DİSK'ten Baykal'ın çağrısına destek
Abone olCHP Genel Başkanı Baykal'ın "Türkiye'ye sahip çıkın" çağrısına ilk destek DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi'den geldi. Çelebi, her kesimden destek çağrısı yaptı.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, TÜBİTAK’ın, Adli Tıp’ın
devletin, cumhuriyetin kurumları olduğunu belirterek, "Bir insan
TÜBİTAK’la, Adli Tıp’la niye uğraşır? TÜBİTAK’ın
siyasallaştırılmasının, belli bir siyaset anlayışının emrine
sokulmak istenmesinin, demokratik bir hukuk devletinde ne anlamı
olabilir?" dedi. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ve Başkanlar
Kurulu üyeleri, Baykal’ı parti genel merkezinde ziyaret etti.
Ziyarette konuşan Baykal, son günlerde yaşanan tartışmaların
herkesi ilgilendirdiğini söyledi. Türkiye’nin geleceği ile yakından
ilgilenen bütün sivil toplum kuruluşları ve bilinçli örgütlerin,
"Türkiye nereye gidiyor?" dediğini ve "götürülmek istenen yerin
istenilen Türkiye olup olmadığını" sorguladıklarını ifade eden
Baykal, bu ziyaretle, DİSK ile birlikte Türkiye’ye sahip çıkma
kararlılıklarını bir kez daha ortaya koyacaklarını kaydetti.
Baykal, iktidarın, DİSK’e karşı bir etkisizleştirme politikası
güttüğünü, DİSK’i içeriden kuşatma, yönetimini değiştirme çabası
içinde olduğunu öne sürdü. DİSK üyelerinin sendikalarından
ayrılmaya ve diğer sendikalara geçmeye zorlandığını, anti
demokratik, sosyal, insani her türlü baskıya maruz kaldıklarını
dile getiren Baykal, DİSK’in yapılan bu baskılara karşı tepkisini
büyük bir feryat ile kamuoyuna duyurduğunu söyledi. "SENİN YAPTIĞIN
O DEĞİL" DİSK’i sadece kendilerine yapılan haksızlık değil,
"Türkiye nereye gidiyor?" sorusunun ilgilendirdiğini dile getiren
Baykal, şöyle konuştu: "Size yapılan baskıların altında, Türkiye’yi
bir yere götürme planı, senaryosu yatıyor. O senaryonun parçası
olarak DİSK de etkisizleştirilmek isteniyor. Bir insan TÜBİTAK’la
niye uğraşır, Adli Tıp’la niye uğraşır? TÜBİTAK’ın
siyasallaştırılmasının, belli bir siyaset anlayışının emrine
sokulmak istenmesinin demokratik bir hukuk devletinde ne anlamı
olabilir? Bu kadar iktidarlar geldi geçti, hiçbirisinin aklına
TÜBİTAK, Adli Tıp bizim kontrolümüzde olsun, böyle bir şey gelmedi.
Siz kimsiniz, ne adına kontrol etmek istiyorsunuz? Bunlar devletin,
cumhuriyetin kurumları. Daha iyisini yap, daha başarılı olacak
insanları getir. Elbette bu olabilir. Ama senin yaptığın o değil.
Sen burayı denetim altına almaya çalışıyorsun. Talim Terbiye
Dairesi’nin tümü, bir gece darbe yapar gibi değiştirildi. Boşuna mı
oluyor bunlar?" Deniz Baykal, diğer kurumların da
etkisizleştirilmek istendiğini, Odalar Birliği’nin, yargının,
üniversitenin kontrol altına alınmak istendiğini iddia etti.
