Diyanet Tutku'yu başarılı buldu
Abone olFilmle ilgili tartışmalara katılan Diyanet İşleri Başkanlığı aylık dergisi Diyanet'te filmi başarılı buldu
Filmle ilgili tartışmalara Diyanet İşleri Başkanlığı da katıldı.
Başkanlığın aylık Diyanet dergisinde yer alan yazıda film başarılı
bulundu; ancak bazı yanlışları içerdiğine dikkat çekildi. Kur’ân’a
göre, Hz. İsa’nın çarmıha gerilmediği, Allah katına yükseltildiği
belirtilirken, filmde yer alan ve bir peygambere yakışmayacak
sahneler için de koyu Katolik olduğu belirtilen yönetmen Mel Gibson
eleştiriliyor. ‘Tutku kime yakışır?’ başlıklı yazıda, filmin
isminin anlattığı konuyla uyuşmadığı öne sürülüyor. İnsanları
hidayete erdirmek için gönderilmiş bir peygamberin saplantı ve
takıntısı olmasının düşünülemeyeceği dile getirilirken, “Yönetmen
Gibson, Hz. İsa’nın görev aşkını göstermek adına isim konusunda
yanlış bir tercihte bulunmuştur.” ifadeleri kullanılıyor. İşkence
sahneleri için de şu değerlendirme yapılıyor: “Senaryodaki ‘Tanrım,
tanrım! Beni niçin terk ettin’ sözleri bir peygambere
yakıştırılamaz.” İlk gösterime girdiğinde Avrupa’da üç din adamının
kalp krizi geçirerek ölümüne sebep olan Tutku, içeriği ve konunun
işleniş şekli ile Türkiye’de de tartışmalara sahne oldu. 9 Nisan’da
gösterime giren film hakkında, sanat, siyaset, akademi
çevrelerinden çok sayıda yorum geldi. Hz. İsa’nın son 12 saatini
anlatan film üzerinde konuyla yakından ilgisi olan bir kurum,
Diyanet İşleri Başkanlığı da tartışmaya girdi. Diyanet dergisinde
Halit Çelik imzası ile yayınlanan yazıda, filmin başarılı ve
seyircinin beklentisini karşılayan bir film olduğu belirtiliyor.
Hollywood tarihinde ‘Protestan’ ağırlığının anlatıldığı ‘Tutku kime
yakışır?’ başlıklı yazıda, filmin Yahudileri İncil’de anlatıldığı
şekliyle kötü karakterler olarak resmederek, 1960 sonrasında
Hollywood’da yeniden kurulan dengelerin bir kez daha gözden
geçirilmesini gerektirecek bir tabuya el attığı belirtiliyor.
Filmin ismi ile ilgili olarak, “Tutkunun bütün dillerde olumsuz
değerlendirilebilecek bir anlamı vardır.” eleştirisi getirilirken,
tutkunun saplantı ve takıntıyı çağrıştırdığı hatırlatılıyor. Filmin
propagandada başarılı olduğuna dikkat çekilen yazıda,
‘metalaştırma’ uyarısı yapılarak, “Müslümanların peygamberlerini
metalaştırmamakla çok doğru bir iz üzerinde olduklarını
düşünüyoruz.” deniliyor. Anthony Quinn’in başrolünü oynadığı The
Message (Çağrı) filminde Yunanistan’dan Irene Papas dahil pek çok
oyuncu rol almışken Türkiye’den oyuncu davet edilmemesi, konuya
örnek teşkil etmesi açısından olumlu bir nokta olarak
değerlendiriliyor. Filmin değerlendirildiği ikinci makalede ise,
filme görsel açıdan kusur bulunamayacağı belirtildi. Diyanet İşleri
Başkanlığı’nda ‘uzman’ olarak görev yapan İlhami Ayrancı’nın kaleme
aldığı yazıda, konunun İslam’daki boyutuna dikkat çekiliyor.
Kur’an’ın Hz. İsa’nın çarmıha gerildiği iddialarını reddettiği
kaydedilen yazıda, bunun delili olan ayetlere yer veriliyor. Filmde
taşınan çarmıhın boyutları, Meryem Ana rolündeki Monica
Bellucci’nin ızdırabına rağmen soğukkanlılığını koruması
eleştiriliyor. Diyanet’in bakış açısını ortaya koyan yorum şöyle:
“Tüm zamanların gişe rekorunu kıran bu filme bir başka açıdan
bakıldığında, filme gösterilen ilgi, insanların günümüzde de manevi
değerlere verdiği önemin bir başka ifadesidir.”