Dinlenen isimlerden flaş açıklamalar SON DAKİKA
Abone olStar ve Yeni Şafak gazetelerinde yayınlanan 7 bin kişilik dinleme listesinde yer alan isimlerden ilk açıklamalar geldi.
7 bin kişinin telefonu dinlendi iddiası gündeme bomba gibi düştü.
Star ve Yeni Şafak lerinde yer alan habere göre, aralarında bakan, milletvekili, gazeteci ve işadamlarının da bulunduğu kişilerin telefonları yasadışı yollarla dinlendi.
Dinlenen isimler arasında İçişleri Bakanı Efkan Ala, Enerji Bakanı Taner Yıldız, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Başbakan Erdoğan'ın siyasi başdanışmanı Yalçın Akdoğan gibi önemli isimler var.
Ayrıca CHP Genel Merkezi santralinin de 3 yıl boyunca dinlendiği iddia edildi.
Peki 7 bin kişilik dinleme listesinde adı geçen isimler olayla ilişkin ne dediler?
SADECE DİNLENMEMİŞ TAKİP DE EDİLMİŞ
"Paralelyapı" tarafından telefonu dinlenenler arasında yer alan Türk Telekom Genel Müdür Danışmanı ve eski AK Parti Denizli Milletvekili Mehmet Yüksektepe, anlık dinlendiğini, ortam dinlemesi ve fiziki takip de dahil takip edildiğini açıkladı.
Yüksektepe, "Eğer birilerine çamur atmak niyetindeyseler, bunun için illa da suç işlemenize gerek yok. Dolayısıyla her türlü kumpası kurabilecek bir zihniyet, yapıyla karşı karşıyayız" dedi.
Yüksektepe, yaptığı açıklamada, isminin telefonları dinlenenler arasında yer alması karşısında şaşkın olduğunu söyledi.
Hukukçularla görüştüğünü ifade eden Yüksektepe, suç duyurusunda bulunmayı düşündüğünü bildirdi. Yüksektepe, hangi gerekçeyle, ne kadar süre dinlendiğini, hangi terör örgütüne üye olduğunu merak ettiğini belirterek, "Sonuçta siyasetçiyim. Haberi okuyan binlerce vatandaşın aklında, 'Acaba Mehmet Yüksektepe ne yaptı da dinlendi?' diye soru işareti var. Hiçkimsenin, durup dururken insanları zan altında bırakmaya hakkı yok. Ne hukuki ne insani ne vicdani" dedi.
Yüksektepe, dinlemelerle ilgili yasa çıkarken kendisinin de katkısı olduğunu dile getirerek, sözlerini, "Kesinlikle yasada, yasadaşı dinleme olmadığı gibi eğer yasal dinleme varsa bunun gerekçelerinin ortaya konması lazım. Suç unsuru yoksa, 'arkadaş kusura bakma sizi dinledik ama suç unsuru olmadı' diye bildirilmesi lazım" diye sürdürdü.
BİR MESAJLA REHBERİMİ SIFIRLADILAR
Telefonlarının dinlendiğinden hiç şüphelenip şüphelenmediğine ilişkin soruya Yüksektepe, şöyle karşılık verdi:
"Ben bilişim uzmanıyım, e-devlet uzmanıyım, e-devlet konusunda master yaptım,Türk Telekom'da danışmanlık yapıyorum. Özellikle mobil kayıt cihaz sisteminin kurulmasında, yasaların çıkmasında, bu projenin yurtdışına ihraç edilmesiyle ilgili çalışmalarda çok uğraştım. Dolayısıyla teknik olayları, teknik olarak nasıl dinlenildiğini biliyorum. Zaman zaman dinlendiğimi hissediyorum, bunu teknik olarak hissediyorum. Bazen şakayla karışık, 'Arkadaşlar dinliyorsunuz ama rahatsız etmeyin' diye espri yapıyordum. Bizim Yörüklerin, 'ekşi ot yemedim, karnım ağrımaz' sözü vardır. Yasadışı işim olmadığı için kendi açımdan hiçbir endişem yok. Görünen o ki eğer birilerine çamur atmak niyetinde varsalar, bunun için illa da suç işlemenize gerek yok. Dolayısıyla her türlü kumpası kurabilecek bir zihniyet, yapıyla karşı karşıyayız.
