Dinçer, kamuya ışık tuttu
Abone olİntihal suçlamalarıyla uzun süre gündemden düşmeyen Ömer Dinçer, AB sürecindeki Türkiye'nin yeniden yapılanması anlattı. Dinçel, anlattıklarıyla kamuya ışık tuttu.
Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer, kamu yönetiminde yeniden
yapılanmanın, sadece kanun çıkarmaktan ibaret olmadığını söyledi.
Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) tarafından
düzenlenen ''5. Gayrimenkul Zirvesi''nin galası, dolayısıyla
Çırağan Sarayı'nda yemek verildi. Yemekte konuşan Dinçer, kamu
yönetiminin yeniden yapılandırılmasının unsurlarının ''zihniyet
değişimi'', ''stratejik ve örgütsel tasarım oluşturulması''
olduğunu belirtti. Devlete, halka ve kamu hizmetine yeni bir anlam
kazandırmak gerektiğini dile getiren Dinçer, kamu yönetimi
sisteminin bir bütün olduğunu vurguladı. Dinçer, reformları en
tepeden, merkezi idareden başlatmak gerektiğini, reform sürecinin
kanun çıkarmaktan ibaretmiş gibi algılandığını ifade ederek şöyle
konuştu: ''Yeniden yapılanma, sadece kanun çıkarmaktan ibaret
değildir. Ancak kanun çıkartılarak yeni bir yapılanmayı başarmak da
mümkün olmayabilir. Bu gereklidir, ama çok yetersizdir. Ayrıca
yeniden yapılanma tek seferlik bir çaba da değildir.''
-TÜRKİYE'DEKİ LABORATUVARLAR- Türkiye'deki laboratuvarlara dikkat
çeken Ömer Dinçer, ülkede fiziksel ve kimyasal analiz yapan
yaklaşık bin 550 civarında laboratuvar bulunduğunu belirtti.
Dinçer, bu laboratuvarların neredeyse çok büyük bir bölümünün
yabancı ülkelerin kredileriyle gerçekleştirildiğini ifade ederek,
''Ama hiçbirinin vermiş olduğu analiz uluslararası kurumlar
tarafından kabul edilmez, akretide edilmiş değildir'' dedi. Bu
kurumların 481'inde analiz yapacak uzman bulunmadığını bildiren
Dinçer, ''Ama şoförü vardır, gece bekçisi vardır. Bu
laboratuvarların aynı amaç ve fonksiyonlara yönelmiş olanlarının
birden çoğu aynı şehirde bulunmaktadır'' diye konuştu. Türkiye'de
yaklaşık 2 milyon 200 bin devlet memuru, 450-500 bin civarında da
kamu işçisi bulunduğunu dile getiren Dinçer, şunları kaydetti:
''Devlet memurları, devletin asli ve sürekli işlerini görmesi
gereken insanlarken, biz sekreterlerimizi, telefon
operatörlerimizi, şoförlerimizi, çaycılarımızı da devlet memuru
olarak tanımlıyoruz. Bunlardan yaklaşık 150-200 bin tanesi kamuya
hizmet vermiyor. Sadece üst düzey yöneticilere hizmet veriyor.
Bunlardan birinin, mesela bir şoförün maliyeti aşağı yukarı yıllık
olarak 18 bin dolara çıkmaktadır. Ülkemizde bir üniversite
öğrencisine yıllık bin 400 dolar harcıyoruz.'' Ömer Dinçer,
Türkiye'nin kamu yönetiminde doğu bloku ve Rusya'dan geride
bulunduğunu kaydederek, giderek daha katılımcı bir demokrasi
öngörülmesi ve iyi yönetişim kurallarının işletilmesi gerektiğini
sözlerine ekledi.