Dini siyasete alet ettiler
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, herkesin inancına saygı olduklarını belirterek, "Diyanet İşleri Başkanlığı’nı, İmam Hatipleri, İlahiy...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, herkesin inancına saygı
olduklarını belirterek, "Diyanet İşleri Başkanlığı’nı, İmam
Hatipleri, İlahiyat Fakülteleri biz kurduk ama çıkıp meydanlarda
bunun siyasetini yapmadık. Bunu yapmayanlar, dini siyasete alet
ettiler. Cami avlusunda miting yapan adamın bu ülkeye hayrı
olmaz"
Parti Meclisi açılışında konuşan Genel Başkan Kılıçdaroğlu bu Parti
Meclisi’nin Türkiye’nin demokratikleşme hamlesinde önemli açılımlar
gerçekleştireceğine inandığını ifade eden Kılıçdaroğlu, CHP’nin her
yönüyle eleştirilebileceğini ancak demokrasi konusunda eleştiri
kabul edemeyeceklerini dile getirdi.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Demokrasi için bu kadar bedel ödeyen, milletvekilleri tutuklanan
başka bir siyasi parti yoktur. Demokrasi konusunda bu kadar ağır
bedeller ödeyen bir partiye demokrasiyi getirmediniz’ demek en
hafif deyimiyle tarihi bilmemek demektir. Demokrasi konusunda
gövdemizi taşın altına koyan bir partiyiz. Özgürlükler konusunda
bizim yaptığımız çabayı kimse yapmamıştır. Bu ülkede demokrasiden
söz ediliyorsa, herkes dönüp tarihe baksın. Biz yolunu bulanların
partisi değiliz, dün kurulup bugün ahkam kesen bir parti değiliz.
Bütün söylemleriyle Türkiye’yi çağdaş uygarlığa taşıyan partiyiz.
90 yıllık geleneğinde demokrasi savaşını veren partiyiz".
"HERKES HADDİNİ, YERİNİ BİLECEK"
CHP’li olmanın kolay olamadığını, CHP ’li olmanın demokrasi ve
özgürlük konusunda bedel ödemeye hazır olmak olduğunu vurgulayan
Kılıçdaroğlu, "Biz çok partili yaşamı getirdik ama bu ülkeye sosyal
demokrasiyi de getirdik. Onun için de bedel ödedik. Solun halktan
yana, yoksuldan, ahlaktan yana bir politika olduğunu anlatmak
zorunda kaldık, en ağır eleştirilere karşın anlatmak zorunda
kaldık. Geldiğimiz noktada, o kadar öykündü ki bir diktatör, "Biz
de Sosyalist Enternasyonal’den teklif aldık, bizi de oraya kabul
edecekler, CHP’yi çıkaracaklar diye daha düne kadar bize en ağır
eleştirileri yapan kişi, bu kişiydi. Herkes haddini ve yerini
bilecek. CHP ile oturup konuşacaksınız adam gibi konuşacaksınız.
Ülkenin tarihini bileceksiniz, dünya tarihini, dünyanın dengelerini
bileceksiniz, Ortadoğu’yu bileceksiniz" ifadelerini kullandı.
"CAMİ AVLUSUNDA MİTİNG YAPAN ADAMIN BU ÜLKEYE HAYRI OLMAZ"
"Dini siyasete alet edenlere güvenmeyiniz, onlar sizin en temiz
inançlarınızı sömürüyorlar" ifadelerini kullanan Kılıçdaroğlu şöyle
devam etti:
“Herkesin inancına saygılıyız, Diyanet İşleri Başkanlığı’nı, İmam
Hatipleri, İlahiyat Fakülteleri biz kurduk ama çıkıp meydanlarda
bunun siyasetini yapmadık. Bunu yapmayanlar, dini siyasete alet
ettiler. Bütün yurttaşlarıma söylüyorum; dini siyasete alet eden
insanlara güvenmeyiniz, onlar sizin en temiz inançlarını
sömürüyorlar. Cami avlusunda miting yapan adamın bu ülkeye hayrı
olmaz. Cami avlusunda siyaset yapacaksın, din, iman edebiyatı
yapacaksın, dünyanın en zengin başbakanlarından biri olacaksın ve
hesabını vermeyeceksin. Kendisine, bu diktatöre defalarca söyledim;
çık milletin önüne de ki ben kul hakkı yemedim arkadaş. Diyemiyor
ama biz deriz. Bizim bu millete veremeyecek hesabımız yoktur. Cam
gibi tertemiziz biz, bir taraftan bakarsanız, öbür tarafı görülür.
Biz karanlık dünyaların insanları değiliz ama karanlık dünyanın
insanları bu ülkeyi yönetiyor. Demokrasiye o kadar sahip çıktık ki
hiçbir siyasal idama "evet’ demedik, darbeye "evet’ demedik ama
sanki biz darbeciyiz, siyasal idamları alkışladık, onlar karşı. Yok
böyle bir şey. Tarihin belleği ortada duruyor. Bir gün bu ülkede
namuslu aydınlar ellerini vicdanlarına koyup bu gerçeği halkın
önlerine koyacaktır. Biz o namuslu insanlara her zamankinden daha
fazla ihtiyaç duyuyoruz. Bize oy versin vermesin biz her mazlumun
yanındayız. İsmet İnönü’nün de dediği gibi, namussuzlar kadar biz
namussuzlardan cesur olmak zorundayız. Namussuzlar kadar cesur
olmak her CHP’lilerin görevidir.”
