Diyabetliler anne olabilir mi?
Abone olHemen her kadın anne olmak için can atıyor. Fakat bazı özel durumlar, bayanları zor duruma sokuyor. Bunlardan biri de "Diyabetli" olmak. Peki bu, annelik için engel mi?
Her kadın gibi diyabet hastası olan kadının da çocuk sahibi
olmak istemesi en doğal hakkı. Gerek gebelik öncesi diyabeti olan,
gerekse gebelik döneminde diyabet sorunuyla karşı karşıya kalanlar
bazı sorulara cevap arıyor. "Sağlıklı bir gebelik dönemi geçirmem
mümkün mü? Bebeğim hastalıklı doğar mı? Diyabet bebeğime geçer mi?"
gibi...
Diyabetle yaşamayı bilen ve kontrollerini düzenli yaptıran diyabet
hastalarının sağlıklı bir bebek sahibi olmaması için neden yok.
Ancak gebe kalmadan önce ve gebelik döneminde bilinmesi, dikkat
edilmesi gereken bazı noktalar var. Acıbadem Diyabet Merkezi'nden
Dr. Yaser Süleymanoğlu, gebelik döneminde diyabet hastalığının
görülme sıklığının %5- %9 arasında olduğunu belirterek şunları
söylüyor: "Diyabet ve gebelik ilişkisi, önemli bir konudur. Tanı ve
tedavideki gelişmeler sayesinde, binlerce diyabetik kadın
problemsiz bir gebelik dönemi geçirerek sağlıklı bebek sahibi
olabilirler. İnsülinin keşfinden önce, hem anne hem de çocuk için
varolan büyük problemler artık yokolabiliyor. Bugün uygulanan
bilinçli erken tedavi yöntemleri hastalığın yan etkilerini ve
anne-çocuğun ölüm riskini en düşük düzeylere indirebiliyor."
Acıbadem Kadıköy Hastanesi Yüksek Riskli Gebelik Ünitesi Sorumlusu
ve Kadın Hastalıkları Doğum Uzmanı Doç. Dr. Arda Lembet ise şöyle
diyor: "Diyabet, başlangıcından doğuma kadar anne ve çocuk
organizmasını olumsuz yönden etkilediği gibi, gebelik de diyabetik
anne metabolizmasına ve çocuk gelişmesine olumsuz yönden etki
yapar. Karşımıza diyabetle tanışmış bir gebe geldiği zaman, gebelik
esnasında meydana çıkmış bir diyabetik durum mu, yoksa diyabetik
bir kadın gebe mi kalmış? bunun ayrımını yapmak gereklidir. Her iki
gebe grubunda da tedavin amacı sağlıklı ve sorunsuz çocuk elde
etmek, anneye zarar vermemektir. Diyabet anne karnındaki bebeği
birçok açıdan etkilese de bir gerçeğin altının çizilmesi gerekiyor.
Diyabet bulaşıcı değildir. Bebeğe geçme olasılığı yoktur."
Doç.Dr.Lembet diyabetin gebeliğe etkileri konusunda şöyle diyor:
"Düşük riski artar, ölü doğum sıktır, son dönem gebelik tansiyonu,
plasenta yırtığı ve ani kanamalar olasılığı artar. Zor doğum ya da
sezaryenla doğum riski yükselir. Gebelik sırasında sık sık idrar
yolu iltihabı görülür."
Neden Gebelerde Diyabet Görülür?
Gebelik döneminde gebeliğin fizyolojisi gereği, bebeğin gelişimi
için bazı hormonlar normalden daha fazla salgılanıyor. Gebelikte
artan gebelik hormonları ise (Beta HCG ve HPL) diyabetin
oluşmasında rol oynuyor. Bu açıdan özellikle diyabeti olan anne
adaylarının diyabet doktoru ve kadın hastalıkları uzmanına
başvurmaları önem taşıyor. Uzman Dr. Yaser Süleymanoğlu diyabetin
anne karnındaki bebeğe etkileri konusunda şunları söylüyor:
"Yükselen kan şekeri doğrudan çocuğa plasenta yoluyla geçer. Bu
durumda çocuğun pankreası sürekli uyarılarak çocuğun kilosunda
hızlı artış oluşur. İri bebek doğumuna sebep olan bu durum aslında
Tip II Diyabet tohumlarının atıldığının belirtisidir. Bu çocukların
beslenmesine ve egzersizine özen gösterilmezse aşırı şişman ve
şeker hastası olurlar. Ayrıca özellikle kan şeker düzeyleri
kontrolsüz olarak yüksek olduğu durumlarda, düşük ve ölü doğum,
gebelik toxemisi (hipertansiyon) ve plasentanın erken ayrılma riski
artar."
Kimler risk altında?
Hamilelik döneminde hormonların artışı tüm gebelerde görülüyor.
Ancak gebelik diyabeti sadece bazı kadınlarda rastlanıyor. Dr.
Yaser Süleymanoğlu risk gruplarını şöyle sıralıyor:
-1. derece akrabalarında diyabet öyküsü olanlar,
-Kilolu veya şişman olanlar,
-Daha önce 4 kg. ve üzerinde bebek doğuranlar,
-Daha önce ölü doğum ve düşük yapmış olanlar,
-Daha önceki gebeliklerinde "Gestasyonel Diyabet" geçirmiş
olanlar,
-Hipertansiyonu (yüksek tansiyon) olanlar ve kan yağları yüksek
olanlar,
-Yaşı 30 ve üzerinde olanlar,
-Daha önce "gizli şeker" olduğu söylenmiş olanlar,
-Polikistik over sorunu olanlar
Test yaptırmak gerekiyor!
