Dilipak ve Mercan'a beraat
Abone olIrak'a yapılan müdahaleyi protesto amacıyla izinsiz gösteri yaptığı idda edilen gazeteci Dilipak beraat etti
ABD'nin Irak'a müdahalesini protesto amacıyla Fatih'te izinsiz
gösteri yaptıkları iddiasıyla yargılanan gazeteci-yazar Abdurrahman
Dilipak ile MAZLUMDER İstanbul Şube Başkanı Ahmet Mercan, ''suçun
yasal unsurları oluşmadığı'' gerekçesiyle beraat etti. Fatih 4.
Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanık Ahmet Mercan
katıldı. Daha önce ifadesi alınan MAZLUMDER kurucu üyesi ve Vakit
Gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak ise duruşmaya gelmedi. Kimlik
tespitinin ardından sorgusu yapılan Mercan, olay tarihinde
''ABD'nin Irak'a askeri müdahalede bulunacağının konuşulduğunu''
belirterek, şunları söyledi: ''Ben de insan hakları savunucusu
olarak her türlü saldırı ve işgale karşı olduğum için olay günü
kimin tarafından düzenlendiğini bilemediğim, ancak bir konuşma
yapmam istenen MAZLUMDER Fatih Şubesi önüne gittim. Burada 50-60
kişilik bir topluluk vardı. Abdurrahman Dilipak da oradaydı.
Toplulukta bulunanların ellerinde meşaleler yanıyordu. Topluluğa
hitaben bir basın açıklaması yaptım. Abdurrahman Dilipak da
konuştu.'' ''O ana kadar herhangi bir polis önlemi olmadığını,
trafiğin kesintiye uğramadığını, taşkınlık yaşanmadığını, çevreye
zarar verilmediğini ve polise mukavemet edilmediğini'' söyleyen
Mercan, ''meşaleleri söndürüp dağılacakları sırada polisin
geldiğini, tartışma yaşanmadan dağılımın gerçekleştiğini''
kaydetti. Hakkındaki suçlamayı kabul etmediğini bildiren Mercan,
beraatını istedi. -SAVCININ GÖRÜŞÜ- Esas hakkındaki görüşü sorulan
cumhuriyet savcısı da, ''sanıklar hakkında her ne kadar 2911 Sayılı
Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet suçundan kamu
davası açılmışsa da, demokratik hukuk devleti çerçevesinde bireyin
devlet karşısında ya da örgütlü oluşumlar karşısında etkinliğinin
sağlanması açısından örgütlü olarak hak arama hürriyetinin
bulunduğunu, bu kapsamda yasalara aykırı olmamak kaydıyla gerekli
girişimlerde bulunabilecekleri, bu şekilde oluşturacakları baskı
gruplarının yürütme organı üzerinde oluşturacağı etkinlik sonucu
muhtemel toplum taleplerinin dikkate alınarak yanlışlıkların
engellenebileceğini'' bildirdi. ''Bu uygulamanın Avrupa
Topluluğu'na dahil bütün hukuk devletlerinde olağan olduğunu,
Anayasa ve yasalarla da güvence altına alındığını'' ifade eden
savcı, ''Bildirimde bulunma hususunun ise gösteri yapacak kişilerin
muhtemel uğrayacakları saldırılar karşısında güvenliğini temine
yönelik olduğunu, bu hususa uyulmamasının yasal bir yaptırım
gerektirmediğini, ancak gösteri yapan şahısların uğrayacakları bir
saldırı karşısında kamu görevlilerini sorumlu tutma konumundan
kurtarmaya yönelik olduğunu'' kaydetti. ''Bu somut olayda,
sanıkların ülkemizi ve dünya konjonktürünü ilgilendiren bir konuda
taşkınlık yapmadan, kırma, bağırma, hakaret etme gibi suçun diğer
unsurlarını gerçekleştirmeden meşale yakarak yürütme organı
üzerinde baskı kurma amacıyla gösteri düzenlediklerini, meşaleleri
götürüp topluca imha ederek çevreye zarar vermediklerini'' belirten
cumhuriyet savcısı, ''bu haliyle suç unsurları oluşmadığı'' için 2
sanığın da beraatını istedi. Davayı karara bağlayan hakim de,
''suçun yasal unsurları oluşmadığı ve cezalandırılmalarına yeter ve
inandırıcı deliller elde edilemediği'' gerekçesiyle Abdurrahman
Dilipak ve Ahmet Mercan'ın beraatına karar verdi.