Dilipak'tan Necef savunması
Abone olÇanakkale ile ilgili sözlerinden dolayı hedef seçilen Abdurrahman Dilipak, “Sözlerimin arkasındayım” dedi. Dilipak'a göre kartel medyası, öküz altında buzağı arı
Önceki gün Cuma Namazı sonrasında Fatih Camii avlusunda
gerçekleştirilen eylemde kullandığı sözler için eleştirilen
Dilipak, belirli medya gruplarının öküz altında buzağı aradığını
söyledi. Vakit Gazetesi'ne konuşan Dilipak, “Sözlerimin
arkasındayım. Bu tepkilerin sahipleri tarih bilmiyorlar ve söylenen
sözü de anlamamakta ısrar gösteriyorlar. Öküz altında buzağı
arıyorlar, suni tartışmalarla gerçeği gizlemek ve gündemi
bulandırmak istiyorlar” dedi. “AMACIM ÇANAKKALE’Yİ KÜÇÜMSEMEK
DEĞİLDİ” Sözleriyle, Amerika kuşatması altındaki Necef gibi kutsal
beldelerin İslâm Dünyası için ne kadar büyük bir öneme sahip
olduğunu anlatmayı amaçladığını belirten Dilipak, “Çanakkale,
harimi ismetimize açılan bir kapıdır. İçinde koruduğumuz değerler
Mekke, Medine, Kudüs, Necef, Şam, Hatay, Konya, İstanbul, Urfa ve
diğerleridir.. Çanakkale’yi anlamlı kılan bu” şeklinde konuştu.
“Necef’te sadece Hz. Ali’nin değil, hepimizin atası Hz. Adem ve Hz.
Nuh’un da türbesi var. Orası insanlığın en kadim, kutsal
mekanlarından biri” diyen Dilipak, şöyle devam etti: “O gün Cuma
Namazı’nda imam bana Çanakkale savaşını, 30 Ağustos’u anlatıyor.
100 yıl önceki dedelerimizin kahramanlıklarından söz ediyor, ama
Kudüs düştü, Mescid-i Aksa tehdit altında, Hz. Ali Camii’nin
çevresinde bombalar patlıyor, onlarca şehid var, bunlardan tek
kelime yok... Necef’te test edilen Mescid-i Aksa’dır, Mekke’dir,
Medine’dir. Necef aşılırsa sıra buralara gelir ve o zaman ne demek
istediğim daha iyi anlaşılır, Allah korusun. Çanakkale’den
anlaşılması gereken de budur.. İngilizler Çanakkale’ye Braslav ve
Goben’in arkasından gelmişlerdi. Irak’a da Saddam’ın peşinden
geldiler.. Zaten konuşmamda imamın hutbesine gönderme var. Bunu da
sözlerimin başında söyledim.” “BİLİNÇLİ BİR ŞEKİLDE ÇARPITTILAR”
Sözlerinin bilinçli bir şekilde çarpıtıldığını kaydeden Dilipak,
“Onların hesabı başka; üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek istiyorlar.
Onlar belki, Çanakkale savaşının olduğu yıllarda;; 1914-16 yılları
arasında Necef’in, Mekke, Medine, Şam ve Kudüs’ün vatan toprağı
olduğunu da bilmiyor olabilirler. O zaman vatan dediğimiz coğrafya
Anadolu’dan ibaret değildi... Çanakkale’yi bizim açımızdan anlamlı
ve değerli kılan; bu kapının aşılması durumunda saydığım
kutsallarımızın, Necef’in tehdit altında kalacağı endişesidir”
şeklinde tepkisini dile getirdi. SIRMA: NECEF, TÜM İSLÂM DÜNYASI
İÇİN ÖNEMLİDİR Necef’in İslâm Dünyası için önemli bir şehir
olduğunu ifade eden İslâm tarihçisi Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma,
da “Şehirlerin kendileri kutsal değildir. Bir şehri kutsallaştıran,
orada yaşayan şahıslar ve o şehirde gerçekleşen hadiselerdir.
Necef, İslâm medeniyetinin öncülüğünü yapmış, büyük insanları
bağrında misafir etmiş, bizim için önemi büyük olan bir beldedir”
dedi. Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Genel Başkanı Fermani Altun ise,
Necef’in Şam gibi, Mekke, Medine ve Kudüs gibi İslâm medeniyetinin
kutsal kentlerinden biri olduğunu belirtti. Altun, şunları söyledi:
“Bu muazzez şehirde Hz. Ali Efendimiz’in ve Ehl-i Beyt’in
türbelerinin olması bizim için çok büyük bir mana ifade etmektedir.
Ayrıca Necef hâlâ İslâm Dünyası’nın en önemli ilim merkezlerinden
biridir.”