Dink cinayetinde hiç bilinmeyen bir ayrıntı...

Tarih 19 Ocak 2007. İstanbul Şişli'deki Halasgargazi caddesinde Agos gazetesinin Ermeni asıllı genel yayın yönetmeni Hrant Dink'e arkadan yaklaşarak 4 el ateş eden tetikçi, olay yerinden kaçarak uzaklaşıyor.

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

Tarih 19 Ocak 2007. İstanbul Şişli'deki Halasgargazi caddesinde Agos gazetesinin Ermeni asıllı genel yayın yönetmeni Hrant Dink'e arkadan yaklaşarak 4 el ateş eden tetikçi, olay yerinden kaçarak uzaklaşıyor.

Hrant Dink'in vurulma saati 15.01. Henüz cinayeti çıplak gözle görenlerden başka duyan kimse yok. Ancak bazı gizli eller, daha failler bile belli değilken, azmettirici Yasin Hayal'e ait cep telefonunun Emniyet'teki data bilgilerini sorgulamaya başlıyor.

Dink'in katledildiği haberi anında tüm Türkiye'ye dalga dalga yayılıyor ve ulaştığı her yerde bir zelzele etkisi yaratıyor.

Bir süre sonra katilin olay yerinden kaçarken çekilen kamera görüntüleri televizyon ekranlarına yansıyor. Ekrandaki görüntüleri izleyen biri hemen 155'i arıyor.

"Ben Hırant Dink'i vurduğu iddia edilen ve şu an ekranlarda kaçarken görünen çocuğun babasıyım!"

Bu beklenmedik telefon, birilerinin devreye soktuğu ve tıkır tıkır işleyen tüm planları altüst ediyor.

Emniyet teşkilatında oluşturulan özel bir birim, babası üzerinden Ogün Samast ile irtibata geçiyor. Baba Ahmet Samast, köşe bucak kaçan oğluna saatlerce polise teslim olması için yalvarıyor ama ikna edemiyor.

Art arda gelen telefonlarla bunalan Ogün Samast'ın son telefon konuşmasında babasına, "Trabzon'a geleceğim. Şimdi Samsun'a yaklaşıyoruz" diye bilgi vermesi, altüst olan tüm planların yerle bir olmasını sağlıyor.

Jandarma birimleri İstanbul'dan yolcu alan tüm otobüs firmalarına, "Samsun otogarına girmeden Trabzon'a geçiş yapmayın" talimatı gönderiyor. Kısa bir süre sonra Samast, Samsun otogarında kıskıvrak yakalanıyor.

Peki altüst olan plan neydi ve o planı kimler yapıyordu?

Bu sorunun cevabı, Ogün Samast'ın birkaç gün önce verdiği şok ifadede gizli. Samast o ifadesinde şunları söylüyor:

“Yasin bana, ‘Ramazan Müdür hatta İstanbul Emniyet amiri bile biliyor ama arkamızda hepsi düşün, iş büyük kahraman olacaksın, cayarsan fena olur yakarım seni’ dedi. Yasin Hayal’e ‘Olay nasıl olacak?’ diye sordum. Yasin de bana ‘Direkt olarak vuracaksın, bu şekilde imzamız olacak. ‘Otobüsten, Trabzon’a dönerken Samsun’dan seni alacaklar. Eğer burada alınırsan Ramazan Müdür açığa çıkar’ dedi.”

Bu ne anlama geliyor, anlatayım!

Samast verilen talimat gereği Hırant Dink'i öldürdükten sonra otobüse atlayıp Samsun'a, oradan da Trabzon'a gidecekti. İstanbul Emniyeti henüz failin kim olduğunu araştırırken Trabzon'dan gelen bir ekip Samast'ı Samsun otogarından alacaktı.  Anlayacağınız Samsun otogarında Samast'ı almak için bekleyen bir ekip daha vardı ancak devreye jandarmanın girmesi bu ekibin Samsun'a eli boş dönmesine neden oldu.

Failin Ogün Samst olduğu açıklandıktan bir süre sonra Trabzon'dan gelen bir haber tüm Türkiye'ye şu başlıkla duyurulacaktı:

"Gazeteci Hrant Dink suikastını gerçekleştiren Ogün Samast, Trabzon'a girişinde polislerle girdiği çatışmada öldürüldü!"

Yıllardır Türkiye'nin gündeminden bir türlü düşmeyen Hrant Dink cinayeti dosyası da bu yöntemle kapatılacaktı. Ancak Samast'ın babasının oğlunu ihbar etmesi ve Samsun'da jandarmanın otogara baskın yapması bu planın işlemesini engelledi.

Bu planı bundan yaklaşık 3 ay önce Kanal A'da yayınlanan A Politik programında detaylara çok girmeden anlatmaya çalışmıştım.

İzleyenler iyi hatırlayacaktır.

O programda, "İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay'ın bozma ilamına uyulmasına karar verdi. Hrant Dink davası silbaştan yeniden görülecek. O dava yeniden görüldüğünde cinayettte kimlerin parmağı olduğu ortaya çıkacak e Türkiye'de kıyamet kopacak" demiştim.

O gün geliyor!

Size şu kadarını söyleyeyim. Ogün Samast'ın ifadesinde azmettirici olarak adını söylediği kişinin Dink cinayeti öncesi yaptığı görüşmeler emniyetin kayıtlarında mevcut. O kişinin kim olduğunu anlamınız için Trabzon'da 2004 yılından itibaren başlayan ve 2006 yılına kadar devam eden korkunç cinayetlere göz atmanız yeterli.


*****

Fuat Avni

Ne Fuat Avni'ymiş arkadaş! Herif çıkıp, peygamber olduğunu ilan etse paralelciler "evet öylesin" diye iman edecek neredeyse...

Dün gece, "150 gazeteci gözaltına alınacak" diye twitler atınca paralel yapının tüm mensupları eylemlere başladı. Kendilerine dokununca, birden demokrasi, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü akıllarına geldi paşazadelerin. 3000 abone tadında bir güruh da onlara destek veriyor.

Fethullah Gülen de Pensilvanya'dan açıklama yapmış, iktidar hakkında bir küfürbazın bile etmeyeceği sözler söylemiş.

Bu sözler kendisine ait: "Allah'ı bilmiyorlar, Hz. Muhammed Mustafa'yı tanımamışlar, Kuran'la alakaları yok. Sadece o namı ve nişanı dünyevi saltanatları adına o kutsalları kullanıyorlar"

Ekrem Dumanlı'nın "Onlar gelmezse ben gidip teslim olacağım" sözünü ise bakın hangi örnekle reddediyor:

"Hiçbir peygamber kendi ayağıyla teslim olmamış. İnsanlığın iftihar tablosu Medine'den dönüp gitmemiştir. Hz Zekeriya kendi eliyle teslim olmamıştır. Hz. Mesih'in teslim olmasına Allah müsaade etmemiştir!"

İktidardakileri kafir, paralel yapıda görev yapan herkesi ise birer peygamber ilan etmediği kalmıştı, onu da yaptı sonunda...

Allah ıslah etsin!