Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Hüseyin Üzmez"in “savunma” açıklaması üzerine yazdığım yazı genelde “dindar” kişileri ve bazen de “dincileri” rahatsız etmiş olmalı.
Hüseyin Üzmez"in adının başına eklediğim “dinci” sıfatının, gerçekten inanan, inancını Allah ile kendisi arasında yaşamayı seçen, dini kişisel çıkarlarına alet etmeyen, insanların dini duygularını sömürmeyen, İslamiyet"in nuru kalbinde ışık olanlarla alakası yoktur.
Ve zaten o kişiyle ilgili bütün haberlerde, isminin başında bu sıfat vardır!
Dini pazarlayan, (onlar için meslek gibidir bu, bu yüzden –ci eki vardır din kelimesinin sonunda) dini kullanarak kendilerine kapı açanlardır sıfatla alakası olanlar!
Aralarında dağlar kadar fark vardır:
BİR- Dindar kişinin alnı secdeye gittiğinde, dilinde dualar varken, içinde iyilik vardır, sevgi vardır. O ibadetin en güzel yerinde, Allah sevgisinden, Allah"a yönelmekten, dualarla bütünleşmekten başka bir şey düşünmez.
Dinci ise alnını secdeye koyuyorsa bile öyle görünmek için koyandır, alnı secdeye gittiğinde, kalbinde fesatlıklar kol gezer, kafasında başkasının karısının-kızının figürleri, arka sayfa güzelleri dolaşır, kimden çalsam-çırpsam diye hesap yapar. Göz ucuyla yanındakini kesen, ne zaman secdeden kalkacağını düşünen, bir an evvel bitse de gitsek diyendir!
(örnek olarak; camilerde paraları fakir-fukaraya diye topladıktan sonra cebine indirip, o paralarla iş kuran, birden bire zengin olan “dinciler”, ya da Allah-Kitap diye milletin gönlünü fethedip 14 yaşındaki kıza musallat olanlar verilebilir.)
İKİ- Dindar insanın başkasının parasında-pulunda, namusunda gözü yoktur, onun istediği, inancını, ibadetini Allah"la arasında kalacak şekilde yaşamaktır. Zira dinimiz gösteriş dini değildir!
Dinci ise öyle değildir. Hem haramda gözü vardır hem “ben inanıyorum” diye bas bas bağırır. Allah-Kitap sevgisi yüreğinde değil dilindedir! Reklâm peşindedir! Hem “namus” der, “ahlak” der hem çocuk yaşlardaki kızlara sarkar!
ÜÇ- Dindar kişi, yardıma muhtaç birine yardım yaptığında bunu saklar, ortaya çıkarıldığında kendi yüzü de kızarır, karşısındakinin yüzünü de düşünür.
Hem de yaptığı iyiliği Allah için yaptığını bilir, gösteriş için değil!
Dinci öyle değildir. Arkasında medya ordusuyla dağıtır erzak paketlerini, utancından yüzünü kameralardan gizleyen insanlar umurunda bile değildir, o elinde erzak paketi, kameraya gülümseyerek poz verir.
Aklı ertesi gün çıkacak gazete haberlerindedir!
DÖRT- Dindar kişi başkasının cebindeki paraya göz dikmez, göz diken varsa ona sırtını döner, haksızlığa uğrayanın hakkını aramasına yardım eder, suça ortak olmaz.
Dinci öyle değildir. “Dini kullanarak” insanların cebine elini sokar, insanların iyi niyetlerini suiistimal eder, “çalsın da iş yapsın” der, “benim hırsızım” der! Kendi parasını kurtarabilirse kârdır, başkası için kılını kıpırdatmaz!
BEŞ- Dindar insan, yaşamak istediği hayat tarzı için kendi yağıyla kavrulur, onun tek derdi kendi parasıyla ay sonunu getirebilmektir. O, emeğin, göz nurunun bilincindedir, insanların nerede olurlarsa olsunlar ekmeklerinden, iş kapılarından olmasını istemezler. Bunun için mücadele verirler.
Dinci öyle değildir. Herhangi bir iş yeri-kurum-kuruluş onun işine gelmiyorsa, emellerini gerçekleştirmesine müsaade etmiyorsa, çıkarlarına hizmet etmiyorsa, yanlışı millete gösteriyorsa, kapısına kilit vurulsun diye diretendir. İnsanların bütün özgürlüklerini elinden almak isteyendir. Yalakalarına, “benden başkasına inanmayın” diyendir, insanları öğrenmeye değil de kendi düşünceleri için boykota davet edendir!
ALTI- Dindar Allah katında bütün insanların eşit olduğunu bilendir, üstünlük taslamayandır, statüsünü kullanıp insanları aşağılamayandır. İçindeki Allah sevgisi büyüktür ve bu yüzden her canlıya sevgiyle yaklaşır.
Dinci öyle değildir. O, “sen kim oluyorsun” lafını en çok kullanandır, o bilmez ki “eşit olmak” ne demektir. “sen koskoca benle böyle konuşamazsın” diyebilendir, ona derdini açana “hadi oradan alt kimlik” diye seslenebilendir.
“İnsan olmanın bilincine varamamış”, inançlı olduğunu söyleyen ama kendinden başka ilah görmeyendir! Hayvanların ve ağaçların da canlı olduğunu unutup, onları kendinden aşağı görendir!
YEDİ- Dindar insan İçin insanların başlarının açık ya da kapalı olmasının bir önemi yoktur, o kendi başına bakar. İnsanları kıyafetlerine göre yargılamaz. İçki içmez belki ama içene de saygısı vardır. Ayrıca içkisini yudumlayıp da dini vecibelerini de yerine getirebilir, bu Allah ve onun dışında kimseyi ilgilendirmemektedir. Herkesin günahı kendinedir. Bunu bilir. İnsanları günahkârlıkla suçlamaz, Allah"a şirk koşmaz.
Dinci öyle değildir. Başkasının elindeki kadehin kendini ilgilendirdiğini düşünür, içkiyi yasaklayınca hanesine sevap yazılacağından çok emindir! İnsanları iyi Müslüman-kötü Müslüman diye ayıran ve hatta kendisi gibi düşünmediği için “dinsiz” diye suçlayandır! Yani Allah"a şirk koşandır!
Güzel dinimiz kimsenin tekelinde değil! Hele ki dini sömürenlerin tekelinde hiç değil! Gerçekten inanıyorsanız sizde dinimizi çıkarlarına alet edenleri boykot ediniz!
Değmez mi?
Ve son bir not: Etnik ayrımcılığa sonuna kadar karşıyım. Bu ülkede Alevi-Sünni-Çerkez-Türk-Kürt-Ermeni vesaire hepsiyle bir arada yaşamaya alışığım.
İnsanlara Alevi misin? Ermeni misin? Kürt müsün? Veya nerelisin? Gibi sorular sorulmasından zerre kadar haz etmem!
Tıpkı “oruç tutuyor musun” sorusu gibi!
(Sana ne!)
Herkesle barışığım!
Bana birinin “alevi” demesi asla hakaret olamaz…
Ben Alevileri severim… Aydınlık insanlardır, aydın insanların olduğu taraftanım.
Bana hakaretlerin en büyüğünü yaptığını sanan ve pek mutlu olan arkadaş beni yüceltmiş, sağ olsun!