Diyabet diş sağlığını nasıl etkiliyor?
Abone olVücudun genel sağlık durumunu önemli derecede etkileyen diyabet, ağız sağlığını da olumsuz yönde etkileniyor.
Vücudun genel sağlık durumunu önemli derecede etkileyen
diyabet, ağız sağlığını da olumsuz yönde etkileniyor. Diş Hekimi
Protez Uzmanı Çağdaş Kışlaoğlu’na göre; kontrolsüz diyabette
tükürük yüksek seviyede şeker içermekte ve bu da diş çürüğüne sebep
olmaktadır. Kontrol altındaki diyabette ise şeker içeren gıda alımı
kısıtlandığında tükürükteki şeker seviyesi düşmekte ve çürümeler
azalmaktadır.
Diyabet ve dişeti ilişkisi
Diş etleri sağlığı da diyabetik kontrol ile sıkı bir ilişki halinde
sürdürülmektedir. Yüksek kan şekeri seviyesinin kan damarlarında
büyüme ve kalınlaşmaya daha kötüsü tıkanmaya neden olduğu, bilinen
bir gerçek. Bu rahatsızlıklar, kan damarlarının oksijen taşıma ve
metabolizma artıklarını uzaklaştırma faaliyetlerini zayıflatarak,
dokuların beslenmesini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu durum, diş
etlerinin iltihaplanmaya karşı direncini düşürmekte ve iltihaplı
dişetleri ile diyabeti kontrol altına almayı güçleştirmektedir.
Diyabet’in dişlere ve dişetlerine etkisi
Bazı bakteriler, şeker olan ortamda daha hızlı gelişiyor. Bu
nedenledir ki, tükürüğün yüksek seviyelerde şeker içerdiği
hastalarda diş eti iltihapları şiddetleniyor. Ayrıca iltihap, kan
şeker seviyelerini yükselten önemli bir etken. Diş etlerinde
iltihap engellenemediğinde, olduğu yerde sınırlı kalmayarak,
dişlerin etrafındaki alveol kemiğini de yavaş yavaş eritiyor ve
dişlerin sallanmasına, diş eti iltihabının şiddetlenmesine, çiğneme
sırasında ağrılara ve sonunda dişlerin kaybına yol açıyor. Bu süreç
yaşanırken hasta, ağrı ve dişlerde sallanmanın yanı sıra, diş
etlerinde kanama ve ağızda kötü koku hissediyor. Bu süreçten
kurtulmak için; diyabet kontrol altına alınmalı ve iyi bir ağız
bakımı sağlanmalıdır.
Diyabetik hastalarda ağız ve diş sağlığı
Çağdaş Kışlaoğlun’a göre,"Günümüzde diyabet hastalığı, bilinen
komplikasyonların yanı sıra diş kaybı ile sonuçlanan diş eti
hastalıklarına da yol açabilir. Bu nedenle diyabetiklerin ağız
sağlığının yakından takip edilmesi, düzenli aralıklarla diş hekimi
tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir. Varolan bir diş eti
enfeksiyonunun da şeker hastalığının kontrolünü güçleştireceği
akıldan çıkarılmamalıdır. Kontrol altında olsun olmasın tüm diyabet
hastaları, diş hekimi veya periodontist kontrolünden geçmeli ve
takip edilmelidir."
Çağdaş Kışlaoğlu tüm bireylerin, sabah ve akşam olmak üzere günde
en az 2 kez yumuşak bir diş fırçasıyla dişlerini 3′er dakika
fırçalamasının önemini vurguluyor. “Ayrıca dişler
fırçalandıktan sonra diş ipi ile dişlerin araları temizlenmeli ve
işlem sonrası ağız su ile çalkalanmalı. Diş ipi, dişler arasına
yerleştirilirken diş etine fazla bastırılmamalı. Eğer daha önce hiç
diş ipi kullanılmadıysa, kullanımdan sonraki ilk günlerde diş
etlerinde ağrı hissedilebilebilir.
Diyabetli hastalar, tükürüklerindeki şeker nedeniyle ağızda mantar
enfeksiyonlarına açıktır. Bu sorunun en basit şekli, dudakların
birleşim yerinde çatlak ve kızarıklar halinde kendisini belli
etmektedir. Sigara kullanımı ve takılıp çıkartılabilen
protezlerin bütün gün ağızda taşınması, mantar gelişimini daha da
hızlandırmaktadır.”
Diyabet hastalarının diş hekimine giderken
yapması gerekenler
Diyabetli hastalar diş hekimine gitmeden bir gün önce
mutlaka açlık kan şekeri seviyelerini ölçtürmeli ve bu bilgiyi diş
hekimine bildirmelidir.
Kontrolsüz diyabette ve yüksek kan şekeri seviyesinde yara
iyileşmesi geciktiğinden, iltihaplanmalar şiddetlenerek ağrıya
sebep olabilir.
Herhangi bir cerrahi müdahaleden önce hastanın kan şekeri
seviyesinin 180 mg/dl’nin altında olması gerektiğini belirten
Kışlaoğlu, bu seviyenin üzerinde olan hastalarda ancak acil
enfeksiyon müdahalesi yapılması gerektiğini belirterek bunun
dışındaki diğer tüm tedavilerin kan şekeri seviyesi düşürülene
kadar ertelenmesi gerektiğini belirtti.
Ayrıca diyabetli hastalara diş müdahalesi için en uygun zamanın
kahvaltıdan sonraki sabah saatleri olduğunu belirten Kışlaoğlu
yapılan tedavinin, hastanın beslenme düzenini ve ilaç kullanım
saatlerini aksatmaması gerektiğini vurguladı ve bazı geniş cerrahi
müdahalelerde, hastanın hekimi ile görüşülerek hem beslenmede hem
de ilaçların dozunda değişiklik yapılabileceğini sözlerine
ekledi.