ten geldi. Diyanet İşleri Başkanı kürtajın ancak bilim adamlarının izin verdiği durumlarda yapılması gerektiğini belirtti ve uyardı: "Aksi halde cinayet olur."
Kamuoyunun yoğun bir şekilde tartıştığı "tecavüz bebekleri ne olacak?" konusuna da dinen açıklık getirildi.
İşte Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in kürtaj açıklaması;
KÜRTAJ HARAMDIR
Çocuk aileye ve topluma Allah'ın emanetidir. Her aile bakıp yetiştirebileceği sayıda çocuk yetiştirmelidir. Çocuk istenmediği durumlarda, karı kocanın ortak istekleriyle gebeliği önleyici tedbirler alınması caizdir.
Kürtaj haram ve cinayettir. Çocuk düşürmek ve aldırmak gebeliği önleyici tedbirlerden değildir. Çocuk aldırmak cinayet hükmündedir.
BÜTÜN DİNLER AYNISINI SÖYLÜYOR
Sadece Müslüman ilim adamları değil, bütün ilahi dinler, ahlaki sistemler, bütün tabii hukuk sistemleri, biyolojik varlığın insan olduğunu, bu savunmasız varlığın tıpkı doğmuş yetişmiş bir insan gibi yaşama hakkına sahip olduğunu bu varlığın da yaşama hakkının olduğunu söylemeye devam edeceklerdir.
KÜRTAJ İNSAN YAŞAMINA KASTETMEK
Aynı şekilde, bilim adamları, genetik uzmanları bize kesin bilimsel verilere dayanarak, döllenmiş yumurta hücresinin anneden bağlı bir sistem olduğunu, her ikisinin ayrı birer kalbi olduğunu, kan dolaşım sistemi olduğunu, anneye bağlılığın sadece beslenme olduğunu söyledikleri müddetçe, sadece Diyanet değil, bütün dinler, hukuk sitemleri kürtajın bir insan yaşamına kast etmek olduğu görülmektedir.
Sorun bilimin ortaya koyduğunu meseleyi kabul edip etmeme meselesidir.
ANNE KARNINDAKİ CENİNİN DE YAŞAM HAKKI VARDIR
Bedenimiz ve hayatımız bize mülkiyet olarak değil, emanet olarak verilmiştir. Onu yaşamak ve yaşatmak en iyi şekilde muhafaza etmek görevimizdir. Hukuk diliyle, hayat hakkı vazgeçilen bir hak değildir.
Anne karnındaki ceninin de yaşam hakkı vardır. Ne annesi ne babasının onun üzerinde mülkiyet hakkı olmadığı gibi vazgeçme yetkisi de yoktur.
"BENİM BEDENİM İSTEDİĞİMİ YAPARIM"
DİYENLERE YANIT
“Beden benim değil mi, ben onu istediğim gibi kullanırım. Bebek de yaparım, istersem onu da atarım.” demeye sahip değildir. Karnındaki bebeğin gerçek anlamda sahibi değildir. Keyfi olarak, öldüremez, onu yaşatmakla görevli bir emanetçidir.
TECAVÜZ HALİNDE KÜRTAJ CAİZ Mİ?
İstisnai konularda konuşmak tarih boyunca zor olmuştur. Tecavüz gibi cinsel saldırıların sonuçlarını ortadan kaldırmak, ceninde ortaya çıkan ağır hastalıklardaki konularda genelleme yapmak yerine her bir özel durum için özel hüküm gerekebileceğini ve söz konusu özel hükmün din bilginler, psikiyatrisiler, adli tabipler gibi farklı ihtisas sahiplerinin ahlak çerçevesinde birlikte verebileceklerini ifade etmek istiyorum.
YASALARLA VE YASAKLARLA ÇÖZÜM BULUNAMAMIŞTIR
İslam dini, Katolik öğretilerinin tam aksine, anneyle cenin arasında yer aldığında annenin yanında yer almıştır. Herkesin içine düştüğü bir hataya değinmek istiyorum. Kürtajı sadece kadın meselesi olarak ele alınması yanlış olur. Bu sorunun en büyük ızdırabını çekenler hep kadınlar olmuştur.
Tarihi tecrübe göstermiştir ki bu konu sadece yasalarla ve yasaklarla çözüm bulunamamıştır.