Dilek Doğan davası ertelendi çok sayıda gözaltı var
Abone olİSTANBUL Sarıyer'de polis baskını sırasında polis kurşunuyla öldürülen 25 yaşındaki Dilek Doğan'ın öldürülmesine ilişkin ikinci duruşma bugün yapıldı. Mahkeme davayı 30 Mayıs tarihine erteledi.
İstanbul Sarıyer'deki evinde özel
harekatçı polis Yüksel Moğoltay'ın silahından çıkan kurşunla
hayatını kaybeden Dilek Doğan'ın ölümüyle ilgili davanın 2'nci
duruşması Çağlayan Adliyesi'nde görülmeye
başlandı.
Duruşma için adliye içi ve dışında çok sayıda polis
görevlendirilirken, polis ve çevik kuvvet araçlarının
konuşlandırıldığı adliye önündeki meydan ise bariyerlerle
kapatıldı.
"BEN SADECE SİLAH SESİ
DUYDUM"
Sanık özel harekat tim amiri Yüksel Moğultay duruşmaya katılmadı.
İlk olarak Dilek Doğan'ın ağabeyi Mehmet Doğan'ın arkadaşı tanık
Tayfun Yücebağ dinlendi. Mehmet Doğan'ın polisin iddia ettiği gibi
alkollü olmadığını belirten Yücebağ, "Silah sesinden önce
bir itiş, kakış, arbede olmadı. Ben sadece silah sesi duydum.
Aramanın yapıldığı oradaydım. Babanı odaya girmek istediği doğru
değildir, böyle bir şey görmedim" dedi.
45 DAKİKA AMBULANS
BEKLENMİŞ
Sanık Yüksel Moğultay'ın arkadaşı özel harekat polisi Gökhan
Dumanlı da "tanık" sıfatıyla ifade verdi. Arama
sırasında Mehmet Doğan'ın polislere hakaret ettiğini öne süren
polis Dumanlı, Mehmet Doğan'ın "canlı bomba
olacağım" dediğini iddia etti. "Tanık"
özel harekat polisinin bu iddiası daha önce de gündeme gelmiş ancak
kamera kayıtlarında Mehmet Doğan'ın böyle bir söz söylemediği
görülmüştü.
Doğan ailesinin avukatı Cemal Yücel, telsiz kayıtlarını hatırlattı,
"Telsiz kayıtlarına göre 45 dakika ambulans beklenmiş. Yani
adeta Dilek'in ölmesi beklenmiş. Dilek'in ailesi adeta
çırpınarak, polislerle dövüşerek Dilek'i hastaneye yetistirmeye
çalışmiş" dedi.
"CİNAYETLE YARGILANAN POLİS NİYE
KAÇMASIN?"
Mahkemelerin polis yargılamalarında açıkça taraf tuttuğunun altını
çizen Yücel, "Savcı geçen celse, sanığın kaçma şüphesi
olmadığını söyleyerek, tutuksuz yargılama talep etmiş ve mahkeme bu
yönde karar vermişti. Buna nasıl kanaat getirilmiş, bilemiyoruz,
anlayamadık. Cinayetle yargılanan bir polis neden kaçmasın. Polis
olduğu için diyorsanız, bu ülkede hakimlerin, savcıların bile
kaçtığını gördük. Zekeriya Öz'ler sınır kapılarında kameralara poz
vererek kaçmadı mı? Bu polis niye çakmasın" diye
konuştu.
AVUKATLAR VE AĞABEYİ GÖZALTINA ALINDI
ANNESİ FENALAŞTI
Duruşma salonunda gerginlik çıkması ve slogan atılması nedeniyle
heyet, duruşmaların izleyicisiz yapılmasına karar verdi. Mahkeme
heyeti salonun boşaltılması istendi. Ancak izleyiciler salonu terk
etmedi. Bunun üzerine heyet, duruşmaya saat 14.00'e kadar ara
verdi.
Bu arada çıkan duruşma salonundan çıkmayanlar zorla dışarı
çıkarıldı. Bu sırada adliye koridorlarında arbede yaşandı. Çıkan
arbedede, Avukat Özgür Yılmaz Günay Dağ, Barkın Timtik in de olduğu
çok sayıda kişi gözaltına alındı. Adliye önünde de devam eden
olaylarda Dilek Doğan'ın ağabeyi dahil birçok kişi gözaltına
alındı. Duruşmada fenalaşan Dilek Doğan'ın annesi Aysel Doğan,
adliyedeki sağlık ünitesine kaldırıldı.
