Diyanet'ten camilerde kadın açılımı!
Abone olDiyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez kadınların camilere girebilmesi konusunda "Her ne hikmetse biz camilerimizin kapılarını hanımefendilerimize kapatmışız" dedi.
Manavgat ilçesinde iş adamı Hüseyin Avşaroğlu tarafından
annesi ve babası adına yaptırılan Rukiye - Mustafa Avşaroğlu
Camisi'nin açılışına katılan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez,
"Bizim inancımızda cami tapınak değildir. Bizim inancımızda tapınak
yoktur. Kabe de tapınak değildir, cami de tapınak değildir"
dedi.
Görmez, kadınların camilere girebilmesi konusunda yaptığı
değerlendirmede "Bizim inancımızda cami tapınak değildir. Bizim
inancımızda tapınak yoktur. Kabe de tapınak değildir, cami de
tapınak değildir... Her ne hikmetse biz camilerimizin kapılarını
hanımefendilerimize kapatmışız. Tamamen örflerin, geleneklerin
dinin önüne geçmesinden kaynaklanmıştır" dedi.
Görmez, açılışta yaptığı konuşmada, Kur'an-ı Kerim'de insanoğlunun,
insanın yaradılış gayesini anlatan sayısız ayetler bulunduğunu
belirterek, "Allah sizi topraktan, yerden yarattı ve sizden
yeryüzünü imar etmenizi istedi" ayetini hatırlattı.
Görmez, ayette bahsedilen "Yeryüzünü imar etmenin", yirminci
yüzyılın hastalığı gibi, gökdelenler dikmek, binalar yapmak,
inşaatlarla donatmak olmadığını ifade ederek, şöyle konuştu:
"Yeryüzünü imar etmek sadece, bütün şehirleri betonlarla doldurmak
hiç değildir. Yeryüzünü imar etmek sadece şehirlerin altına
elektrik ve su şebekeleri kurmak da değildir. Bütün bunlarla
birlikte asıl yeryüzünü imar etmek, yürekler arasında merhamet
şebekeleri kurmaktır. Yeryüzünü imar etmek, insanın gönül dünyasını
imar etmektir. Kalbimizi ve ruhumuzu imar etmektir. Kalp ve ruh
imar edilmeden, insanlar yeryüzünü imar edemezler. Bu vazifeyi,
yaradılış sebebini, hilkatin sebebini yerine getiremezler. Peki
dört minareli kubbeli camileri inşa etmekle biz camileri imar
edebilir miyiz? Hayır. Camileri inşa ediyoruz sadece. Camileri ne
zaman imar ederiz? Camilerimizi gençlerle doldurduğumuz zaman,
gençlerimizle doldurduğumuz, çocuklarımızın kalpleri, minik
yürekleri cami muhabbetiyle dolduğu zaman camileri imar etmiş
oluruz. Camilerden dışladığımız hanımefendilerimiz bizlerle
birlikte kendi mekanlarında ibadete durdukları zaman imar etmiş
oluruz. Camileri ne zaman imar etmiş oluruz? Camileri, hayatından
kıyısından, köşesinden hayatın merkezine taşındığımız zaman, içinde
ders halkalarıyla, sevgi ve muhabbetimizi paylaştığımız zaman,
bedenlerimizle saf tutmak yerine ruhlarımızı ve kalplerimizi
kaynaştırdığımız zaman. İşte o zaman camileri imar etmiş
oluruz."
"Camiler, birlik ve beraberliğimizi pekiştirerek rabbimize
yöneldiğimiz mekanlardır"
Camilerin sadece namaz mekanı olmadığını, sadece namaz kılma mekanı
olsaydı, cami inşa etmeyi Peygamberimizin bize emretmeyeceğini
vurgulayan Görmez, "Çünkü camiler, kalpleri ve yürekleri
birleştirerek, sevgi ve muhabbetimizi paylaşarak, birlik ve
beraberliğimizi pekiştirerek rabbimize yöneldiğimiz
mekanlarımızdır. Bizim inancımızda cami tapınak değildir. Bizim
inancımızda tapınak yoktur. Kabe de tapınak değildir, cami de
tapınak değildir. Biz o mekanlarda yüreklerimizi birleştirmek için
bir araya geliriz" diye konuştu.
"Camilerimizin kapılarını hanımefendilerimize
kapatmışız"
Görmez, 2011 yılında Cami Çocuk çalışmalarını başlattıklarını ve
halen devam ettiklerini hatırlatarak, her çocuğun kalbinde ve
yüreğinde camiye karşı bir muhabbet olmasını, içinde koşuşturmasını
istediklerini belirtti.
Türkiye'deki 8 milyon engelli vatandaşı ihmal ettiklerini fark
ederek her il ve ilçedeki camileri yeniden donatmaya çalıştıklarını
ifade eden Görmez, bütün camilerin her türlü engellinin ulaşımını
sağlayacağı şekilde hazır olması gerektiğini vurguladı.
Görmez, 2013 yılında 'Cami ve Kadın' konusu üzerinde
çalıştıklarını hatırlatarak, şöyle devam etti:
"Az önce de ifade ettiğim gibi, sevgili Peygamberimiz zamanında
hiçbir vakit namazı yoktur ki, hanımefendiler mescitte hazır
bulunmasınlar. Hiçbir Cuma namazı yoktur ki Peygamberimiz ve
ashabıyla birlikte orada hazır bulunmasınlar. Medine'de bütün
hanımefendilerin katılmadığı hiçbir bayram namazı olmamıştır. Ama
sonra her ne hikmetse biz camilerimizin kapılarını
hanımefendilerimize kapatmışız. Tamamen örflerin, geleneklerin
dinin önüne geçmesinden kaynaklanmıştır."