15 Temmuz, bir milletin dua larla kurduğu yurdu, bir avuç gafile
bırakmadığının hikayesidir.
Kanla göz yaşıyla yoğrulup temelleri atılan Türkiye
cumhuriyetinin basiretli, ülkesine, milletine sevdalı ların, bir
avuç teröriste artık dur dediği tarihtir.
Çıkar ve ulufe peşindeki sözüm ona dindar olanların önündeki
engel, tecelli eden demokrasi, milletin en açı tokadıdır.
Kendini herkesten değerli sanıp milleti hiçe sayan, gücün
makamda olduğunu sanan bürokratların yanılgısıdır. O mevkilere
gelirken, cefakâr halkın ne bedeller ödediğini unutan, varlığını
bir din tüccarına bağlayanların sapkınlığıdır 15 Temmuz
Ülkem o kadar acayip insan ruhuyla dolmuş ki, her biri kendini
bir yerlere bağlamayı çok seviyor, hayatını öylesine değersiz ve
güçsüz görüyor ki bir cemaatin, cemiyetin, hatta ağanın, hocanın
esiri olmayı özgürlük sanıyor.
Tebaa olmayı öyle özümsemiş ki, dünya değerlerini, ruhani
uydurmaların arkasına saklamış, benliğinde değil, seçtiği saçma
adamların arkasında yaşıyor.
Aziz nesin ne kadar akıllı dır bilemem ancak söylediği söze
katılıyorum, bu memlekette Allah akıl dağıtırken bazılarına
kepçeyle bazılarına da kaşıkla dağıtmış,
Hocalar uyanıkta onları uçuran müritler bu kadar mı akıldan uzak
olur. Adamın kirli gömleğine kutsallık katıp, terli çorabını
koklayacak kadar basiretsizliği nasıl başarıyorlar.
Bu nasıl bir kindir ya da nasıl bir cesarettir, ülkeyi ele
geçirmek, insanları kurduğun suç örgütüne boğdurmak, üstelik bütün
bunları devletin kendi adamlarına yaptırmak.
Bu kadar nasıl güçlendiler, nereden bu cesareti buldular.
Bu kadar serveti nasıl edinip, her köşe başına adamlarını
yerleştirdiler.
Marifet sende değil, sana o alanları açıp, peşin sıra hocam
diyen, devletin din devleti olmasını hayal eden yobaz
kafalardadır.
Fetö bu ülkede ne ilk nede son olacak, diyebilirim ki fetö nün
izinden giden belki onlarca organizasyon açıktan ya da gizli
çalışmalarına devam ediyor. Kimi Atatürk’ü kullanırken, kimi de
İslam’ı kendine paravan yapıyor,
Rusya’nın artık düşünce akımını sırtlayıp, ırkçılığa dayanan
kendini siyasi gösterip, her cephede Türkiye’yle savaşan pkk da bu
oluşumların başında geliyor.
Dinle başlayıp mafyalaştılar, adına cemaat ya da vakıf dediler,
ahireti ağızlarına alıp dünyalıkları için Kâbe de bile kavga
ettiler.
Günü kurtarma politikalarıyla yarını, gelecek yüzyılı planlayıp
ileriye güvenle bakamayız. Devlet üzerinde yaşayan tüm bireylerin
hayatının teminatı olmalıdır. Unutmayalım ki bir zümrenin, akımın
hayaliyle yatılan uykudan sadece kâbus çıkar.
Türkiye cumhuriyeti, uygulanan politikalarda, iltimasçı, bizden
ci yaklaşımları terk etmelidir.
Birilerine bahşedilen ayrıcalıklı güç bir gün kontrolsüz güce
dönüşür ve eninde sonunda hepimizin depremi olur.
15 Temmuz ders alınması gereken karanlık bir gecedir, bu
karanlığı aydınlık yapan, halkın tamamının demokrasisine, bayrağına
olan aşkı, birlikte yaşama arzusudur.
Demokrasi adına şehit olan tüm yurttaşlarımın ruhu şad
olsun.