Türkiye’nin temel bir sorunu olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu,
“Demokrasi açığımız gün geçtikçe büyüyor. Mücadele edip elde
ettiğimiz halklar elimizden alındı. Bir sivil dikta ile karşı
karşıyayız. Çok partili rejimden tek partili devlete doğru
gidiyoruz. Başbakan Erdoğan kendisini demokrasinin teminatı benim
diyor.“Sen kimsin benim teminatım oluyorsun? Bu ülkede yurttaşların
teminatı, evrensel kurallardır, hukukun üstünlüğüdür, demokrasidir.
Kimse kimsenin teminatı olamaz. Eğer teminat olunacaksa, bu ülkenin
teminatı bu ülkenin halkıdır. Kimsin sen? Ülkeyi bölen ayrıştıran
bir adam bu ülke de teminat mı olur?"
Uluslararası düşünce kuruluşlarının yayınladıkları raporlara da
değinen Kılıçdaroğlu, “Türkiye’de bir diktatörün olduğunu artık
hepsi kabul ediyor. Farklı bir rejimin olduğunu hepsi kabul etmeye
başladılar. Demokrasiden ödün verildiğini artık herkes görmeye
başladı. Daha tehlikeli olan şu değerli arkadaşlarım. Eğer Türkiye
Cumhuriyeti hükümeti terör örgütleriyle kol kola gezer, onlara kol
kanat gererse Türkiye Cumhuriyeti hükümeti uluslararası alanda
meşruiyet tartışmasının içine sokulmuş olur. En tehlikeli olan
budur. El Kaide militanlarını Türkiye’de eğitmek, Türkiye’de tedavi
etmek, eline silah vermek, cebine para koymak, Suriye’ye göndermek
Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin meşruluğunu tartışma konusu yapar.
Türkiye şimdilik bu sürecin içindedir. Çok tehlikeli bir
süreçtedir. Bazen ağzı kapalı, örtülü efendim El Kaide terör
örgütüdür diyorlar kulakları çekildikten sonra. Biz söylediğimiz
zaman niye söylemiyordunuz? El Kaide’nin bir terör örgütü olduğunu
bütün dünya kabul ediyor. Siz niye kabul etmiyorsunuz? El Nusra,
bir terör örgütü. Reyhanlı’da patlama oluyor, 53 vatandaşımız
hayatını kaybediyor. Sorumlu kim? CHP. Kargaların güleceği bir şey.
Peki sen kimsin? Ülkeyi CHP mi yönetiyor? CHP mi iktidarda? Sana
haber veriyorlar, arabaların plakasını veriyorlar, teröristlerin
adını veriyorlar, nerelerde olduklarını söylüyorlar, bombaların
nasıl Türkiye’den Suriye’ye oradan buraya nasıl geldiğini
anlatıyorlar. Bir özel cep telefonuyla da kalıcı iz bırakmak için
ki ben o cep telefonunun numarasını da açıkladım. Onunla da
duyuruyorlar ama bu bombalar patlıyor. Sorumlu? CHP. Sorumluluğu
üstüne almıyor. Bunun sorumlusu sensin ey Diktatör” ifadelerini
kullandı.
“JAPONYA’DA KİŞİ BAŞINA GELİR BİZE GÖRE 7 KAT DAHA FAZLA”
Japonya ile Türkiye’yi karşılaştıran Kılıçdaroğlu şunları dedi:
“Japonya’da kişi başına gelir bize göre 7 kat daha fazla yaklaşık.
Yani bizde kişi başına gelir 1 lira ise Japonya’da da 7 lira.
Bizden daha gelişmiş, kişi başına geliri daha yüksek, ahlaki
değerleri çok daha yüksek bunu da söyleyeyim. Ahlaki değerleri
Türkiye’deki siyasetçilerden çok daha yüksek. 4 saat sular akmadı
diye Japonya’da belediye başkanı istifa ediyor. Diyor ki, o suların
akmamasından ben sorumluyum. Çünkü ben bu beldeyi yönetiyorum.
Bizde 15 gün sular akmıyor, kimsenin istifa ettiği yok.”
Kişi başına gelirin Japonya’da Türkiye’nin 7 katı daha fazla
olduğunu ancak dolar milyarderi sayısı Türkiye’nin Japonya’dan iki
kat daha fazla olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu,“Çocuğu işsiz
olan her anne babanın kendisine sorması lazım, benim çocuğum niye
işsiz? Arkasından ikinci bir soruyu sorması lazım; bunun sorumlusu
kim? O zaman üçüncü bir soruyu soracak; CHP iktidarda mı? Hayır. O
zaman sorumlusu kim? Bu soruyu sormadıkça doğruları bulamayız.
Bütün yurttaşlarımın kendisini, çevresini ve siyaseti akıl
terazisinde ölçmesini ve sorgulamasını istiyorum. Siyasetin
temizlenmesi gerekiyor artık. Kirli siyasetten bu ülke çok şey
çekti. Bunu bizim çözmemiz gerekiyor” diye konuştu.
(İHA)