Dilara'nın cesedini 1 ay saklamış
Abone olANTALYA'nın Korkuteli ilçesinde kaybolduktan 40 gün sonra çıplak haldeki cesedi battaniyeye sarılı ve toprağa gömülü halde bulunan Dilara Kandak'ı (23) öldürdüğü suçlamasıyla tutuklu bulunan eski eşi Ahmet Yorulmaz'ın (25) yargılanmasına devam edildi. Sanık avukatı Nihan Kanat, cesedin yaklaşık 1 ay boyunca başka bir yerde saklandığını ve bulunmasından 3 gün önce gömüldüğünü ileri sürdü.
ANTALYA Korkuteli'de oturan Dilara Kandak'ın, kaybolduktan 40 gün sonra 4 Mart 2018'de, Gülova'daki tarlada gömülü halde cesedi bulundu. Battaniyeye sarılı Kandak'ın çıplak, elleri, kolları ve ayaklarının da iple bağlı olduğu belirlendi. Otopside boğularak öldürüldüğü ortaya çıkan 2 çocuk annesi Dilara Kandak'ta bulunan sperm örneklerinin, eski eşi Ahmet Yorulmaz'a ait olduğu ortaya çıktı. Yorulmaz, gözaltına alındı. İkinci kez evlenen ve eşinin 3 aylık hamile olduğu öğrenilen Ahmet Yorulmaz, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Ahmet Yorulmaz'ın Antalya 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesindeki yargılanmasına devam edildi. Duruşmada tutuklu sanık Ahmet Yorulmaz ile öldürülen Dilara Kandak'ın yakınları ve taraf avukatları hazır bulundu.
Şikayetçi avukatı Fatih Yavaşlar, dosyaya konulan adli tıp raporunda, cesedin bulunmasıyla ölüm tarihi arasında 4- 6 haftalık bir süreçten bahsedildiğini belirterek, "Bahsi geçen tarihler Dilara Kandak'ın kaybolduğu tarihlerle örtüşmektedir. Dilara'yı kaybolmadan önce gören en son kişi sanıktır. Rapor da sanığın aleyhinedir, iddialarımızı doğrular mahiyettedir. Raporun dikkate alınmasını talep ederim" dedi.
Sanık avukatı: Adli tıp raporu savunmamızı destekliyor
Sanık avukatı Nihan Kanat ise son gelen adli tıp raporunun, savunmalarını bilimsel olarak desteklediğini öne sürdü. Avukat Kanat, raporda maktulün tam ölüm tarihinin belirlenemediğini belirterek, "Raporda maktulün tam olarak tespit edilememekle birlikte 4 ila 6 haftalık ölü olduğu belirtilmiştir. Müvekkilin beyanı ise 22 Ocak 2018 tarihinde maktulle cinsel ilişki yaşadığı yönündedir. Dilara ise 24 Ocak tarihinde kaybolmuştur. Maktül saat 18.42 itibarıyla müvekkilimle telefonda görüşmüş, çocukların ilaçlarını almasını söylemiş, yanında Mustafa da varken müvekkilim ilaçları alıp olay yerinden ayrılmıştır. Kamera ve HTS kayıtlarından müvekkilim ilaçları aldıktan sonra iş yerine gitmiştir. 3 saat iş yerinde kaldıktan sonra evine gittiği, saat 09.08'e kadar da evinde kaldığı sabittir. Dilara 18.42 itibarıyla babasının evinden çıkarken telefonu kendi isteğiyle kapatıyor ya da şarjı bitiyor olmalı ki telefonu kapanıyor. Ondan sonra görüntü karesinden çıkıyor. Bu saatten sonra Dilara'nın nereye gittiği, kiminle görüştüğü belli değildir" diye konuştu.
Sanık avukatı: Ceset saklanmış
Adli tıp raporuna değinen avukat Nihan Kanat, şöyle devam etti:
"Raporda spermin ölü bedende ne kadar kalacağının tespit edilemeyeceğinin, ancak canlı bedende 72 saat kadar tespit edilebileceğine vurgu yapılmıştır. Dilara'nın 24 ya da en fazla 25 Ocak'ta vefat ettiği hesaplanabilir. Bu tarihten sonra cesedin bulunduğu güne kadar ceset bir yerde saklanmıştır. Dilara bulunduktan en son 3 gün önce, bulunduğu yere gömüldüğü tanık beyanlarından sabittir. Dilara'nın teyzesinin beyanından sonra ceset apar topar bulunmuştur. Ceset bulunduğunda çıplaktır ve alelacele gömüldüğü ortadadır. Maktulün evinde yapılan incelemede, kıyafetlerinin üzerinde B.Y. ve S.K.'nın spermleri de bulunmuştur. S.K., Dilara'ya uyuşturucu temin eden kişidir. En az birisi erkek olmak üzere, ceset üzerinde birden fazla DNA profilinin olduğu, adli tıp raporuyla sabittir. Cesedin çıplak olması, 40 gün boyunca muhafaza ediliyor olması, sperm örneklerinin kıyafetlerden çıkması onların olaydan sorumlu olabileceği ihtimalini doğrulamaktadır."
Mahkeme, sanığın tutukluluğunun devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.