Piri Reis Osmanlı Tarihinin en ünlü denizcilerinden birisi.
Bugünlerde Piri Reis'i Akdeniz'de gövde gösterisi yaptığımız
araştırma gemisinin ismi olduğu için sık sık anıyor,
hatırlıyoruz.
Fotoğrafına bakıldığında geminin cismi ile ismi pek
örtüşmüyor aslında. Ama balıkçı teknesini andıran geminin görevi
önemli.
Piri Reis Kıbrıs Rum Kesimine kesilen "rajonun" en önemli
aktörü.
Kıbrıs adası açıklarında sismik araştırma yapıyor. Daha doğrusu
yapmaya çalışıyor. Çünkü Habertürk gazetesinde yer alan habere göre
geminin sorumlusu, "artık risk alıyoruz"
diyor.
Piri Reis gemisinin jeneratörleri ve motoru yenilenecekken çıkmış
sefer görev emri. Jeneratörler ve motor gümrükte beklerken
Akdeniz'e açılmış, şimdi geminin sorumlusu bir an önce İzmir'e
dönmeliyiz diyor.
Yani trajikomik bir durum ile karşı karşıyayız.
Rumlara doğalgaz aramaktan vazgeçin kötü olur dedik, Rumlar
tınmadı.
Ararsanız biz de bölgeye geliriz dedik, Rumların devasa
platformu Akdeniz'e kuruldu.
Sondaja başlamayın "yoksa..." dedik,
başladılar.
Buna karşılık bizim balıkçı teknesinden bozma Piri Reis
yola çıktı.
Adamlar doğalgazı buldu bulacak, bizim geminin sorumlusu
motor yenilemediğimiz için risk alıyoruz açıklamasını
yaptı.
Zaten emektar gemi sismik araştırma yapıyor, doğalgaz aranabilmesi
için daha çok mesafe kaydetmek gerekiyor. Bunu elbette Rumlar da
biliyor. Siz arayıncaya kadar "atı alan üsküdarı
geçer" dercesine ne Piri Reis ile ilgileniyorlar ne de
kendi sondajlarından vazgeçiyorlar.
Böyle olunca da Rumlarla doğalgaz aramaları nedeniyle yükselen
tansiyon yükseldiğiyle kalmışa benziyor.
Türkiye ise üst perdeden yaptığı açıklamalarla...
Son dönemde Kıbrıs dış politikada tartışılan başlıklardan sadece
birisi.
Suriye yönetimi ile Birleşmiş Milletler kararı beklenmeden
köprülerin atılması, İsrail ile ilişkilerden bahsedilirken "savaş"
kelimesinin telaffuz edilmesi, İran konusunda füze radar sistemi
nedeniyle yükselen tansiyon, diğer sorunlu alanlar.
Ve buraya "komşularla sıfır sorun" politikasından
geldik.
Ankara'nın dünyanın sorunlarına yaklaşımı daha dikkatle takip
ediliyor bu doğru, Ankara'nın tavrı olayların gidişatını etkiliyor
bu da doğru, pasif değil aktif dış politika uygulanıyor bu da bir
başka doğru.
Yani Ankara karşı karşıya kaldığı sorunlarda söylemini yumuşatmıyor
duruşunu değiştirmiyor.
Ama "Piri Reis" gibi balıkçı teknesinden bozma görüntüsüyle
Akdeniz'e gönderilen gemi Ankara'nın söylemi ile eylemi arasında
paralellik oluşturmuyor.
Bu noktadaki orantısızlık inandırıcılık sorununu da beraberinde
getiriyor. Yani ya yüksek perdeden konuşmaya ya da "Piri
Reis" gibi aktörleri gövde gösterisi için dünyanın gözüne
sokmaya son vermek gerekiyor.
Aksi taktirde komik oluyor....