Diyanet'in en önemli hizmet kusuru
Abone olDiyanet İşleri Başkanı Prof.Dr. Mehmet Görmez kurumun en büyük hizmet kusurunun kadınlarla yönelik olduğunu söyledi
NERGİS DEMİRKAYA
İNTERNETHABER
ANKARA- Mısır'da yaşanan olaylar "İslam
ülkelerinde ne oluyor?" tartışmalarına neden olurken
Diyanet İşleri Başkanı'ndan farklı bir çıkış geldi. Yaşanan
olaylarda dinin yanı sıra kültürel, siyasi ekonomik pek çok boyutun
olduğunu anlatan Görmez, "Dünyada yaşanan bu olayların
arkasında din boyutu en azdır. Ekonomik, siyasi, kültürel noktalar
daha çoktur" değerlendirmesi yaptı.
Diyanet İşleri Başkanı Görmez'in iki önemli açıklaması daha oldu. Birincisi türbanla ilgili. Başbakan Erdoğan'ın türbanla ilgili "ulemaya sorun" sözlerinin hatırlatıldığı Görmez, "Bilgi sormak yadsınacak bir şey değil ki" diyerek, "Semboller üzerinden tartışmalar, gerginlikler üretmek çağdaş dünyaya yakışmıyor. Konuya hem inançlar hem de insan hak ve hürriyetleri açısından yaklaşmak gerek" dedi.
Görmez endişeli modernler ve dindarlarla ilgili ise, "Endişeye mahal yok. Bu topraklarda ne endişeli modernler ne de endişeli dindarlar olsun. Kimseni kimseden endişe etmediği bir ülke olsun. Bütün çabamız bu yönde" temennisinde bulundu.
İŞ DÜNYASINA GİDECEKLER
Diyanet'i daha iyi anlatmak için aralarında iş dünyasının da olduğu
toplumun farklı kesimlerine de gideceklerini anlatan Görmez'in
açıklamalarında "Diyanet'in en önemli hizmet kusuru
kadınlara yönelik" yönündeki itiraf niteliğindeki sözleri
dikkat çekiciydi.
Görmez bir eleştiri de camilerle ilgili getirerek, bu kadar
mühendislik mimarlık fakültesi olmasına karşın estetik değerlerden
uzaklaşmış cami mimarisinin yaygınlığından yakındı.
Diyanet İşleri Başkanlığı'na getirilen Prof. Dr. Mehmet Görmez
üç ayını doldurduktan sonra basının karşısına çıktı. Gazete ve
televizyonların Ankara temsilcileriyle kahvaltılı basın
toplantısında buluşan Görmez Diyanet'in yeni misşyonu ve vizyonunu
anlattı.
"Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kurulması Cumhuriyet'in
dinle kurmak istediği varoluşsal ilişkinin en önemli
göstergesidir" diyen Görmez'in açıklamalarından satır
başları şöyle:
İşte Görmez'in 2 saati bulan basınla buluşmasından satır
başları:
DİYANET YENİDEN YAPILANIYOR: Din İşleri Yüksek Kurulu akademi gibi çalışacak. Din İşleri Genel Müdürlüğü daha sosyal içerikli din hizmetlerine yoğunlaşacak. Biz sosyal hayatın yaralarının da sarılmasını her zaman bir din hizmeti olarak gördük.
SİYASET ÜSTÜ KONUM KURUMSALLAŞIYOR: Diyanet İşleri Başkanlığı'nın siyaset dışı ve üstü konumu kurumsallaşmıştır. Başkan değişir, yöneticiler değişir ama değişmeyen şey siyaset dışı olmasıdır, gündelik politika dışı olmasıdır. 100 bin personel var. Hizmet kusuru kazaları olabilir ama bütün Diyanet'e mal edilmesi haksızlık olur.
İŞ DÜNYASINA GİDECEĞİZ: Toplumun her kesimi ile iletişim kuracağız. Akademi-iş dünyası ile buluşacağız. Katkı ve eleştirilerini alacağız. Projelerimizi bu katkılarla olgunlaştıracağız. Dinle mesafeli kurumlarla da görüşmek istiyoruz. İslamın içinde farklı yorum çevreleri var. Ne kadar farklı yorumlar varsa, bir o kadar da birleştiren ortak değer ve inançlar var. İş dünyası din raporları yayınlıyor. Biz de onlarla görüşüp dinlemek istiyoruz. Bazı alanlarda işbirliği gerek.
CAMİ MİMARİSİ KÖTÜ: Cami mimarisi bir sorun. Estetik kaygılardan uzak cami yapıları var. Bu kadar mühendislik, mimarlık fakültesi var. Ancak mabed mimarisi ile ilgili ne yazıkki bir açılım gelmedi.
İSLAMİAFOBİ: İslam dini psikolojik rahatsızlık olan fobi ile ilişkilendirildi. İslamifobi'nin ortaya çıkmasında bizim hatalarımız yok mudur. Vardır. Ama küresel hataları da görmek gerek. Misyonerlik Diyanet'in geleneğinde yoktur, olmayacaktır.
