'Dini siyaset ve ticarete alet etmeyin'
Abone olDiyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu, basın mensuplarıyla iftar yemeğinde bir araya geldi. Bardakoğlu, gündemden düşmeyen Sakal-ı Şerit konusunada açıklık getirdi...
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu,caminin içine ''ayrılığın,
gayriliğin, siyasetin, ticaretin sokulmaması gerektiğini''
belirterek, ''Camiyi siyasetin, ticaretin, her türlü çıkar
ilişkisinin, her türlü ayrılmanın ve bölünmenin dışında tutmak
zorundayız'' dedi. Bardakoğlu, Pakistan'lı depremzedeler için
düzenledikleri kampanyada yaklaşık 25 trilyon lira toplandığını
duyurdu. Diyanet İşleri Başkanlığı'da basın mensuplarıyla iftar
yemeğinde bir araya gelen Bardakoğlu, yemek sonrasında yaptığı
konuşmada, geçen hafta cuma günü yurtiçi ve yurtdışındaki camilerde
Pakistan'daki depremzedeler için düzenledikleri yardım kampanyasına
halkın yoğun ilgi gösterdiğini belirtti. Bardakoğlu, ''Şu ana kadar
yurtiçinde 20 trilyonu geçtik. Yurtdışında 3-4 trilyon kadar para
toplandı. Yaklaşık olarak 25 trilyon kadar camilerden toplanmış
olacak'' dedi. Bu yardımın, insanların az veya çok demeden
gönlünden gelen bir istekle katılmasıyla toplandığını ifade eden
Bardakoğlu, Pakistan'a dünyadan çok ciddi bir yardım akmadığına
dikkati çekti. Bardakoğlu, ''Ben, bu konuda sadece ulusların değil,
BM'nin de iyi bir sınav vermediği kanaatindeyim. Gönül ister ki
dünyanın bir yerinde acı oldumu, hemen ulusların ortak aklı devreye
girmeli ve uluslar o yarayı sarmalı. Dinine, diline, ırkına,
bölgesine, cinsiyetine hiçbir şeyine bakmaksızın... Acının
coğrafyası, dini, kimliği olmaz'' diye konuştu. ''CAMİYE SİYASETİ,
TİCARETİ SOKMAMALIYIZ'' Bardakoğlu, konuşmasında, daha sonra son
zamanlarda yapılan camilerdeki estetik ve mimari kusurlara dikkati
çekti. ''Camilerimiz gerçekten estetik ve mimari yönüyle bizim arzu
ettiğimiz, hatta layık olduğumuz düzeyde değil. Osmanlıdan
devraldığımız o güzelim mimari çizgiyi koruyamadık ve adeta
camileri mimari ve estetik açıdan ucube sayılabilecek bir şekilde
inşaa ediyoruz. Bunların düzelmesi lazım'' diyen Bardakoğlu
sözlerini şöyle sürdürdü: ''İki şeyi birden yapmalıyız. Caminin
içinde anlattığımız dini söylemi, mutlaka bütün insanları
birleştiren, barıştıran ve mutlu eden düzeyde tutmalıyız. Caminin
içine ayrılığı gayriliği, siyaseti, ticareti sokmamalıyız. Camide
sunulan din hizmetinin güzelliği önemli. Ama bir de camide fiziki
mekanların güzelliği önemli. İkisi bir arada olmalı. Camilerin
estetik ve mimari bakımdan hızlı bir şekilde iyileştirilmesi
lazım.'' Yapılan camilerden en son kendilerinin haberdar olduğunu
belirten Bardakoğlu, ''Burada bir yanlışlık var. Türkiye'de 50 bine
yakın cami köy tüzel kişiliklerine ait. Bunun 10 bin kadarı özel
şahısların, özel vakıf ve derneklerin. Geri kalanı da Türkiye
Diyanet Vakfı ve kamu mülkiyetinin. 10 bin kadar caminin özel şahsa
ait olması ciddi bir sorun. Bunun düzelmesi gerekiyor'' dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu, camiler yapılmadan mülkiyetinin
mutlaka ''Diyanet İşleri Başkanlığı'na, Hazine'ye, Vakıflara yani
kamu mülkiyetine çevrilmesi gerektiği''ne işaret ederek, ''Kamu
mülkiyetine çevrilmeyen camiye başlanmasına valiliklerin,
kaymakamlıkların, belediyelerin izin vermemesi gerekiyor. Hiç
olmazsa bundan sonra alabileceğimiz tedbirlerden birisi budur. Biz
