Diyabet hakkında herşey
Abone olTip 2 diyabet kanda sürekli yüksek düzeyde şeker (glikoz) olduğunda meydana gelen bir hastalıktır.
DİYABET (ŞEKER HASTALIĞI)
Tip 2 diyabet kanda sürekli yüksek düzeyde şeker (glikoz) olduğunda
meydana gelen bir hastalıktır. Dünyada tahmini 140 milyon insan
diyabet hastasıdır ve tahminler, bu rakamın, 2025 yılı itibariyle
300 milyona ulaşacağını ileri sürmektedir. Daha da şaşırtıcı olan
şey bu insanların üçte birinin hasta olduklarını
bilmemeleridir.
Bunun birkaç nedeni vardır. İlk olarak, çoğu insan tip 2 diyabet
için risk altında olup olmadığını bilmemektedir. İkinci olarak, tip
2 diyabet olan pek çok hasta asemptomatiktir - yani hasta
olmalarına ve hastalığın ilerliyor olma olasılığına rağmen, gözle
görülür belirtiler göstermezler. Üçüncü olarak, diyabet
belirtilerinin yanlış yorumlanması da sık görülen bir durumdur.
Örneğin, aşırı susuzluk, sık idrara çıkma, halsizlik, kilo kaybı ve
hatta bulanık görme gibi rahatsızlıklar tedrici olarak ortaya çıkar
ve yaşlanmaya yorulabilir; ancak bunlar aslında tip 2 diyabet
hastalığının ilerleyişinin klasik belirtileridir.
Kimler diyabet olabilir?
Tip 2 diyabet güçlü bir genetik bağlantıya sahiptir - "aile içinde
dolaşma" eğilimindedir. Tip 2 diyabet genellikle aşırı kilolu veya
obez ve 45 yaşın üstündeki insanlar üzerinde etkili olur - ancak,
gençler arasında da gittikçe yaygınlaşmaktadır. Bazı diğer tip 2
diyabet risk faktörleri şunlardır:
• Ailede geçmişte diyabetin görülmesi
• Düzenli egzersiz yapılmaması
• Geçmişte hamilelik sırasında meydana gelen bir diyabet şekli olan
gestasyonel diyabetin görülmüş olması
• Dört kilonun üzerinde bir çocuk dünyaya getirilmesi
Şeker ve insülinin diyabetteki rolü
Vücudumuz yediğimiz gıdaların çoğunu şekere dönüştürür. Şeker
vücudumuzun yapması gereken işleri yapmak için gerek duyduğu
enerjiyi sağlar. Pankreas tarafından üretilen insülin bir sinyal
göndererek vücut hücrelerine kandan gelen şekerin girişine izin
vermesini söyler. Hücrelere giren şeker vücudumuz için gereken
enerjiyi temin eder. Tip 2 diyabet hastalığında, vücudumuz şekeri
gereken şekilde kullanamaz.
Tip 2 diyabet hastalığı ya vücut yeterli insülin salgılayamadığında
ya da hücreler her zaman insülini "dinlemeyip" yeterli şeker
girişine izin vermediğinde gelişir. Buna "insülin direnci" denir.
Her iki durumda da, kanda gerekenden fazla şeker kalır. Kontrol
edilmediğinde, kanda çok fazla şeker bulunması diyabet ve ilgili
diğer komplikasyonların oluşmasına yol açabilir.
Tip 1 ve tip 2 diyabetlerin tespit edilmesi
Diyabetli 10 hastadan yaklaşık 1'inde, pankreas insülin salgılamayı
tamamen bırakmıştır. Bu tip 1 diyabettir. Hiç insülin olmaması,
vücudun hücrelerine şeker girişine izin vermesini söyleyecek hiçbir
mesajın gönderilmemesi anlamına gelir. Bu durumda, şeker kanın
içinde birikerek çoğalır. Tip 1 diyabetin tek tedavi yolu günlük
insülin alınmasıdır. Tip 1 diyabet genellikle erken dönemde
çocuklarda, ergenlerde ve genç yetişkinlerde ortaya çıkar.
