Dilmen: Yanal'ı Taksim'de asalım!..
Abone olUkrayna maçı sonrası Ersun Yanal'ın eleştiri bombardımanına tutulması usta yorumcu Rıdvan Dilmen'in rahatsız etti. Dilmen'in çözüm için bir önerisi var?..
Arabamda, radyoda müzik dinlemek istiyorum, Ersun Yanal'dan başka birşey yok. Gazete ve televizyonlarda da durum aynı. Ne yapalım hocayı asalım mı? Milli Takımı dört büyüklerin çatışma alanına çevirmeyelim Uzaydan geldik sanki... Tarihimiz boyunca hiç mağlup olmadık, bundan sonra da olmayacağız. Hesaba Ersun hocayı katamadık. Nereden bilirdik Dünyalı biri gelecek, Kadıköy'de mağlup olacak. Ne yapalım? En iyisi Taksim meydanında Atatürk heykelinin yanında asalım. Ne ilk kez mağlup olduk, ne de son kez mağlup olacağız. Ekvator 1; Brezilya 0, Ermenistan - Romanya berabere, Avrupa ve Dünya şampiyonu Fransa yine kazanamadı, Polanya'ya karşı. Dünya futbolunun çarpıcı örneği bunlar. Çok az sayıdaki ülkeler dışındaki takımlar denk. Günlük şartlar, hakem faktörü, bireysel hatalar, bireysel başarılar skorları etkiliyor. Favori gösterilen grubumuzda üç takım Danimarka, Yunanistan ve biz. Kaçar puan kaybettiler ortada. Kadromuz kötü mü? Hayır. Üç ay öncenin son Avrupa Şampiyonu kadrosu dağıldı mı? Yine hayır. Ama kaybedilen puanlara baktığımızda o günkü şartlar o takımların puan kaybetmesini gerektiriyor. Hatalar tabii ki var Hazırlanışımız, organizasyonumuz, teknik olarak saha içinde de mutlaka teknik direktör hatası vardır. Örneklersek, en azından maça iki gün kala lüks bir otelden çıkıp Kadıköy yakasında Ümraniye veya Samandıra Tesisleri'nden faydalanabilirdik. Teknik olarak da Ersun hocanın özellikle ikinci yarıda ofansif oyuncuları kullanması ne kadar doğruysa, yerleşimleri o kadar yanlıştı. Örneğin 4 - 5 forvetten iki tanesini çizgilerde kullanabilir, zaten ceza sahasına gömülen Ukrayna defansının en azından kenar beklerinin açılmasını sağlardı. Tehlikeli bölgeyi boşaltırdı. Ayrıca 4'lü savunma oynayan takımların defansındaki kenar bekleri; yani Ümit ile Deniz, hücuma ikisi birden çıktılar. Yediğimiz ikinci golde atılan uzun topta Servet'e yardımcı sol kenar oyuncusunun olması lazımdı. Yani Ümit'in hücuma çıktığı anda Servet, Tolga ve Deniz üçlüsünün geride kalması gerekirdi. Organizasyonda ligimize ara verilmesi de handikap tabii. Milano'lu iki arkadaş uçağa binip maçtan iki gün önce geliyor, sahanın en iyi iki oyuncusu oluyor. Üstelik son 6 gün içinde 2 lig maçı oynayarak geliyorlar. İşine devam etmeli Tabii bu detaylar, abartılmaması gereken küçük faktörler. Ne bu maç, ne de bundan sonra oynayacağımız maç Ersun Yanal'ın sınavı değil. Ersun Yanal, tırnaklarıyla gelmiş, kendini ispatlamış, heyecanlı, ülkemizin yetiştirdiği iyi antrenörlerden bir tanesi. Mukavelesi bitene kadar devam etmeli. Varsayalım ki, federasyon görevine son verdi. Veya Ersun hoca baskıya dayanamadı ayrıldı. X bir antrenör göreve geldi. İlk maçında Arnavutluk'u yendi. Daha sonra 1 mağlubiyet aldı. X de Taksim'e. Bu nereye kadar gidecek. İşin enteresan tarafı kamuoyunda. Herkesin bir antrenör adayı var. Eğer onların istediği olmayıp da başkası gelirse, hep kötü olması istenecek. Arabamda, radyoda müzik dinlemek istiyorum, Ersun Yanal'dan başka birşey yok. Gazeteleri açıyorum, televizyonları izliyorum aynı. Çok sıkıldım. Bu iş bu kadar ucuz değil. Hocayı rahat bırakın. Emin olun, o hepimizden iyi biliyor. Ona köstek değil, destek lazım. Son bir noktaya değinmek istiyorum. Federasyon yetkililerine sesleniyorum. Milli Takım oyunculuğu ve teknik direktörlüğü ulaşılması çok güç ve değerli bir yerdir. Bu kişilerin kıymetini bilelim ve icraatlarımızla ağızlara sakız yaptırmayalım. Herkes üzüldü, doğrudur ama, onların yarısı kadar bile üzülmeleri mümkün değil. İcraatları görelim Laflarla değil, icraatlarla arkalarında durduğunuzu gösterin. Onlara yardımcı olun. Ben hazırım. Milli Takımı, dört büyüklerin çatışma alanına çevirmeyin, Ali Sami Yen'de Hakan, Kadıköy'de Ersun, Trabzon'da Haluk Ulusoy, İnönü'de hakem konuşulmasın. Ya susturun ya da onlar susana kadar Milli Takımı buralardan kurtarın. Ben Taksim'de infaz değil, eğlence görmek istiyorum.