EYLEM YAPMAK İSTEYENLER GÖZALTINA
ALINDI
Dava nedeniyle polis çevrede geniş güvenlik önlemi aldı. Adliye
yakınında oturma eylemi yapan gruba polis izin vermedi. Eylem
yapmak isteyenler gözaltına alındı.
AYSEL DOĞAN: KURŞUNLARI YÜREĞİMDE
HİSSEDİYORUM
17 Şubat’taki duruşmada mahkemenin polis memuru Y.M’yi
tutuklamayacağını anladıklarını dile getiren Anne Aysel Doğan,
konuştu. Doğan, mahkemenin sürekli sanık polisi koruduğunu
gözlemlediklerini söyledi. “Sanki çocuğumuzu biz öldürmüşüz
gibi davranıyorlar. Düşünüyorum taşınıyorum biz mi öldürdük
diye” diyerek yaşadığı acıyı ve ikilemleri anlatan Doğan,
olay gecesine ait polis kamerası görüntülerini hatırlatarak,
“Sanık polis Y.M, ‘kargaşa çıktı oldu’ diyor. Görüntüleri
izleyen herkes anlar, orada öyle bir görüntü yok”
dedi.
Kızları Dilek’in ölümünden sonra evlerinden her gün
“Dilek” diye çığlıklar yükseldiğini, ağabeyi ve
babasının sürekli olarak ağladığını anlatan anne Doğan, şunları
dile getirdi: “Sabahları Dilek işe giderken beklerdim,
minibüse binene kadar arkasından beklerdim. O da bize el sallardı.
Akşamları da kapıda beklerdim. Şimdi yine bekliyorum, belki yine
Dilek gelir diye. Kapının önünde her gün Dilek gelir diye
bekliyorum.”
Doğan, “Bizim suçumuz aydın olmak, devrimci olmak. Anne
olmadıklarından anlamıyorlar, bilmiyorlar. O’na sanki bir yavruyu
öldürmemişler gibi davranıyorlar. Bize de suçlu gibi davranıyorlar.
Belki o adam tutuklanırsa biraz adalet sağlanmış olur, ancak bu
mahkemelerin o adamı tutuklayacağı yok. Hakim bana dalga geçer gibi
bakıyor. Ben o hakime ne diyeyim” diye konuştu.
Olay gecesine ait tanıklığını da paylaşan anne Doğan, kızı Dilek
yere düştükten sonra O’nu gördüğünü göğsündeki kurşun yarasına
dokunduğunu belirterek, “Ölecek diye düşünmedim hiç. Aklıma
gelmedi. Boynunun altındaki kurşun yarasına dokundum. Kanlar
içindeydi kızım. Hastaneye kaldırıldıktan bir hafta sonra öldü
Dilek’im. Şimdi ben, kızımın vücudundaki kurşun izini yüreğimde
taşıyorum” dedi.
"ÇATIŞMA ÇIKTI HAVASI YARATMAK
İSTEMİŞLER"
Doğan’ın ailesinin avukatı Oya Arslan, dava dosyasına giren
belgelerle polislerin yalan söylediğinin ortaya çıktığını
belirterek şunları söyledi: “Polisler Dilek vurulduktan
hemen sonra ambulans istediklerini söylemişti. Oysa ki 112’ye
ihbarda bulunan o sırada Dilek’lerin evinde bulunan komşuları.
Polisler 112’yi hiç aramamış. Olaydan sonra 155’i aramışlar.
Üstelik çatışma çıktığını ve yaralı polis olduğunu söylüyorlar.
Çatışma çıktı havası yaratmak istemişler.”
Yüksel Moğultay, mahkemedeki sorgusunda silahı ağabey Mehmet
Doğan’ın ateşlediğini öne sürmüştü. Moğultay’ın “ihmali
davranışla kasten adam öldürme” suçundan 26 yıla kadar
hapis istemiyle açılan davanın yeni duruşması bugün İstanbul 12’nci
Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Ailenin avukatı ise başından beri
davanın “kasten öldürme” suçundan görülmesi
gerektiğini savunuyor.