10 diyabetli hastadan geri kalan 9'u pek çok nedenden dolayı
meydana gelebilen tip 2 diyabet hastalığına sahiptir. En yaygın
sebeplerden biri insülin direncidir. Aslına bakılırsa olursa, tip 2
diyabeti olan hastaların %90'ı insüline dirençlidir. Tip 2 diyabeti
olan hastalar doğal insülinlerini üretmeye devam eder, fakat
vücutları bu insülini uygun bir şekilde kullanmaz. Bu ise vücudun
hücrelerinin, insülinin gönderdiği ve şeker girişine izin
vermelerini istediği mesajları her zaman "dinlemediği" anlamına
gelir. Bu durumda şekerin hücrelere girişi zorlaşır ve sonuçta
şeker sağlıksız bir şekilde kanda birikip çoğalmaya başlar. Tip 2
diyabet güçlü bir genetik bağlantıya sahiptir - yani "aile içinde
dolaşma" eğilimindedir. En sık olarak, 45 yaşın üzerindeki
yetişkinlerde görülür.
Kan şekeri kontrolünün önemi
Diyabetin kısa ve uzun süreli komplikasyonlarından kaçınmak için
kan şekeri düzeylerinin sürekli normal aralıkta tutulması
önemlidir. Günden güne değişen kan şekeri iniş çıkışları hastaların
kendilerini iyi hissetmelerini engelleyebilir ve normal olarak
günlük işlere konsantre olmasını ve işlev görmesini
zorlaştırabilir. Doğru strateji kullanılırsa, tip 2 diyabeti olan
hastaların bu durumla başa çıkmaları, gelecekte komplikasyon
oluşumunun önüne geçmeleri ve diyabetten daha güçlü olmaları çok
olasıdır.
Uzun süreli sorunlar
Tedavi edilmediğinde, tip 2 diyabet aralarında böbrek yetmezliği,
körlük, kalp krizi, bacak ampütasyonu ve felcin de yer aldığı ciddi
komplikasyonlara yol açabilir. Kontrol altında tutulmayan kan
şekeri enfeksiyonların iyileşmesini daha zorlaştırır ve bunun
sonucunda kangren ve hatta bacak ampütasyonu meydana gelebilir.
Komplikasyonlardan kaçınmanın ve tip 2 diyabetle daha sağlıklı bir
yaşam sürme şansını artırmanın birkaç basit ama etkili stratejisi
vardır:
• Kan şekerinin normale yakın tutulması
• Diyabet-dostu diyet uygulanması
• Egzersiz yapılması
• Kilonun kontrol altında tutulması
• Kan şekerinin düzenli olarak test ettirilmesi (A1c testleri
dahil)
• Doktor tarafından reçete edilen ilaçların, belirtilen şekilde
alınması
• Test ve takip için düzenli doktor ziyaretlerinin planlanması
• Tansiyonunuzun kontrol altında tutulması
• Kolesterolünüzün kontrol altında tutulması
Diyabetin özel komplikasyonları
Bunlar diyabetle ilişkili daha yaygın komplikasyonlardan
bazılarıdır:
Kalp hastalığı veya felç
Kardiyovasküler hastalık (CVD) tip 2 diyabetin ciddi
komplikasyonlarından biridir. Diyabetli hasta, daha önce kalp
hastalığı geçirmiş olan bir kişi ile aynı kalp hastalığı riskini
taşır. Çoğu durumda, kalp hastalığı diyabetli hastalarda daha
şiddetlidir.
Böbrek hastalığı
Diyabetli hastaların yaklaşık %21'lik kesiminde böbrek hastalığı
gelişir. İlerlemiş yeni böbrek hastalığı vakalarının yaklaşık
%43'ünün nedeninin diyabet olduğu düşünülmektedir.
Körlük ve Glokom
Diyabetli hastaların glokoma yakalanma riski diyabete sahip
olmayanlardan %40 daha fazladır ve katarakt geliştirme riski de %60
daha fazladır. Diyabet 20 ile 74 yaşları arasındaki yetişkinler
arasında yeni körlük vakalarının önde gelen nedenidir. Diyabetik
retinopati her yıl 12,000 ile 24,000 yeni körlük vakasına yol
açmaktadır.
