Dışişleri Bakanlığı'ndan ABD'ye İnsan Hakları raporu tepkisi! Malum çevrelerin görüşleri...
Abone olABD'nin son İnsan Hakları raporunda Türkiye'ye yönelik eleştirilere Dışişleri Bakanlığı'ndan tepki geldi. Raporun kabul edilemez olduğu belirtilen Dışişleri açıklamasında "Raporu hazırlarken malum çevrelerin görüşlerine alet olunduğu görülmektedir" denildi.
Dışişleri Bakanlığı son dakika açıklamasıyla, ABD Dışişleri
Bakanlığınca her yıl 190’dan fazla ülke için hazırlanan İnsan
Hakları Raporları'nın 30 Mart 2021 tarihinde yayımlanan sonuncusuna
sert tepki gösterildi. Açıklamada, "Türkiye İnsan Hakları
Raporunun, bu yıl da kaynağı belirsiz iddialar temelinde,
objektiflikten uzak bir şekilde kaleme alındığı ve ülkemize yönelik
asılsız iddialar ve önyargılı yorumlar içerdiği görülmektedir."
denildi. İşte Dışişleri'nin tepkisinden çarpıcı başlıklar...
- Dışişleri Bakanlığınca her yıl 190’dan fazla ülke için hazırlanan İnsan Hakları Raporları, 30 Mart 2021 tarihinde yayımlanmıştır. Bu çerçevede hazırlanan Türkiye İnsan Hakları Raporunun, bu yıl da kaynağı belirsiz iddialar temelinde, objektiflikten uzak bir şekilde kaleme alındığı ve ülkemize yönelik asılsız iddialar ve ön yargılı yorumlar içerdiği görülmektedir.
FETÖ'ye 'Gülen Harekete' denilmesi...
- Demokrasimize kasteden, yüzlerce vatandaşımızı şehit eden, 15 Temmuz hain darbe girişiminin faili FETÖ’den, bu yıl da raporda 'Gülen hareketi' olarak bahsedilmesi, ABD’nin bu terör örgütüyle haklı mücadelemizi halen idrak edemediğini, bu terör örgütüne ilişkin ortaya koyduğumuz somut delilleri göz ardı ettiğini, raporu hazırlarken de yine malum çevrelerin görüşlerine alet olduğunu göstermektedir.
Suriye'deki mücadelemize ilişkin ifadeler kabul
edilemez
- Suriye’deki terörle mücadele harekatlarımız bağlamındaki iddialar kabul edilemezdir. Bu iddiaların, daha önce çeşitli vesilelerle reddedilmesine rağmen tekrarlanmasının izahı bulunmamaktadır. Öte yandan, raporda muhtelif hak ihlalleri bağlamında atıfta bulunulan PKK/YPG terör örgütünün Suriyelilere yönelik terör eylemlerine değinilmemesi ve Suriye’nin toprak bütünlüğü aleyhine attığı ayrılıkçı adımlarına yer verilmemesi dikkat çekicidir.
Terörle iltisaklı çevrelerin görüşleri...
- Raporda, PKK bağlamında bu örgütün terörist kimliğini göz ardı eden ve terörle iltisaklı çevrelerin söylemlerine destek mahiyetindeki iddialara yer verilmesi de keza kabul edilemezdir.
- Ülkemizin, insan haklarının korunması ve geliştirilmesine yönelik iradesi tamdır. İki yıl önce açıklanan Yargı Reformu Stratejisi’nin ardından ahiren kamuoyuyla paylaşılan İnsan Hakları Eylem Planı, bu iradenin somut göstergesidir. Türkiye, demokrasi ve hukukun üstünlüğü temelinde, kendi vatandaşlarına ilaveten, ev sahipliği yaptığı milyonlarca kişinin haklarının korunması ve geliştirilmesine yönelik çalışmalarını kesintisiz sürdürecektir.
ABD'nin İnsan Hakları Raporu'nda ne vardı?
- Raporun özet bölümünde, Türk hükümetinin, 2018'de kabul edilen geniş kapsamlı terörle mücadele kanunu çerçevesinde temel özgürlükleri kısıtlamaya devam ettiği ve hukukun üstünlüğünü tehlikeye attığı iddia edildi...
- Raporda, Türkiye'deki önemli insan hakları ihlalleri olarak şu iddialar gösterildi: Keyfi cinayetler; gözaltında şüpheli ölümleri; zorla kaybetmeler; işkence; muhalif politikacılar ve eski milletvekilleri, avukatlar, gazeteciler, insan hakları savunucuları ve ABD Misyonu çalışanları da dahil olmak üzere on binlerce kişinin "terörist" gruplarla bağlantılı oldukları veya barışçıl yasal konuşmalar yaptıkları gerekçesiyle keyfi olarak tutuklanması ve gözaltıların sürmesi; seçilmiş görevliler de dahil olmak üzere siyasi mahkumların varlığı; ülke dışında bulunan kişilere karşı siyasi amaçlı misillemeler; yargı bağımsızlığı hakkında önemli sorunlar; gazetecilere yönelik şiddet ve tehdit dahil olmak üzere ifade özgürlüğü, basın ve internet üzerindeki katı kısıtlamalar, medya kuruluşlarının kapatılması, gazeteciler ve diğerlerinin hükümet politikalarını veya görevlilerini eleştirdikleri gerekçesiyle haksız tutuklama veya cezai kovuşturmalara uğraması, sansür, site engelleme ve cezai hakaret yasalarının varlığı; toplanma, dernek kurma ve dolaşım özgürlüklerinin ciddi şekilde kısıtlanması; bazı mültecilerin geri gönderilme vakaları; kadınlara ve lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve interseks kişilere, diğer azınlık üyelerine yönelik şiddet.
- ABD Dışişleri Bakanlığı raporunda, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden bu yana 'Fethullahçı Terör Örgütü' olarak adlandırılan Gülen hareketiyle bağlantılı olduğu iddiasıyla 60 binden fazla polis ve askeri personeli ile yaklaşık 125 bin memuru görevden aldığı, yargı mensuplarının üçte birinin işine son verdiği, 90 binden fazla vatandaşı tutukladığı veya hapse atıldığı, bin 500'den fazla sivil toplum örgütünü kapatıldığı ifadeleri yer aldı.
- 'İnsan hakları uygulamaları' raporunda sivil kuruluşların kolluk kuvvetleri üzerinde etkili kontrollerine rağmen suistimal ve yolsuzluğu soruşturma ve cezalandırma mekanizmalarının yetersiz kaldığı, güvenlik güçleri mensuplarının tarafından istismarlar vakalarının yaşandığı öne sürüldü.
- Hükümetin, terörle mücadele operasyonlarında yaşanan sivil ölümleriyle ilgili personel soruşturma veya kovuşturma çabaları hakkında bilgi paylaşmadığı da raporda vurgulanan ihlaller arasında yer aldı.
- Raporun özet bölümünde Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) gözlemci raporlarına atıfla , 2018'deki cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinde, iktidar ile muhalefet arasında eşit olmayan rekabet koşulları, bir Cumhurbaşkanı adayının (Selahattin Demirtaş) hapse atılması da dahil olmak üzere, özgür medya haberciliği ve kampanya ortamı üzerindeki kısıtlamalarla ilgili endişeler hatırlatıldı.