Diplomalı işsizler ne olacak?
Abone ol'Diplomalı işsizler' sorunun altında üniversitelerin dökülen hali yatıyor
Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr.
İbrahim Ortaş, Türkiye'de ''diplomalı işsizler'' sorunun,
üniversitelerin yüksek ortaokul düzeyinde eğitim vermelerinden,
öğrencilerin yaratıcılık ve araştırıcılık ruhunun oluşmamasından
kaynaklandığını savundu.
Prof. Dr. Ortaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mezunlar iş
bulamazken, üniversiteye girebilmek için Öğrenci Seçme Sınavında
(ÖSS) ter dökenlerin üniversite kapılarında yine yığılacaklarını
belirtti. Üniversite mezunlarının kültürel alt yapısının tam olarak
oluşmaması, kendini ifade edememesi, yabancı dil bilmemesi,
yaratıcılık ve araştırıcılık ruhunun olmamasının akademik yaşamla
örtüşmediğini vurgulayan Prof. Dr. Ortaş, şöyle devam etti:
''Bir yandan yaratıcı elemanlar aranırken, diğer yandan torna-
tesviyeden çıkmış on binlerce diplomalı işsiz, dikkatlerden
kaçmıyor. Bunun nedeni de iyi organize olamamamızdan ve konuya
bütünsel bakamamamızdan kaynaklanıyor. Üniversiteler bugün evrensel
anlamda bilim, sanat ve felsefe ortamları oluşturamıyor, en temel
sorma becerisini veremiyor, bir problem veya argüman geliştirme
becerisi sağlayamıyor. Gençliğin ve düşüncenin tehlike olarak
algılandığı bir yapıda, önümüzdeki kısa süreçte de bu yönde olumlu
bir ışık gözükmüyor.''
Prof. Dr. Ortaş, üniversitelerin eğitim programlarının, bilim
tarihi, bilim felsefesi, uygarlık tarihi, insan kaynakları, ekonomi
ve girişimcilik, epistemoloji ve metodoloji becerileri
kazandırmaktan uzak, öğretmen merkezli derslerden oluştuğunu
savunarak, şunları kaydetti:
''Üniversitelerimiz, yüksek ortaokul düzeyinde eğitim veriyor.
Derslerde uygulama yok, tartışma yok, dönem ödevi yok, proje yok,
olanlar da zar zor yapılabiliyor. Araziye çıkacak araç bile temin
edilemiyor. Açıkçası üniversitelerde dersler varolan bilgilerin
nakline dayanıyor. Nakli bilimler anlayışı en yaygın durum. Kaldı
ki nakli bilgileri de ne kadar öğrendiğimiz ve öğrettiğimiz
meçhul.''
''SORUNLARI NE KADAR SAHİPLENDİK?''
Prof. Dr. İbrahim Ortaş, eğitimciler, bölüm başkanları, dekanlar,
rektörler olarak bu sorunları ne kadar sahiplendiklerinin, ne kadar
ilgili girişimlerde bulunduklarının sorgulanması gerektiğini
belirterek, şöyle devam etti: ''Eğer istenilen bir eğitim ve bilim
yapma ortamı olsaydı, bugün hiçbirimizin konuşmasına gereksinim
olmazdı. Asıl sorun; var olan bunca soruna sesimizi çıkarmamak, her
koşulda YÖK'ü savunmak, yöneticilerimiz hangisi koltuğa oturuyorsa
o iyi yapıyor demek midir?
Yoksa aksayan yönleri medeni bir şekilde anlatmak mıdır? Sanırım
üniversitenin kendisi bir eleştiri ortamı olduğu için hem kritik
edeceğiz hem de çözüm üretmeye çalışacağız. Milli Eğitim, YÖK ve
üniversite üst yönetimleri başta olmak üzere beşikten mezara kadar
süren öğrenme sürekliliğini esas alarak sorunları belirlemek ve
olası çözüm önerilerini oluşturmak durumundayız. Anadolu ve Fen
Liselerine diğerlerinden ayırarak taşıdığımız küçük bir orta sınıf
azınlığın değil, tüm gençliğin geleceğine sahip çıkmalıyız.''