Sinir sistemi hasarı ve ampütasyon
Diyabeti olan hastaların yaklaşık %60 ile %70'i hafif ile ağır
şiddette sinir sistemi hasarına sahiptir. Ağır vakalarda bacak
ampütasyonu gerekebilir.
Önleme: Yaşam boyu mücadele
Şu an itibariyle, tip 2 diyabetin tam bir tedavisi yoktur. Tanı
konulmuş ise, bu hastalığı yaşam boyu taşıyacaksınız demektir.
Diyabet yaşam boyu süren bir durum olduğundan, diyabet yönetimi bir
yaşam-boyu mücadele olmalıdır. Diyabet programına harfiyen uyulması
ve ilaçların reçete edildiği şekilde alınması kan şekerinin kontrol
altında tutulmasına yardım eder ve ciddi komplikasyonlara yakalanma
riskinizi azaltır.
Sağlıklı ve diyabet dostu bir diyet uygulayınız.
Tip 2 diyabet ile daha sağlıklı bir hayat yaşamak mümkündür. Fakat
nasıl? Bir diyabet bakım planına uyarak, sağlık profesyoneliniz ile
birlikte kan şekerinizi kontrol altında tutmanıza ve gelecekte
diyabet ile ilgili komplikasyon riskini azaltmanıza yardım
sağlayacak faaliyetleri gerçekleştirir ve yaşam tarzınızı
iyileştirebilirsiniz.
Bu kısımda bulacağınız bilgilerin çoğu genel niteliktedir -sağlıklı
beslenme ve fiziksel olarak aktifleşme gibi tavsiyelerden herkes
yararlanabilir. Bununla birlikte, diyabeti olan hastalarda, bu
yaşam tarzı değişiklikleri sadece tavsiye değildir - bunlar
sağlığınızı korumanız için gereklidir!
Dolayısıyla, ipuçları, rehberlikler ve destek araçlarıyla İyi
Beslenerek, Aktifleşerek ve Sağlıklı Kalarak daha sağlıklı bir
yaşam tarzına geçiş yapınız. Böylece, diyabetten daha güçlü
olabilirsiniz.
Sağlıklı Beslenme
Sağlıklı ve diyabet dostu bir diyet uygulayınız.
Diyet ve egzersiz başarılı diyabet yönetiminin temel taşlarıdır.
Besleyici, "diyabet dostu" bir diyet yemeklerinize ilginçlik katan
ve ihtiyacınız olan tüm vitamin ve mineralleri almanıza yardımcı
olan çeşitli gıdaların tüketilmesine dayanır. "Diyabet dostu"
sınırlı sayıda tatsız "sağlık yiyecekleri" anlamına gelmez.
Sağlıklı bir kiloya ulaşmak veya bu kiloyu sürdürmek için, çok
yağlı, çok şekerli gıdalardan uzak durunuz (tatlılar ve yüksek
karbonhidratlı nişastalar dahil). Ayrıca diyetinizdeki tuzu da
azaltmaya çalışınız - özellikle geçmişte yüksek tansiyonundan
yakındıysanız. Bu değişikliklere alıştığınızda, aşırı tuzlu,
şekerli veya yağlı gıdaları hiç özlemeyeceksiniz.
Kötü beslenme ve obezite insanların kan şekerlerini kontrol altında
tutamamalarının ana sebeplerinden ikisidir. Dolayısıyla, görünen o
ki, sağlıklı beslenme yönetim planınızda çok önem taşır. Pes
etmeyiniz! Pozitif yaklaşmaya çalışınız. "Benim diyet ihtiyaçlarımı
karşılayacak bir yemek planını hazırlamak çok zor" gibi
düşüncelerin etkisi altındaysanız, pozitif bir eylemde bulunun.
"Artık yemekten zevk almayacağım!" veya "Hoşlandığım her şeyden
vazgeçmek zorundayım!" şeklinde düşünüyor olabilirsiniz - içiniz
rahat olsun, illa da diyetinizden "sevdiğiniz yiyeceklerin"
tamamını çıkarmanız gerekmiyor. Ölçülü olmak çok önemli ve -
tereyağı yerine zeytin yağı, dondurma yerine dondurulmuş yoğurt
gibi yedek gıdalara alışmak çok kolay!
