Seçimden sonra ‘Erken seçim istemeyeceğim’ diyen CHP Genel
Başkanı Özgür Özel, son günlerde ‘Erken seçim’ diye neden gündem
oluşturuyor?
Oldukça yakın bir tarihte 2 ay kadar önce ‘Erken seçim çağrısı
yapmayacağım’ diyen Özgür Özel, şimdi neden erken seçim
konusunda ısrar ediyor?
2 ay önce “Erken seçim istemiyorum” diyeceksin, sonra
kalkıp “Seçimler en erken 1,5 yıl sonra olur” diye açıklama
yapacaksın, Dahası; “Yarın karar alalım, iki ay sonra seçim olsun”
diyeceksin.
Oysaki; “Erken seçim olacaksa buna yine halk karar verecek. Ben
bir erken seçim çağrısı yapmıyorum” demişti Özel.
Hatta; “Ben, ana muhalefet lideri olarak seçimde verdiğim söze
bağlıyım ve bir erken seçim çağrım yok” da demişti Özel.
O kadar samimi bir duruşla “31 Mart seçim sonuçlarını
erken seçim çağrısı için araçsallaştırmayacağım. Çünkü meydanlarda
söz verdim” dememiş miydi Özgür Özel.
“Erken seçim çağrısı yapmayacağım” diyen Özgür
Özel’e sormak gerek;
Siyaset sahnesinde ne değişti?
27 Haziran’da kalkıp “1,5 yıl sonra erken seçimi olası
görüyorum. Ben Özgür Özel olarak erken seçim
istiyorum”
“Yarın karar alalım, iki ay sonra seçim olsun”
diyecek kadar siyasi tutarsızlık davranışını kim üflüyor Özgür
Özel’in kulağına.
Seçim sonrası Özgür Özel’de;
Bir devlet adamı duruşu vardı,
Genel başkan havası vardı.
Bir genel başkan nasıl oluyor da bu kadar kısa zamanda bu denli
zıt çıkışlar yapıyor.
Bu kadar zikzaklı duruş toplumda güven oluşturur mu?
Bu kadar zikzaklı düşünce yapısına sahip olan lider inandırıcı
ve ikna edici olur mu?
Emanet verilen oylara böyle mi sahip çıkıyor Özgür Özel.
Özgür Özel’in içine İmamoğlu kaçmış olabilir
mi?
CHP’nde; Eylül’deki kurultay
öncesinde Kılıçdaroğlu ile Ekrem
İmamoğlu arasındaki yakınlaşma Özgür Özel’i etkilemiş midir?
Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu’nun görüşeceği, birlikte
yemek yiyecekleri, kurultayda güç birliği yapacakları anlamına
gelir. Bu plan Özgür Özel’i endişelendirmiş olabilir mi?
İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu’nun güç birliği yaptığı
siyasi arenada Özgür Özel güçlü bir şekilde ayakta kalabilir
mi?
Düşürülebilir mi?
Tüzük kurultayının seçimli kurultaya dönüştürülmesi için hali
hazırda bir çalışma yok fakat klasik CHP işte her şey
olabilir.
Deniz Baykal’a yönelik kasetle ilgili görüşmeye giden
Kılıçdaroğlu görüşme sonrası, CHP Genel Başkanlığı’na aday
olmadığını ilan edip, sonrasın da Önder Sav’la birlikte adaylık
kararı almışlardı. Hedef şaşırtıp adaylık çalışmalarına
başlamışlardı.
Tarih tekerrürden ibarettir.
Özgür Özel, Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı
olduğunda Meclis’teki veda konuşmasında gözyaşlarına hâkim
olamamıştı. Özgür Özel, CHP’nin grup başkanıydı.
Kılıçdaroğlu’nun daimî prensiydi. Ekrem İmamoğlu’nun
yaptığı ilk zoom toplantısında üst kattaki katılımcı olarak ortaya
çıktı. İmamoğlu’nun verdiği siyasi hormonla Kılıçdaroğlu’nu
devirdi. Seçim sonrası Ekrem İmamoğlu’na karşı
normalleşme açılımı yaptı.
İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu’nun güç birliği yapacağı
siyasi platformda kalkan olarak erken seçimi kullandı.
Oysaki:
Üçüncü Dünya Savaşı’nın gündem olduğu,
Dünyanın yeniden şekillendirildiği,
Halkımızın enflasyon ve hayat pahalılığı sorunlarından nefes
alamadığı,
Emekli ve asgari ücretlilerin açlık sınırına bile
ulaşamadığı,
Şu dönemlerde erken seçimin ülke insanına ne faydası var?
Parlamento’da erken seçim kararı almak için 360 milletvekili
gerekiyor. CHP’nin milletvekili sayısı 127, var olan sayı yetersiz
kalıyor. DEVA, Gelecek ve Demokrat Parti’den destek isteyebilir.
Fakat bu partiler neden seçim istesin ki? Dağılma ve erime
tehlikesi kendilerine bu kadar yakınken.
Ayrıca halkın erken seçim talebi yok, ülkede bu kadar finansal
sorun varken daha büyük ekonomik yükün altına girilmesi, böylesi
bir erken seçim süreci Türkiye’ye sadece zarar verir. Siyasi
hesaplaşma ülkeye, millete ve ekonomiye zarar verecek şekilde
yapılmaz, yapılamaz. Böyle bir karar alma süreci Özgür Özel’e
siyasi hayatının en büyük bedelini ödetir.
CHP yerel seçimlerden başarıyla çıktı ama bu oylar emanet olarak
veridi. Halk CHP’ne kredi açtı. Kaldı ki yerel seçim başarısı
iktidara gelmeye yetmez. Hayal edilen koltuklar rüyada görülebilir.
Kılıçdaroğlu bakanları, Meclis Başkanlığı, MİT Başkanlığı,
Merkez Bankası, RTÜK Başkanlığına kimlerin geleceğini 2023
seçiminde belirlemişti. Hatta bakanlık listesine adını yazdıranlar
milletvekili adayı bile olmadı. Kazanacaklarına o kadar eminlerdi.
Sonuç ortada. Şimdi de benzer bir beklenti var.
O nedenle dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan
olmasın CHP ve Özgür Özel.