Dinlemeyle ilgili 2008'de yasa çıkarken, endişemi dönemin bakanı, siyasetteki diğer arkadaşlarla paylaşmıştım. Dinlemeyle ilgili teknik cihazların ithalat ve ihracatını, yasayla kontrol, denetim altına alınması gerektiğini söyledim. Bu tür cihazları, yazılımları kuran, taşıyan, yaygınlaştıranlara ciddi yaptırımlar uygulanması gerektiğini söyledim. O dönemde, sayın bakanlarımıza ve diğer arkadaşlarımıza bunu dinletemedim. Bu tür olayların olabileceğini tahmin ediyordum, arkadaşlarıma da zaman zaman 'dikkat edin, dinleniyorsunuz' diye konuşuyordum. Ben de maalesef bu kumpasa girmiş oldum.
Geçen gün bir arkadaşımın ofisinde, paralel yapıyla ilgili konuşuyoruz, eleştiriyoruz. Bir mesaj geldi, anlam veremedim, sildim. Bu olaydan 15 dakika sonra birini arayacaktım, bütün rehberimin silindiğini gördüm. Bir mesajla rehberimi sıfırladılar. Anlık dinlendiğimi, takip edildiğimi biliyorum. Ortam dinlemesi, fiziki takip de dahil."
KAPSAMLI PLAN ADIM ADIM YÜRÜTÜLÜYOR
HABERİN DEVAMI İÇİN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ...
[PAGE]
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mithat Sancar, "paralel yapı"nın telefon dinlemelerine ilişkin, "Bu sadece bir dinleme olayı değildir. Dinleme üzerinden kapsamlı bir planın adım adım yürütülmesidir" değerlendirmesinde bulundu.
"Paralel yapı"nın telefon dinlemelerine ilişkin haberlerde, adı dinlenen kişiler arasında yer alan Sancar, yaptığı açıklamada, söz konusu haberlerin yasa dışı dinleme gibi basit bir olaydan ibaret olmadığını söyledi.
Dinlemelerin kapsamlı bir planın kilit olayı olduğunu aktaran Sancar, "Paralel yapı, devlet veya devlet içinde bir gücün ülkede belli bir proje çerçevesinde bir faaliyet yürüttüğünün açık işaretidir. Bu sadece bir dinleme olayı değildir. Dinleme üzerinden kapsamlı bir planın adım adım yürütülmesidir" diye konuştu.
Dinlemelerin politik bir mesele olduğunu belirten Sancar, "Çok önemsememeye başlamıştım. Bu da kötü bir şey. Çünkü Türkiye'de dinleme her zaman rutin bir iş gibi algılanmış ve zihinlere yerleşmiştir. Yazan, çizen ve kamuoyunda öne çıkan insanların dinlenmesi, neredeyse olağan kabul edilen bir durum haline gelmişti. Dinlendiğimi tahmin ediyordum. Bu kişisel bir mesele değil. Kişisel bir kaygım yok. Vahim bir tablo. Bu kişisel kaygıların çok ötesine taşan bir tablo" ifadelerini kullandı.
Sancar, konunun aydınlatılması için suç duyurusunda da bulunacağını kaydetti.
ŞARKICI METİN ŞENTÜRK'Ü DE DİNLEMİŞLER
HABERİN DEVAMI İÇİN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ...
[PAGE]
7 bin kişilik dinleme listesinde adı geçenler arasında şarkıcı Metin Şentürk de bulunuyor.
Şentürk telefonu dinlenen kişiler listesinde, kendi adının da yer aldığını ifade ederek, "Belki şarkı dinlemek istemişlerdir" dedi.
