Dışişleri Bakanlığı: O bildirinin değeri ve anlamı yok
Abone olDışişleri Bakanlığı, Kahire'deki zirve sonunda duyurulan bildiriyle ilgili açıklama yaptı. Dışişleri, Mısır-Yunanistan-Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin katıldığı zirve sonunda açıklanan bildiri için "hiçbir anlam ve değeri yok" değerlendirmesinde bulundu.
Dışişleri Bakanlığınca, Mısır-Yunanistan-Güney Kıbrıs Rum
Yönetimi (GKRY) zirvesi sonunda yayımlanan bildirinin, hiçbir anlam
ve değeri olmadığı vurgulanarak, "Bildirinin Suriye’ye ilişkin
bölümünde ülkemize yöneltilen mesnetsiz ve çarpıtılmış ithamlarını
kesin bir dille reddediyoruz." ifadesi kullanıldı.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, "Kahire’de 8 Ekim'de düzenlenen Mısır, Yunanistan, GKRY zirvesi sonunda yayımlanan, ülkemize karşı temelsiz iddialar içeren bildirinin hiçbir anlam ve değeri yoktur." değerlendirmesi yapıldı.
Bildirinin, Rum/Yunan ikilisinin uluslararası hukuka aykırı, maksimalist ve uzlaşmaz milli politikalarına bölge ülkelerini alet etmelerinin son örneği olduğuna dikkat çekilen açıklamada, Türkiye'nin Kıbrıs meselesinde en başından bu yana iyi niyetle çaba gösterdiği ve çözüm yönünde güçlü bir irade sergilediği vurgulandı.
Açıklamada, 2004 yılında Annan Planı'nı hangi tarafın reddettiğinin, 2017 yılında Crans-Montana'da sona eren Kıbrıs Konferansı'nda da hangi tarafın masadan kalktığının herkesin malumu olduğuna değinilerek, "Rum/Yunan ikilisinin Kıbrıs Türklerini yok sayan, siyasi eşitliklerini kabul etmeyen ve onları azınlık olarak gören zihniyetleri değişmedikçe Kıbrıs meselesi çözümsüz kalmaya devam edecektir. 50 yıldır sürdürülen müzakerelerin başarısız olmasının sebebi de bu zihniyettir." ifadesi kullanıldı.
Türkiye'nin, Akdeniz de dahil olmak üzere tüm denizlerde, bütün
tarafların meşru hak ve çıkarlarını gözeten, karşılıklı kabul
edilebilir, kalıcı ve hakça bir rejimin uluslararası hukuk
çerçevesinde oluşturulması için çaba gösterdiği dile getirilen
açıklamada, "Rum/Yunan ikilisinin uluslararası hukukun ve Birleşmiş
Milletler (BM) Deniz Hukuku Sözleşmesi'nin en temel ilkelerinden
biri olan 'hakkaniyet' ilkesini gözardı eden maksimalist
politikaları geçmişte deniz yetki alanları bakımından Mısır’ın
aleyhine sonuçlar doğurmuştur. Mısır'ın da Rum/Yunan ikilisinin bu
durumu istismar etmesine göz yumduğu görülmektedir."
değerlendirmesine yer verildi.
Açıklamada, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de kendisinin ve Kıbrıs Türklerinin haklarına kararlılıkla sahip çıkmaya devam edeceği belirtilerek, şunlar kaydedildi:
"Türkiye, Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanlarının hakkaniyete
uygun bir şekilde sınırlandırılması için tüm bölge ülkeleri ile
GKRY hariç, görüşmeye
hazırdır. GKRY’nin muhatabı ise Kıbrıs Türkleridir. Kıbrıs
Türklerinin 13 Temmuz 2019 iş birliği önerisi hidrokarbon
meselesinin Kıbrıs ayağının çözülmesi için değerlendirilmesi
gereken bir fırsattır. Bildirinin Suriye’ye ilişkin bölümünde
ülkemize yöneltilen mesnetsiz ve çarpıtılmış ithamlarını da kesin
bir dille reddediyoruz. Suriye kaynaklı terörden en fazla etkilenen
ülke olarak, Türkiye, bundan önce olduğu gibi önümüzdeki dönemde de
uluslararası hukuktan doğan hakları çerçevesinde ulusal
güvenliğinin gerektirdiği tedbirleri almakta tereddüt
göstermeyeceğini bugün başlattığı harekatla bir kez daha ortaya
koymuştur. Terör örgütleri üzerinden Suriye’nin bölünmesi hedefine
taşeronluk yapan çevrelerin Suriye halkının selameti ve birliği
için bu tutumlarından bir an önce vazgeçmeleri lazımdır."