Egzersiz: Hiç Olmadığı Kadar İhtiyacınız Var
Herkes tarafından bilinir ki: Egzersiz ve düzenli fiziksel aktivite
sağlığın korunması için yararlıdır. Bu durum özellikle diyabeti
olan insanlar için geçerlidir, fakat herhangi bir insan için,
egzersiz:
• Kilonuzu kontrol altında tutmanıza yardımcı olur
• Tansiyonunuzu iyileştirir
• Kalbinizi güçlendirir
• Kan dolaşımınızı iyileştirir
• Daha fazla enerji verir
• Kolesterol ve diğer kan-yağ düzeylerini iyileştirir
• Vücudun insüline tepkisini iyileştirir
• Kan şekeri düzeyini düşürebilir
• Kalp krizi veya felç riskini azaltabilir
Bu büyük faydaların yanı sıra, diyabetli insanların egzersiz
yapması için iki çok önemli neden daha vardır:
• Egzersiz sırasında ve sonrasında kan şekerini düşürebilir
• Vücudunuzun insüline olan duyarlılığını artırır
Şu ana kadar artık insülin direnci hakkında bilgi sahibi
olmuşsunuzdur. Tip 2 diyabette vücudunuz kendi doğal insülini
üretmeye devam ederken hücrelerinizi bunu etkili biçimde kullanmaz.
İnsülin direncinde, hücrelere yeterli glikoz (vücut tarafından
enerji için kullanılan şeker) girmez. Bunun sonucunda, kanda çok
fazla şeker birikir ve hücrelerin "yakıtı" yetmemeye başlar. Yüksek
şeker düzeyi bazı ciddi komplikasyonlara yol açar. Yani
anlayacağınız gibi, insüline olan duyarlılığın yükseltilmesi ve kan
şekeri düzeyinin düşülmesi egzersiz ile kazanabileceğinizi önemli
faydalardır.
Hangi Aktiviteler Sizin İçin Uygun?
Üç temel aktivite vardır - aerobik, güç eğitimi ve esneklik - ve
bunların her biri kendine göre faydalıdır. Bazı egzersizler sizi
daha çevikleştirir ve kas gücünüzü artırır. Diğerleri ise kalp ve
akciğerlerinizin idman yapmasını sağlar ve kalorileri daha hızlı
yakar. Her bir egzersiz tipinin anlaşılması kişisel hedeflerinize
erişmenize yardım edebilir, ancak, hangi tür egzersizin sizin için
uygun olduğunu sağlık görevlileri ile konuşunuz.
Doğrudan bir spor salonuna koşmanız gerekmediğini unutmayınız.
Asansör yerine merdivenleri kullanmak, otoparkın en sonuna park
etmek, torunlarınız ile oynamak veya biraz bahçeyle ilgilenmek gibi
basit görünen ancak büyük bir farklılık oluşturabilecek
değişiklikleri düşününüz. Bunlardan bazılarını zaten yapıyor
olabilirsiniz. Kollarınızı ve bacaklarınızı hareket ettiren ve
kanınızı pompalayan her türlü aktivite etkilidir.
Sağlığınızı İyileştirmenin Dört Göstergesi
İstatistiksel bilgilerinizi bilin
Amerikan Diyabet Derneğine (ADA) göre, hastalar kolesterollerini en
az yılda bir kez, ancak ihtiyaç duyulduğunda daha fazla, test
ettirmelidir.
ADA aşağıdakileri tavsiye etmektedir:
LDL ("kötü" kolesterol) < 100 mg/dL
HDL ("iyi" kolesterol) > 40 mg/dL (erkekler)
> 50 mg/dL (kadınlar)
Trigliserid (diğer bir tür kan yağı) < 150 mg/dL
Kan şekerinizi test edin
Tip 2 diyabet tedavisinin amacı "normal" kan şekeri düzeyini
sürdürmektir. Bu düzey ne olmalıdır? Bunu nasıl ölçebilirsiniz?