ESKİYEN BİZİM DİLİMİZ; DİNİN KAYNAKLARI DEĞİL: Bizim dilimiz eskidi. Bugünün kuşaklarına hitap etmekte sıkıntı çekiyoruz. Dini anlatanların dilini değiştirmesi gerek. Aralarında 1-2 yaş farklı olan çocukların bile kuşak farkı var artık. Eskiyen bizim dilimizdir. Dinin kaynakları değil.
DİYANET'İN ÖZGÜRLÜĞÜ: Diyanet'in özgür bir de yapısı vardır. Kimse bize şu hutbeyi şöyle hazırlayın diyemez. Bundan sonra da diyemeyecektir. Biz toplumun ihtiyaçlarına göre bunları belirlemek zorundayız.
ENDİŞEYE MAHAL YOK: Bu topraklarda ne endişeli modernler ne de endişeli dindarlar olsun istiyoruz. Kimsenin kimseden endişe etmediği bir ülke olsun. Bütün çabamız bu yönde. Dindarlık modernliğin karşıt iki kutuba ayrılması değil. Belki bir takım sosyolojik çalışmalarla ortaya koymak gerek. Bir konunun siyasi sosyal ekonomik kültürel boyutunu bir kenara bırakarak Diyanet'ten sorunu çözmesini bekleyemez. Biz bu endişelerin ortadan kaldıracak ortak bilincin oluşması için çalışabiliriz.
EN ÖNEMLİ HİZMET KUSURUMUZ KADINLARA: Diyanet'in en önemli hizmet kusuru kadınlara yönelik hizmetler. Camileri kadınların izbe mekanlarda ibadet edecekleri şekilde sürdürüyoruz. Onların da minber kubbeye katılımını sağlayacak yeni cami projelerimiz hala yok. Ama kadınlara yönelik şiddet ayrımcılık erken evlilik gibi konularda pek çok da iyi proje gerçekleştirdik. 11 kadın il müftü yardımcımız var. Müftülükler artık kadınların da uğrak yeri. 60 ilde aile kadın bürosu kurduk. Yaygın Eğitim Daire Başkanlığına bir kadın getirdik.
KÜRTÇE VAAZ: Kürtçe vaaz konusuna Kur-an'ın ilahi vahyin Kürtçe'ye çevrilmesi değil, her dile ve lehçeye çevrilmesi yönünden bakıyoruz. Herkesin rahat anlayacağı anadilde bir iletişime geçmesi esastır. Hiçbir ilahiyatçı etnik-ırk temelinde yaklaşamaz. Ama mesajların her dile çevrilmesini sağlar ve ister.
HİZBULLAH PKK ELEŞTİRİSİ: Din hizmetleri yürüten insanlara tehditkar konuşmak o hizmetlere yanlış alternatifler hazırlamak kabul edilemez.
MISIR'DA YAŞANAN OLAYLARDA DİN ETKİSİ NE KADAR: Dünyada şöyle bir yanlış yaklaşım var. Çağdaş bütün dünyanın bir çıkmazı var. Konunun dini bir boyutu varsa siyasi-kültürel ekonomik talepler dışında konuyu değerlendirmek batı dünyasının handikapıdır. Dünyada yaşanan olaylarda din boyutu en azdır. Ssoyal kültürel ekonomik boyutu daha çoktur. Irak, Afganistan'da yaşanan trajediler bu ülkede yaşanmasın. Kardeş kanı dökülmeden bu badireleri atlatmalarını diliyoruz. Bunun için dua ediyoruz.
DİNİ AZINLIKLARA SICAK MESAJ: Dini azınlıkların inanç özgürlükleri üzerinde baskıyı kendi inancımız üzerinde baskı gibi görürüz. Dini inançların özgürlüklerini sağlamada bizim görevlerimiz var.
ZORUNLU DİN DERSİNE DEVAM: Zorunlu Din Kültürü dersi devam etmeli. Din eğitimi ile Din Kültürü dersi birbirinden farklı şeyler demeye devam edeceğiz. Dine inanmayan bile onun bilgisine sahip olmalı. Din Kültürü dersi en az diğer dersler kadar önemlidir.
DİYANET'İ MEMNUN EDEN İKİ KONU: Alevi Çalıştayının nasıl sonuçlanacağını bekliyoruz. Ama Madımak otelinin öfke mekanı olmaktan çıkarılmasını önemsiyoruz. Din Kültürü Ahlak Bilgisi kitabına Alevilik bilgilerinin eklenmesini olumlu buluyoruz.
TÜRBANDA GÖRÜŞ DEĞİŞMEDİ: Semboller üzerinden tartışmalar gerginlikler üretmek çağdaş dünyaya yakışmıyor. Hem inanç hem de insan hak ve hürriyetleri bağlamında konu değerlendirilmeli.