Diyabetik ayak hastalarını sevindiren haber
Abone olDünyada, özellikle Avrupa ülkelerinde son zamanlarda sıkça kullanılan düşük enerjili lazer tedavisiyle ülkemizde de diyabetik ayak hastaları...
Dünyada, özellikle Avrupa ülkelerinde son zamanlarda sıkça
kullanılan düşük enerjili lazer tedavisiyle ülkemizde de diyabetik
ayak hastaları bacak kesilmelerinden kurtuluyor.
Düşük enerjili lazer tedavisini ülkemizde uygulayan Kalp ve Damar
Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Cafer Abbasoğlu, hastalarda damar yolundan
lazer ışınının verilmesi esasına dayanan tedaviyle, tıkalı bölgede
ince kılcal damarların 3-5 kat daha genişleyerek yeni kılcal
damarlar oluşturduğunu, dolayısıyla oksijensiz bölgelere de kan
ulaşarak diyabetik ayakların hızla iyileştiğini belirtti.
Diyabetik ayağın ne olduğu ve bu tedaviye ne zaman ihtiyaç
duyulduğu hakkında ise Abbasoğlu, şunları söyledi:
“Şeker hastalarının ayaklarında dolaşım yetersizliğine bağlı darlık
ve tıkanmaların yol açtığı doku beslenmesi bozukluklarından
kaynaklanan yaralara diyabetik ayak denir. Günümüzde bu hastalığın
çözümü birçok hastanede bacaktaki kansız bölgeye kan verilerek
bypass yapmak ve stent takmak suretiyle sağlanmaktadır. Ancak her
diyabetik ayak şikayeti olan hastada bypass ve stent şansı mümkün
değildir. Bazen her iki bacakta, özellikle diz altındaki damarlarda
daralma ve tıkanıklıklar oluşmakta ayaklar ince kılcal damarlar ile
beslendiğinden beslenme yeterli gelmemektedir. Bu durumdaki
hastalarda istirahat ağrıları denen ağrılar oluşmakta veya yürüyüş
yaptıkları zaman kısa mesafede bile duraklama ihtiyacı
duymaktadırlar. İşte bu durumdaki diyabetik ayak hastalarına düşük
enerjili lazer tedavisi uygulanmaktadır.”
Birçok diyabetik hasta için yepyeni bir umut ışığı olan bu metodu
Türkiye’de yaklaşık bir yıldır başarıyla uyguladıklarını belirten
Abbasoğlu, düşük enerjili lazer tedavisinin nasıl uygulandığını ise
şu şekilde özetledi:
“Hastaların bacakta ve diğer sistemdeki damar durumları muayenesi
ve anjiyo filmleri ile değerlendirilmesi sonucunda tedaviye karar
verilirse seanslar şeklinde hastaya tedavi uygulanmaya başlanır.
Hastaların diyabetik ayak, diyabetik hastaların bacak ve diğer
sistemdeki damar durumlarının muayene ve ketoasidoz, diyabetik
nöropati, diyabetik nefropati, diayebetik retinopati
rahatsızlıklarına göre üç farklı türde (kırmızı-mavi-yeşil) lazer
tedavisi uygulanır. Her lazer ışınının yüzeysel ve derin dokulara
nüfuz etme etkileri farklıdır. Tedavi, hastanın kolundan damar yolu
açılarak lazerin bu damar yolundan verilmesiyle başlar. Kan hücresi
tarafından emilen lazer ışını özellikle hemoglobin yardımıyla
mitokondriler üzerinde değişiklik yaparak kanın cereyanı ve
deveranı etkisiyle bacaktaki tıkalı bölgede ince kılcal damarları
3-5 kat genişletir, yeni ince kılcal damarlar oluşturur. Dolasıyla
oksijensiz, beslenmeyen bölgelere kan gider böylece iyileşmeyen
yaralar iyileşir. Ağrı, şişlik ve kramplar azalır, hastalar
geceleri rahatça uyurlar. 2 - 3 seans sonunda yaralarda iyileşmeler
fark edilir, hastalar parmakları veya bacakları kesilmeden
hayatlarına devam ederler.“
Tedavinin narkoz ve ameliyata gerek duymadan, hastanede yatmadan,
poliklinik şartlarında ortalama 1 saatlik seanslar şeklinde
uygulandığının altını çizen Op. Dr. Cafer Abbasoğlu, her seans
sonrası hastaların normal yaşantılarına, çalışıyorlarsa işlerine
rahatça devam edebilmelerinin hasta grubu için de ayrı bir
memnuniyete vesile olduğunu da önemle vurguladı.
(İHA)