Kan şekerini ölçmek için iki test yaygın olarak kullanılır:
• Doktorunuz tarafından gerçekleştirilen hemoglobin A1c testi geçen
üç ay içindeki kan şekeri kontrolünüzü ölçer.
• İkinci test yemeklerin öncesinde ve sonrasında kendi başınıza
yaptığınız kan şekeri testidir.
Kan şekeri kontrolünüzü tam olarak anlamanız için her iki teste de
ihtiyacınız vardır. Kan şekeri hedeflerinizi doktorunuzla görüşünüz
ve sonuçlarınızı izleyiniz.
İlacınızı alınız
İlaç almaktan ümidinizi kesmiş olabilirsiniz - belki de sonuçları
istediğiniz kadar hızlı alamıyorsunuzdur ya da diyabet semptom veya
komplikasyonuna sahip olmadığınızdan dolayı ilaca ihtiyacınızın
olmadığını düşünüyorsunuzdur. Bu kuşkulara rağmen, eğer doktorunuz
diyabet için ilaç reçete ettiyse, bunu açıklandığı şekilde almanız
çok önemlidir. Bunu yapmadığınız takdirde, kendinizi riske atarak
kan şekeri düzeyinizin yükselmesine ve potansiyel olarak daha ciddi
komplikasyonlara davetiye çıkarırsınız.
Sonuçta, hastalığınızla mücadele etmekle sorumlusunuz. O halde,
kontrolü ele alın, ilaçlarınızı sorumluluk bilinci içinde alın ve -
en önemlisi - sadece kendinize bakınız.
Sigara kullanıyorsanız, bırakmaya çalışın!
Diyabetiniz olduğunda, sigara zaten karşı karşıya olduğunuz birçok
sorunu daha da kötüleştirebilir. Aslına bakılırsa, diyabeti olan
sigara kullanıcılarının kalp hastalığından ölme riskleri diğer
diyabetli hastalardan üç kat daha fazladır. Sigara kullanımı kan
şekeri düzeyinizi yükseltir ve diyabet ile mücadelenizi daha da
güçleştirir. Tedavinin amacı kan şekeri düzeyini düşürmek
olduğundan, sigara kullanımı çabalarınızla tamamen ters
düşmektedir. Buna ek olarak, diyabetiniz varsa, sigara
kullanımı:
• Kolesterolünüzü ve kanınızdaki bazı diğer yağ oranlarını
yükselterek kalp krizi riskinizi artırır.
• Tansiyonunuzu yükseltir.
• Dokulara ulaşan oksijen miktarını azaltır, bu da kalp krizine,
felce, düşük yapmaya veya ölü doğumlara neden olabilir.
• Kan damarlarında hasara yol açar ve büzer, bu da ayak ülserlerini
kötüleştirip bacak ve ayak enfeksiyonlarına yol açabilir.
• Böbrek hastalığı riskinizi artırır.
Eğer diyabetiniz varsa, sigaranın bırakılması yaşınız kaç olursa
olsun sağlığınıza fayda sağlar. Nefes alma sorunlarının azalması
gibi bazı faydalar hemen kendini gösterir. Amerikan Kalp Vakfına
göre, sigarayı bıraktıktan bir yıl sonra, sigaranın neden olduğu ek
kalp hastalığı riski yarı yarıya azalır. Bıraktıktan on beş yıl
sonra, risk hiç sigara içmemiş olan insanlarla aynı düzeye
gelir.
İlaçlar
Diyabet hastalarının bir kısmı kan şekerlerini diyet ve egzersiz
kombinasyonuyla kontrol altında tutabilmektedir. Bununla birlikte,
siz kan şekerinizi kontrol altında tutmak için - diyet ve egzersize
ek olarak - ağız yoluyla alınan ilaç(lar)a, insülin enjeksiyonuna
veya her ikisine birden ihtiyaç duyuyor olabilirsiniz. Kan şekeri
düzeyini düşüren diyabet tedavilerinin sağlıklı beslenme ve
egzersizin yerini asla alamayacağını unutmayınız.
GlaxoSmithKline /www.fatihmed.edu.tr