"Değişim" istedik olmadı...
Aslında oldu...
Yıllardır Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin kapısından
giremeyen, daha doğrusu girecek takatı olmayan abilerimiz, hasta
yatağından alınarak oy kullanmak üzere Cağaloğlu'na
getirildi...
Bugüne kadar olmayan büyük "bir değişim" yaşandı...
980 oy kullanıldı yapılan seçimde...
Biz "değişim" dedik ya...
Yaşına başına hürmet ettiğimiz ağabeylerimiz, bir başka kılıf
uydurdu "değişim" çağrımıza:
-Koşun "dinciler" burayı ele geçirecek...
Hem de ne koşu!
Duyan geldi...
Gelemeyen de...
Az önce de ifade ettiğim gibi, hasta yatağından alınarak
getirildi.
Sebep?
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'ni "dinci"lere
kaptırmamak!
Kim "dinci" olan?
Celal Toprak mı?
İçinizdeyken "dinci" değildi de, karşınızda durdu diye
mi "dinci" oldu?
Aşk olsun!
Hayatı boyunca Allah'ın karşısında secdeye eğilmeyen
Cengiz Kahraman mı "dinci" yoksa?
Yok canım...
Bizim Cengiz...
Yoksa hidayete mi erdi?
Mahmut Övür'ü tanımasam...
Vallahi de billahi de bende inanacağım hemşehrim Mahmut Övür'ün
"dinci" olduğuna... Öyle bir "dinci" ki, akşamları bir kadeh şarap
içemeden duramıyor mübarek!
Anladım!
O "dinci" Ünal Tanık galiba...
İnternet Medyası Derneği'nin de yönetim kurulunda ama bugüne
kadar 8 arkadaş Ünal'ın o yönünü hiç farketmemişiz demek ki...
Tez elden Ünal'ın biletini kesmeli...
İMD'yi de ele geçirir maazallah!
Peki kim "dinci" arkadaş?
Yahu hepimizin nüfus cüzdanında dini "İslam" yazmıyor mu?
Yazıyor!
Ondan mı "dinci" oluverdik acaba?
Yok yok...
Nuh Albayrak var ya, hepimizin başını o yaktı
galiba...
Bir de Mustafa Karaalioğlu...
Kardeşim, siz genel yayın yönetmenisiniz...
Sırça köşklerde olmanız gerekirken, sabahın 10'unda ne
işiniz var Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nde?
-Dinci gazeteciler!
Hayatımda işittiğim en çirkin propoganda:
Bunu biz yaptık ey okur!
Hem de kıytırık bir koltuk uğruna...