Diş eti hastalığınız varsa dikkat
Abone olDoç. Dr. Fatih Çanakçı, ileri derecede diş eti hastalığı olan bireylerde, kalp krizi geçirme riskinin sağlıklı bireylere göre üç kat daha yüksek olduğunu belirtti.
Periodontoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Fatih
Çanakçı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ağız sağlığının
vücudun diğer organlarının sağlığı kadar önemli olduğunu
belirterek, olaya sadece diş deyip geçilmemesi gerektiğini
vurguladı.
Yaptıkları bilimsel çalışmalarda, dişle vücudun diğer
bölgelerindeki hastalıklarla bağlantılar tespit ettiklerini
vurgulayan Çanakçı, şunları kaydetti:
"İleri derecede diş eti hastalığı olan
bireylerde, kalp krizi geçirme riski sağlıklı bireylere göre, üç
kat daha yüksektir. Kan yoluyla mikrop bulaştığı zaman diğer
bölgelerde ciddi sorunlar getirebiliyor. Beyin kanaması için ciddi
risk oluşturuyor. Benzer şekilde hamilelikte de çok önemlidir.
Yani ciddi diş eti hastalıkları hamilelik döneminde hem annenin hem
bebeğin hayatını tehdit edebilecek sonuçlara varıyor. Hem bebeği
kaybediyor hem de annenin hayatı riske giriyor. Bu tetikleyici bir
mekanizma. Ağız bölgesindeki enfeksiyonları, vücudun diğer
bölgelerinden ayıramazsınız. Sonuçta kan dolaşımına çok sayıda
hücre salgımı oluyor."
Yapılan bilimsel araştırmada, ağız ve diş sağlığının kalp damar
hastalıklarıyla ciddi ilişki tespit edildiğinin altını çizen
Çanakçı, "Tabi çalışmalar devam ediyor. Oral bölge de vücudun diğer
bölgeleri gibi önemli. Çünkü vücudu bir bütün olarak düşünmek
gerekiyor. Vücudun herhangi bir bölgesinde bir problem varsa, diğer
bölge de muhakkak etkileniyor" diye konuştu.
"Kalp damar hastalığı riski artıyor"
Ağız, diş sağlığının önemli olduğunun altını çizen Çanakçı,
"Kalp damar hastalığı riski artıyor.
Özellikle damar daralması, damar sertleşmesi dediğimiz hastalığa
yakalanma riski üç kat daha fazla, normal bireylere göre"
ifadelerini kullandı.
Hem diş eti hastalıklarının hem de kalp damar
hastalıklarının ortak birtakım nedenleri olduğuna dikkati çeken
Çanakçı, şöyle devam etti:
"Mesela sigara kullanımı önemli bir ortak nedendir. Mikrobiyal
hastalık durumlarında, birçok damarda diş etindeki enfeksiyonel
mikroplar tespit edilmiştir. Yani kan yoluyla bu mikroplar kalbe
hatta vücudun diğer bölgelerine gidebilmektedir. Bizim toplumumuzda
eğer sağlık bozuksa, topyekün ihmaldan kaynaklanan bir sorun olduğu
için hem ağız sağlığı hem kalp sağlığı bozuk oluyor. Hastalarımızın
daha çok bilinçlenmeye ihtiyacı var.
Yani hiçbir şekilde, 'sonuçta bir diştir' deyip geçmemek gerekiyor.
Sonuçta, 'sadece diş etlerim kanıyor' deyip, geçmemek lazım. Bu tür
durumlarda hekime başvurmak lazım. Gelişmiş ülkelerde herhangi bir
probleminiz olsun ya da olmasın altı ayda bir diş hekimine gidip,
muayene olmak zorundasınız. Fakat bizim ülkemizde sadece ağrımız
olduğunda, çürüdüğünde hekime gitme alışkanlığı var. En büyük
tehlike, daha ciddi ağız hastalıkları, diş eti hastalıkları uzun
yıllar ağrı vermez. Hasta bunun farkına varmaz."
Ağrı olmadığı için hastanın uzun yıllar dişindeki iltihapla
yaşadığını dile getiren Çanakçı, "Bu durum vücudun diğer
bölgelerini etkiliyor. Enfeksiyonla yaşıyorsunuz, sürekli mikrop
kana karışıyor. Siz bunun farkında değilsiniz. Bir süre sonra
kalbinizde, beyninizde, böbreklerinizde, vücudun diğer bölgelerinde
ciddi hastalıklar meydana geliyor" dedi.
Hastalık kemiğe sirayet etmeden müdahale edilmesi gerektiğinin
altını çizen Çanakçı, hastalığın durumuna göre tedavi yöntemlerini
uyguladıklarını belirterek, "Toplumda çok yaygın bir hastalık, onun
için dikkat etmek gerekiyor. Hormonel değişimin yaşandığı büyüme
dönemlerinde daha aktif olabilir. Hamilelik döneminde, diyabet
hastalarında ve obezler daha dikkatli olması gerekiyor" dedi.