Dindarları ve laikleri dengede tuttu!
Abone olThe Economist, Emine Erdoğan'ın Türkiye'de laikler ile dindarlar arasında çok önemli bir dengede yürüdüğünü yazdı. Dergi yazısında Emine Erdoğan'ı öve öve bitiremedi.
Dünyaca ünlü finans ve ekonomi dergisi The Economist'in Emine
Erdoğan yorumu: 17 ay önce Tayyip Erdoğan başbakan olduğunda, laik
ve dindar çoğu Türk, Emine Erdoğan'ın söz dinleyen bir eş olup evde
oturacağını umuyordu. Laik kesim, Türkiye'nin dışarıda diğer devlet
liderlerinin eşlerinden farklı giyinen bir kadın tarafından temsil
edilmesinden rahatsızlık duyacaktı. Dindar kesim ise dinine bağlı
Müslüman bir kadının, zengin ve güçlü batılılarla sıkı fıkı
görünmesinden hoşlanmayacaktı. Ancak Emine Erdoğan, laikler ile
dindarlar arasından çok dikkatli bir şekilde yürüyor. Türk First
Lady'sinin dengeleyici üslubu ülkesi için önemli bir dönüm
noktası... Bu açıdan Erdoğan son 20-30 yılın en etkili, en gözde ve
en popüler First Lady'si... Erdoğan, başörtüsü takan Müslüman bir
kadın olarak, resmi davetlere katılamıyor çünkü bu tür giyinen
kadınların kamusal alanlarda bulunmaları yasak. Aynı zamanda bir
başka sıkıntısı daha var. Bir yandan kocasının destekçilerini
küstürmemeye çalışırken, bir yandan da aşırı dinci bir Müslüman
imajı çizmeme uğraşı veriyor. Ramazan'da iftarını dindar
Ankaralılar ile birlikte açıyor, ancak ABD First Lady'si Laura Bush
ile görüşürken de tıpkı evindeymiş gibi rahat davranıyor.
Arkadaşları tarafından çetin, zeki ve espritüel olarak tanımlanan
dindar First Lady, perde arkasında büyük bir ağırlığı sırtında
taşıyor. Çünkü İslami içgüdülerini ne zaman ön plana çıkartacağını,
ne zaman da geri planda bırakacağını sürekli hesaplamak zorunda.
Hayat hikayesi de oldukça merak uyandırıcı. Siirt'teki Arap bir
ailede doğdu. İslami politikalarla daha küçük yaşta tanıştı.
İstanbul'da tanıştıklarında kocası iyi şiir okuyan, genç bir lider
adayıydı. İlk günlerde Tayyip Erdoğan'ın annesinin tepkileri ile
başetmek zorunda kaldılar. Çünkü annesi, Tayyip Erdoğan'ın çarşaflı
bir kadınla evlenmesini istiyordu. İslami bir kadın yazar olan ve
çiftin arabuluculuğunu yapan Yüksel Şenler'in anlattığına göre
Tayyip Erdoğan annesini ikna etmeye çabalarken oldukça kilo
kaybetti. Hatta bir hayalete döndü. Şu anda kapalı olan Refah
Partisi'nin kadın kollarında görev yapan Emine Erdoğan kocasının
1994'te İstanbul Belediye Başkanı olmasına yardım etti. Erdoğan'ın
okuduğu bir şiiri yüzünden 4 ay hapis cezası alması çifti derinden
etkiledi. Eşi AKP'yi kurup iktidara hazırlanırken Emine Erdoğan da
arkadaşlarının söylediğine göre Şafilikten (İslam'ın kadınla erkek
arasında evlilik dışı herhangi bir fiziksel temas olmasını
yasaklayan bir kolu) ayrılarak Hanefiliğe adım attı. Böylece
erkekler ve Müslüman olmayan kadınlarla el sıkışabilecekti. Türkiye
gibi batı dünyası ile ilişkilerinde doğru tınıyı yakalama uğraşı
veren bir ülkede Emine Erdoğan'ın başarısı önemli bir gerçeğe
işaret ediyor: Daha demokratik bir Türkiye aslında daha dindar bir
ülke de olabilir.