Gebelik döneminde şeker tanısı koymak zor değil. Bunun için
yapılması gereken hamileliğin 24. ve 28. haftada arasında 50 gr
glukoz ile tarama testi yaptırmak. Testte, günün herhangi bir
saatinde, suda eritilen 50 gram şeker alındıktan 1 sonraki kan
şekeri değerine bakılıyor. Dr. Süleymanoğlu, "Eğer glukoz
yüklemesinden 1 saat sonraki kan şekeri 135mg/dl altında ise tarama
testi negatif olarak değerlendirilir ve gebede gestasyonal diyabet
olasılığından uzaklaşılır." diyerek şöyle devam ediyor: "Ancak daha
önceden bahsedilen risk faktörlerinin varlığında (önceki gebelikte
gebelik diyabeti, iri bebek, ileri anne yaşı, aile hikayesi
olanlarda) 50 g şeker yükleme testi erken dönem gebelikte yapılmalı
ve sonrasında, 24-28. hafta arasında tekrarlanmalıdır. Eğer kan
şekeri 135mg/dl üzerinde ise gebeye 100 gr glukoz ile 3 saatlik
ikinci bir şeker yüklemesi yapmak gerekir. Gebeliklerinde
gestasyonel diyabet tanısı konmuş annelere lohusalık bitiminde 75
gram glukozla şeker yükleme testi uygulanır. Bu test normal çıksa
da annenin sonraki gebeliklerinde ya da hayatının ileriki
dönemlerinde şeker hastalığına yakalanma riskinin diğer insanlara
göre %30-50 daha fazla olduğunu bilmesi gerekir.
Tedavi
Gebelik döneminde diyabet sorunu yaşayan kadınların sürekli uzman
kontrolü altında tutulmaları gerekiyor. Hatta diyabeti olan
kadınların gebe kalmadan birkaç ay önce izlenmeye başlanması ve
tedavi programına alınması şart. Doç. Dr Lembet, gebeliği sırasında
ortaya çıkan diyabeti olan hastalara yaklaşımı şöyle özetliyor: "Bu
gibi durumlarda başlangıçta gebe izlenir ve kişiye özel egzersiz,
özel beslenme planı uygulanır. Bir- iki hafta izleme rağmen kontrol
sağlanamayan durumlarda kan şekerini ideal hale getirebilmek için
insülin tedavisine başlanmalıdır. Bu dönemde anne mutlaka kan
şekeri ölçüm cihazı almalı, kan şekerini her öğünden önce,
öğünlerde 2 saat sonra ve yatarken olmak üzere 7 defa ölçmelidir."
Dr. Süleymanoğlu gebelikte diyabet tedavisinde insülin kullanımına
hasta ve hasta yakınlarının tepki gösterdiğini belirterek şöyle
diyor: "Hasta ve yakınları insülin bağımlılığı veya çocuğa verecek
zararlar gibi değişik yanlış bilgilerle karşımıza çıkmaktadırlar.
Biz diyoruz ki, insülin tedavisi doğal ve fizyolojik bir
yaklaşımdır. Anneye ve çocuk için son derece güvenlidir. Asıl
yanlış olan gebe olup, gebelik sırasında kan şekerini takipsiz
bırakmak ve kontrol altına almayarak hem anne hem de çocuğunun
hayatını tehdit edecek sorunlarla karşılaşmaktır."
Yurt dışında yapılan bir araştırma da insülin kullanımın olası
komplikasyonları önlemede ne kadar etkin bir rol oynadığını ortaya
koyuyor. Buna göre hamileliğin 24--34. haftaları arasında bulunan
ve diyabeti olan 1000 gebe kadından kan şekeri kontrol altında
tutulanlarda rutin takip edilenlere göre daha az doğum
komplikasyonu görülmüş.
Diyabet kalıcı olabilir mi?
Gebeliklerinde gestasyonel diyabet tanısı konmuş annelere lohusalık
bitiminde 75 gram glikozla şeker yükleme testi uygulanır. Bu test
normal çıksa da annenin sonraki gebeliklerinde ya da hayatının
ileriki dönemlerinde şeker hastalığına yakalanma riskinin, diğer
insanlara göre %30-50 daha fazla olduğunu bilmesi gerekiyor. Bu
nedenle gestasyonel diyabeti olanlar doğumdan sonraki yıllarda da
beslenmelerine dikkat ederek, düzenli egzersiz yapmalı ve kilo
almamalıdır. Doç. Dr. Lembet lohusalık döneminde yapılması
gerekenlerle ilgili olarak şunları söylüyor: "Doğumdan 6-12 hafta
sonra şeker yükleme testi tekrar yaptırılır. Eğer normal ise, bu
testi 3 yılda bir yaptırmak yeterlidir. Başka bir çocuk sahibi olma
düşüncesi varsa daha detaylı bir inceleme gerekir. Bir kez gebelik
diyabeti ile karşılaştıktan sonra, bunu tekrar yaşama riski % 50
civarındadır. Bu durumda gebelikten öncede şeker yükleme testini
tekrarlamak gerekir.
Kaynak: www.mynet.com