Dili kalbine yakın bir politakacı!
Abone olKimdir bu dili kalbine yakın politikacı, nasıl davranır? Cengiz Özdemir yazdı
Herkes bir şeyler yazdı Erdoğan'ın danışmanı Cüneyd Zapsu ile
ilgili.. Erdoğan'ın eski kurmayı Cengiz Özdemir'in de söyleyeceği
bir şeyler elbette olacaktı.. Hürriyet yazarı Özdemir, "Zapsu
vakası" ile ilgili bakın neler yazdı:
Yazı: Cengiz ÖZDEMİR
Kaynak: www.hurriyetim.com.tr
YENİ bir Cüneyd Zapsu vakasıyla karşı karşıyayız.
Sorunun temel sebebi, "oyunu kuralıyla oynamamak".
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, iyi bir "aktivist".
Yetki kullanmayı seviyor.
Yakın çalışma arkadaşlarının da, "onun adına" ve "oyunun kuralına"
uygun yetki kullanmaları gerekiyor.
Bu daha çok kendilerine bağlı.
Sırrı, eskilerin çok aradığı bir haslette gizli.
"Umur görmüş olmak."
Parayla pulla, çevreyle olmuyor...
Başbakan Erdoğan, "dili kalbine çok yakın" bir politikacı.
Bunu çalışma arkadaşlarıyla yakın ilişkilerinde görüyorsunuz.
Duyguları, kararlarında oldukça etkili.
Bu nedenle, çoğu zaman en söylenmesi gerekeni bir türlü söylemiyor,
söyleyemiyor...
Onun bu tarafı, konuşma metnine sadık kalmadığı anlarda daha çok
ortaya çıkıyor.
Üzerinde en çok konuşulan da, işte o anlar ve o tavırlar
oluyor.
Başbakan"ın kendisi de o aslında.
Çok tartışılan o tavırlar, geniş halk kitlelerinin desteğini
doğuruyor.
Bu, onun zayıf görünen güçlü tarafı.
* * *
Danışman konusuna geri dönelim.
Öncelikle bir tespit ve bir hatırlatma.
Danışman, birlikte çalıştığı siyasetçinin ya da yöneticinin "gözü",
"kulağı" ve hatta "beyni" olabilir.
Ama "dili" asla olamaz!
Hazırlananı dışarıya karşı yorumlamak ya da olduğu gibi sunmak
danışmana düşmez.
"Sorumluluk taşıyan", gerek duyduğunda, metnin dışına çıkan
sözleri, tavır ya da üslubuyla hazırlananı yorumlama hakkı ve
yetkisini kullanır.
Ya da yetki verdiği "sözcü", kamuoyuna açıklanacak metni, yorum
katmaksızın okur.
Sorumsuz hiçbir yetkili, bu işi üstlenemez!
* * *
Yeri geldiği için bir örnek.
Başbakan Erdoğan"ın konuşma metinlerini, İstanbul Milletvekili
Hüseyin Besli"nin koordinasyonunda Mustafa Şahin ile Gökhan Özcan
hazırlıyorlar.
Şimdiye kadar bu iki ismi hiç duymuş muydunuz?
Gazetelerde fotoğraflarını hiç gördünüz mü?
Evet; ortada çalınan ya da karıştırılan "roller" var.
"Rol" dağıtımını, Başbakan Erdoğan sevmez.
Bundan özellikle de kaçınır.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi"ndeki ilk dönemde, yönetimin
organizasyonunu Ömer Dinçer yapardı.
Hizmet döneminin sonuna yaklaşıldığında, bugünkülere benzer arazlar
iyiden iyiye artmıştı.
Bugün, ilişkilerini koordine eden etkili bir özel danışmanı var:
Mücahit Arslan.
Ama yönetimin organizasyon sorumluluğunu üstlenen ve ona göre "rol
dağıtan" tek yetkili yok.
Bir ikisi hariç diğer danışmanlar, kendilerinin ya da şartların
belirlediği iş tanımlarıyla bildiklerini okuyorlar.
Önümüzdeki yıl seçimler var.
Artık son düzlüğe girilmiş durumda.
Anlaşılan o ki, "oyunun sonu yaklaştıkça" böylesi vakalar ve ortaya
çıkacak krizler, sayı olarak da, açacağı zararlar olarak da giderek
daha da artacak.