Yargının kontrol altına alınmak istenmesine yanıt verildiğinde de
Adalet Bakanı Cemil Çicek’in, "Ne olur, rica ederim, bırakın, bize
biraz izin verin" dediğini, özel ricalarla yargı kurumlarını, haklı
tepkilerini ifade etmelerini engellemeye çalışarak bu dönemi
geçiştirmeye çalıştığını öne sürdü. "TÜRKİYE’YE SAHİP ÇIKMAK
İSTİYORUZ" "Niyetlerinde bir değişme var mı? Bakarız, uyutabilirsek
uyuturuz, yatıştırabilirsek yatıştırırız. Uygun bir ortamda yeniden
deneriz. Böyle bir şey olur mu? Bu oluyor Türkiye’de" diyen Baykal,
Türkiye’ye sahip çıkmak istediklerini ve Türkiye’yi değiştirmek
isteyenlere göz yummak istemediklerini kaydetti. Deniz Baykal,
"Bütün canlılığı, dinamizmi, çalışanı, gücü, üreteni, gençleri,
kızları, oğlanları, öğrencileri, öğretmenleri ile üniversiteleri ve
Mustafa Kemal Atatürk’ü ile tarihi ile Türkiyemiz’i korumak,
sahiplenmek istiyoruz. Buna karşı saman altından su yürütme
anlayışı ile götürülen kaydırma, saptırma politikalarına milletçe
direneceğiz" diye konuştu. ÇELEBİ’NİN SÖZLERİ Süleyman Çelebi de bu
sürecin sadece kendilerinin sorunu olmadığını, Türkiye’nin sorunu
olduğunu söyledi. Türkiye’nin abluka altına alınmak istendiğini,
tek tip bir siyasal yaklaşımın Türkiye’ye empoze edilmeye
çalışıldığını öne süren Çelebi, farklı düşünce ve yaklaşımda
olanlara karşı baskılar yapıldığını savundu. Çelebi, sendikalarını,
Baykal’ın yaptığı çağrının bir muhatabı olarak gördüklerini
belirterek, birçok sivil toplum kuruluşuna karşı baskı politikaları
güdüldüğünü ve "Onları nasıl susturabiliriz, oraları nasıl ele
geçirebiliriz?" yaklaşımı içinde olunduğunu iddia etti. "Solda
duruşumuz, sosyal demokrat anlayışımız nedeniyle infaz edileceksek,
buna izin vermeyeceğiz" diyen Çelebi, DİSK’e bağlı Genel-İş
Sendikası’na üye işçilerinin, istifa ederek, HAK-İş’e bağlı
Hizmet-İş Sendikası’na üye olmaları yönünde telkin ve baskılara
maruz kaldıklarını söyledi. "RAHATSIZLIĞA SÖZCÜLÜK, TERCÜMANLIK
YAPTIK" CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bir gazetecinin, "Adalet
Bakanı Cemil Çiçek’in, özel ricalarla kişi ve kurumları etki altına
almak istediğini söylediniz" sözleri üzerine, kendisinin ifade
ettiği tedirginliğin, bir siyasi partinin değil, yaygın olan bir
tedirginlik ve rahatsızlık olduğunu söyledi. Baykal, şöyle konuştu:
"Toplumun pek çok alanında kendisini gösteren rahatsızlığa,
sözcülük, tercümanlık yaptık. Bunu bizim rahatsızlığımız gibi
takdim etmek istediler. Ama görüldü ki toplumun bütün kurumları
tedirginlik içerisindedir. Özel kişisel dostluklar, arkadaşlıklar,
sempatiler, ricalarla bir yanlışın toplumsal olarak ortaya
konulması engellenemez. Geciktirilebilir, ertelenebilir. Bunlar da
doğaldır. Bu gidişe Türkiye halkı, milletimiz izin vermez. Çünkü
toplumumuz Türkiye’nin temelindeki o hassas altın dengeyi korumak
istiyor. Bunu çarpıtmak isteyenlerin Türkiye’nin başına ne dertler
açacağını biliyor, Irak’a, İran’a, Lübnan’a bakıyor, biliyor.
(Oynamayın bunlarla) diyor. Oynanırsa oraya gideceğini biliyor."
Baykal, bir AK Parti Grup Başkanvekili’nin 1999-2001 yılları
arasında CHP’nin TBMM’de içtüzük değişikliğine destek verdiğini
söylediğini, ancak o tarihlerde CHP’nin parlamento dışında olduğunu
da söyledi.