Dink cinayetinde korkutan savunma!
Abone olHrant Dink cinayetinde çok ilginç bir gelişme daha ortaya çıktı
Hrant Dink’in öldürülmesi ile ilgili olarak AİHM’de
açılan davaya vahim bir savunma gönderdiği için üzüntülerini
açıklayan hükümetin, bu savunmadan bir yıl sonra bu defa
Danıştay’da açılan bir davaya benzer nitelikte bir savunma
gönderdiği ortaya çıktı.
19 Ocak 2007’de genel yayın yönetmeni olduğu Agos gazetesi önünde
öldürülen Hrant Dink’in kardeşleri Hosrof ve Yervant Dink, İstanbul
10. İdare Mahkemesi’nde İçişleri Bakanlığı aleyhine açtıkları
davada 100 bin TL tazminat kazanmıştı. Bu davayı temyiz eden
İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü hukukçularının
hazırladığı “yürütmenin durdurulması” istemli dilekçede Bakanlığın
gereken bütün güvenlik tedbirlerini aldığı, buna karşın Dink’in
koruma istemediği iddia edildi. İçişleri Bakanlığı, İdare
Mahkemesi’nin 27 Ekim 2010 tarihli kararına karşı temyiz
dilekçesini 28 Ocak 2011’de Danıştay’a sundu. Vatan'dan Kemal
Göktaş'ın haberine göre, dilekçede özetle şunlar denildi:
SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEYMİŞ
Tazminat miktarı, amacına aykırı, fahiş ve sebepsiz zenginleşmeye
yöneliktir. Manevi tazminata hükmedilmesi için kişinin fizik
yapısını zedeleyen, gücünün azalması sonucunu doğuran olayların
meydana gelmesi ve idarenin hukuka aykırı bir işlem veya eylemi
sonucunda ağır bir elem ve üzüntünün duyulmuş olması gerekir.
Tazminat için bu koşulların oluşup oluşmadığının belirlenmesi
gerekir.
FAİZİN PEŞİNDE
Başvuru tarihinden itibaren faiz ödenmesi gerektiği kararı hukuka
aykırıdır. Faize hükmedilmemesi veya karar tarihinden itibaren
faize hükmedilmesi ve bunun için de son yıllarda enflasyon
oranlarında meydana gelen düşüş göz önüne alınması
gerekmektedir.
KENDİ KUSURU
İdare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle
yükümlüyken zararın, zarar görenin kendi kusurundan, mücbir
sebeplerden veya üçüncü kişilerin fiilinden meydana gelmesi
halinde, zarar ile idare arasında illiyet bağı kesilmektedir. Bu
sebeple davacıların uğradıklarını iddia ettikleri zararların
tazmininden Bakanlığımız sorumlu bulunmamaktadır.
ÖNLEMLER
2004’te Agos gazetesi önünde yapılan eylemlerde gereken önlemler
alınmıştır. Dink’e yönelik bir eylem yapılacağına ilişkin Trabzon
İstihbarat Şube Müdürlüğü’-nden gönderilen yazının gereği olarak,
Yasin Hayal’in yanında kalacağı belirtilen kardeşi Osman Hayal’in
istanbul’da olmadığı tespit edilmiş ve bu Trabzon Emniyet’ine
bildirilmiştir. Hrant Dink koruma istememiştir. Hrant Dink’in
korunması gerektiğine ilişkin herhangi bir yazı da bulunmamaktadır.
Dink’in öldürülmesiyle ilgili görülecek herhangi bir dava Bakanlık
aleyhine açılamaz. Zararın tazmininden menfur saldırıyı
gerçekleştiren ve olayda sorumluluğu bulunan kişilere adli yargıda
dava açmaları gerekmektedir.
DANIŞTAY REDDETTİ
Bu savunmayı yerinde görmeyen Danıştay 10. Dairesi ise yürütmenin
durdurulması talebini reddetti.
İÇİŞLERİ SUÇLU BULUNMUŞTU
İçişleri Bakanlığı’nın temyiz dilekçesi, Türkiye’nin AİHM’de mahkum
olduğu davadaki tespitlere tamamen aykırı savunmalar içeriyor.
Anayasa’ya göre hükümeti bağlayan ve uymakla yükümlü olduğu AİHM
kararında İçişleri’ne bağlı Emniyet birimlerinin Dink cinayetini
önceden bildikleri halde gereken önlemleri almadığı ve cinayetten
sonra da etkin bir soruşturma yürütülmesini engelledikleri tespiti
yer almıştı.