Sanatçı kimliğinden dolayı birçok kişiyle konuştuğunu, dinlendiğini de tahmin ettiğini anlatan Şentürk, "Dinlemeleri çok önemli bulmuyorum. Çünkü kendimden eminim. Ama bir kişinin telefonunun dinlenmesi çirkin bir şey. Ama yapacak bir şey yok. Bu ülkede maalesef bazı şeyleri mecburen kanıksıyoruz. Haklarımızı kullanamıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
SADIK YALNIZUÇANLAR- YAZAR
Yazar Sadık Yalsızuçanlar da dinlemelerle ilgili daha önce de haberlerin yayınladığına dikkati çekerek, konuyla ilgili suç duyurusunda bulunacağını bildirdi.
Yalsızuçanlar, "Dinlendiğimi yeni öğrendim. Zaten insanlarda bir paranoya oluşmuştu. Benim de TRT'de çalıştığım son 3 - 4 yıl içerisinde dinlendiğimi, güvendiğim bazı dostlar söylüyordu. Hem de 'sen de bende dinleniyoruz' diye geyik yapılıyordu. Vatandaşlık hukuku ve güvenliği açısından çok çirkin ve yanlış bir noktaya doğru gidiyordu" diye konuştu.
YARGIYA GİTMEYE HAZIRLANIYOR
HABERİN DEVAMI İÇİN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ...
[PAGE]
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, "paralel yapı"nın telefon dinlemelerine ilişkin, "Bunu yapanlar hakkında işlem yapılması için biz de bununla ilgili yargıya müracaat edeceğiz. 'Hukuk adına işlem yapılması için' diyeceğim ama 'hangi hukuk adına' da sorusuna cevap bulmakta sıkıntı çekiyoruz" dedi.
Gündoğdu, yaptığı açıklamada, söz konusu durumun Türkiye'ye yakışmayan bir tablo olduğunu söyledi.
Olayın bir savcının ya da birkaç savcının yaptığı iş olarak gözüktüğünü belirten Gündoğdu, "Hem Meclis hem Hükümet hem Adalet Bakanlığı hem de TİB bunun üzerine gitmelidir. Bu hangi soruşturmaya matuf olarak, hangi gerekçeyle, hangi kararla yapılabilir. Bunun İstanbul'da bir savcı marifetiyle olduğu anlaşılıyor. Verilen kaç savcı var Türkiye'de bu ve buna benzer işler yapan, ne zaman başladı, nerede sona erecek" değerlendirmesinde bulundu.
İLK KEZ DUYDUM
"17 Aralık sonrası 'paralel devlet' tartışmasının içerisinde bunun yöneldiği istikamet nedir" diyen Gündoğdu, şöyle konuştu:
"Dinlenen insanlara baktığımızda bir sayı olarak dünyanın hiçbir ülkesinde, bu kadar sayıda insan bir gerekçeyle dinlemeye lüzum görülmezken, neredeyse bazı ilçelerin nüfusu kadar insan dünya görüşü, yaptığı iş açısından bir yönüyle çok farklı binlerce insan. Bunların ortaya çıkarılması lazım. Bunu yapanlar hakkında işlem yapılması için biz de yargıya müracaat edeceğiz. 'Hukuk adına işlem yapılması için' diyeceğim ama hangi hukuk adına da sorusuna cevap bulmakta sıkıntı çekiyoruz. Bunu hukukçular, hukukun hangi maddesine dayanarak yapıyorlar?"
"Selam Terör Örgütü" kavramını da ilk defa duyduğunu vurgulayan Gündoğan, "Ama 'kurt, kuzuyu yemeye niyet edince, suyumu bulandırma' dermiş. Yargı görevine bu çirkinlikleri yapmayı sığdıranlar, nasıl olsa bir örgüt ismi uydururlardı herhalde. Burada da böyle bir isim uydurmuşlar. İsim dahil önce yapanlar, sonra ne için, sonra Türkiye'nin kaç yerinde, böyle kaç savcı var, kaç tane böyle paralel yaklaşım var. Bütün bunların ortaya çıkarılması lazım" diye konuştu.