de bunun için gerekli yasal prosedür açısından teşebbüse geçtik''
diye konuştu. Cami avlularının adeta ''panayıra'' çevrildiğini ve
oraya gelen cemaatin de ''potansiyel müşteri'' olarak görülmeye
başlandığını da dile getiren Bardakoğlu, şunları kaydetti: ''Belli
illerde ve belli camilerde ticarethaneler, dükkanlar, kebapçılar
falan açılmaya başladı. Biz camiyi siyasetin, ticaretin, her türlü
çıkar ilişkisinin, her türlü ayrılmanın ve bölünmenin dışında
tutmak zorundayız. Biz bunu başaramazsak, fevkalade yanlış yapmış
oluruz.'' GÖZTEPE PARKI'NA CAMİ TARTIŞMALARI Diyanet İşleri Başkanı
Bardakoğlu, Göztepe Parkı'na cami tartışmalarıyla ilgili bir soruyu
cevaplandırırken, ''İhtiyacın olduğu yerde camiinin yapılmasını, en
az okul ve hastane yapılması kadar önemli'' gördüğünü anlatarak
şunları kaydetti: ''Ancak hastane, okul, yol ve köprü yapılmasını
da en az cami yapımı kadar ibadet sayıyorum. Toplumumuzda camiye
karşı olan kimse yoktur. Gönül ister ki bu konular toplumsal
mutabakatla, ortak akılla çözülsün. 'Cami yapalım, yapmayalım'
tartışması; hiçbir zaman, medyaya yansıdığı şekliyle, bir tartışma
ve siyasi bloklaşma sebebi olmasın. Ben bunu doğru bulmuyorum.
Cumhuriyet'in temel ilkeleri, Atatürkçülük, laiklik, dindarlık,
modern dünya ile barış içinde yaşamak, insan ve kadın hakları
üzerinde bir konsensüs sağlamalıyız. Bunların gerekip gerekmediğini
tartışmamalıyız. 'Nasıl işletirsek, nasıl anlarsak topluma daha iyi
bir yarın çizeriz' bunu konuşmalıyız. Bunların esasına ilişkin
tartışma yapmamalıyız. Sadece nasıllığını ve yerindeliğini
tartışmalıyız.'' ''TÜRKİYE DİNDARLIĞI'' Türkiye'de dini konulardaki
yayınların yetersizliğine de dikkati çeken Bardakoğlu, şunları
söyledi: ''AB ile görüşmelerde artık İslam'ın bizim konuştuğumuz
şekilde tanıtılması önem kazanıyor. Hızlı bir şekilde Avrupa'da
bizim temsilcimiz durumundaki aileleri, soydaşlarımızı ve
dindaşlarımızı aydınlatmalıyız, onlara dünya vatandaşı olmanın
bilincini aşılamalıyız. Aynı zamanda laik, demokratik, modern
hayatla dindarlığı uzlaştıran, birleştiren ve barıştıran Türkiye
dindarlığının Batı'ya anlatılması gerekiyor.'' SAKAL-I ŞERİF
TARTIŞMALARI Sakal-ı Şerif tartışmalarının hatırlatılması ve bu
konuda Diyanet'in yönetmeliklerinin ve hukuki görüşünün ne
olduğunun sorulması üzerine Bardakoğlu, şunları kaydetti: ''Bu
konuda halkın bir yönetmeliği vardır. Bu da Sakal-ı Şerif'in
yerinde ziyaret edilmesidir. Halkın uyguladığı, yazılı olmayan
yönetmelik budur. Bizim yönetmeliğimiz de Sakal-ı Şerif'in ancak
izinle dışarı çıkarılacağı yönündedir. İzin alınmadıkça Sakal-ı
Şerif dışarı çıkarılamaz. Orada bir usul hatası vardır. Görevliler
hakkında inceleme yapılıyor. Ancak Sakal-ı Şerif tartışmasının
esasının basına yansıdığı şekilde olmadığı kanaatindeyim.'' ATIL
DURUMDAKİ KUR'AN KURSU BİNALARI Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu,
atıl durumdaki Kur'an kursu binalarıyla ilgili bir başka soruyu
cevaplandırırken şu bilgileri verdi: ''Bunların, hangi ölçüde nasıl
kullanılabileceğini şu anda planlamakla meşgulüz. O konuda henüz
mülkiyet tespitleri tamamlanmış değil. Bunlar tamamlandıktan sonra
bazı Kur'an kursu binalarımızın kimsesiz çocuklara tahsis edilmesi
ve bu konuda ilgili Devlet Bakanlığı ile işbirliği yapılması
fevkalade önemli ve gerekli. Hazırlık çalışmaları sürüyor. Bunlar,
kimsesiz çocuklar için yetiştirme yurtları olabilir.''