Dış politikada yeni ayarlamalar
Abone olKıbrıs'ın AB tarafından üye alınması ve Kuzey Irak'taki fiili durum Türk Dışişlerini yeni bir politika yazmaya itti.
Güney Kıbrıs'ın "Kıbrıs Cumhuriyeti" olarak AB'ye üye olması ve
Irak'ta Saddam Hüseyin yönetiminin devrilmesiyle ortaya çıkan son
durum, Türkiye'yi yeni arayışlara yöneltti. Yeni şartların ortaya
çıkardığı gerçekler ışığında, dış politikada değişikliklerin ilk
sinyalleri verildi. Türkiye'nin 1974 yılından bu yana tanımadığı
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin AB'ye üye olması, AB'ye üyeliği
kendisine hedef olarak seçen Türkiye'yi yeni arayışlara yöneltmek
zorunda bıraktı. Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis'in KKTC
muhalefetiyle görüşme talebine Türkiye engel olmadı. Simitis'le
görüşeceğini açıklayan KKTC muhalefet liderlerinden CTP lideri
Mehmet Ali Talat, bu görüşmeden Başbakan Erdoğan'ın bilgisi
olduğunu belirtmişti. Erdoğan'ın, Kıbrıs muhalefetinin Simitis'le
görüşmesine yeşil ışık yakmasının ardından Başbakan Abdullah
Gül'de, Atina'yı ziyaretini eleştiren KKTC Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş'a, "Bu işlere karar vermek Türkiye'nin bileceği bir iş. AK
Parti hükümetinin Kıbrıs için pozisyonu, Ecevit hükümetinin
pozisyonundan farklıdır" diye karşılık vermişti. Türkmenlere
endeksli değil Saddam yönetiminin devrilmesiyle birlikte Irak'ta
ortaya çıkan yeni durum da Türkiye'yi tavır değişikliğine itti.
Kuzey Irak politikasının temel esasını, "bölgede bir kürt
devletinin kuruluşunu engelleme ve Türkmenlerin varlığı" üzerine
kuran Türkiye, Kürt gruplar ile ilişkilerin Türkmenlerle yürütülen
ilişkilerle aynı seviyeye çıkarmayı planladığı belirtiliyor.
Türkiye'nin Kuzey Irak'la ilgili olarak ilan ettiği "kırmızı
çizgiler" ise ortaya çıkan fiili durum nedeniyle geçerliliğini
kaybetti. Türkiye, Kuzey Irak'ta bir Kürt devletinin kurulması,
Musul ve Kerkük'ün de bu devlete dahil edilmesi ve bölgeden
Türkiye'ye göçü kabul edilemez bulmuş ve "kırmızı çizgiler"le
ortaya koymuştu. Kırmızı çizgilerin de yumuşatılması düşünülüyor.
YENİŞAFAK