Dışişleri'nden BMGK'nin Kıbrıs kararıyla ilgili açıklama
Abone olDışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, BM Güvenlik Konseyi'nin Kıbrıs adasındaki Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün (BMBG) görev süresinin 29 Ocak 2021 tarihinde alınan 2561 (2021) sayılı kararla altı ay daha uzatıldığı belirtilerek, "BMBG’nin Ada’daki varlığına ilişkin KKTC makamlarının rızası bir kez daha alınmamıştır. Bu durum BM kural ve ilkelerine aykırıdır" denildi.
Dışişleri Bakanlığı, Kıbrıs’ta Konuşlu Birleşmiş Milletler Barış
Gücü Misyonu’nun görev süresinin uzatılmasına ilişkin 2561 (2021)
Sayılı BM Güvenlik Konseyi Kararıyla ilgili olarak yazılı bir
açıklama yayımladı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, BM Güvenlik
Konseyi'nin Kıbrıs adasındaki Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün
(BMBG) görev süresini 29 Ocak 2021 tarihinde aldığı 2561 (2021)
sayılı kararla altı ay daha uzattığı belirtildi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) söz konusu kararla ilgili
yaptığı açıklamaların desteklendiği bildirilen açıklamada, şu
ifadelere yer verildi:
"BMBG’nin Ada’daki varlığına ilişkin KKTC makamlarının rızası bir
kez daha alınmamıştır. Bu durum BM kural ve ilkelerine aykırıdır.
BMBG’nin Ada’da halen KKTC makamlarının yapıcı ve iyi niyetli
tutumu sayesinde faaliyetlerine devam ettiğini uluslararası
toplumun dikkatine getirmek isteriz.
Öte yandan, BM Genel Sekreteri Guterres, İyi Niyet Misyonuna dair 8 Ocak 2021 tarihli raporunda herhangi bir çözüm modeline atıf yapmamış ve karşılıklı kabul edilebilecek bir çözüme işaret etmiştir. Hal böyleyken, Konsey’in elli yılı aşkın süredir çözümü mümkün kılmayan iki kesimli, iki toplumlu federasyonda ısrar etmesi ve esasen Ada’daki iki tarafın üzerinde uzlaşı sağlaması gereken çözüm hakkında peşin hüküm vermesi kabul edilemezdir. Yakın zamanda düzenlenmesi öngörülen gayr-ı resmi 5+BM toplantısıyla çözüme dair ortak zeminin bulunup bulunmadığının tespit edilmesi amaçlanmaktadır. Bu toplantıda tarafların geleceğe dair vizyonlarını samimiyetle ortaya koymaları beklenmektedir.
Güvenlik Konseyi’nin çözüm üretmeyen, denenmiş ve tüketilmiş bir
süreci taraflara dayatmak yerine, çözümü mümkün kılabilecek yeni
fikirlerin ele alınmasını izin verecek zemini sağlaması yararlı
olacaktır."