Dilaranın atkısı ağlattı
Abone olDilara'nın annesi bugün mezardaydı Kızının ördürdüğü atkı ve bereleri hatırladı ve ağladı. Onların bir hikayesi vardı.
Dilara yaşasaydı bugün kız arkadaşının doğum gününe katılacaktı.
Hediye olarak ta ikişer tane atkı ve bere ördürmüştü. Annesine ve
kız arkadaşına verecekti. Şimdi bereler ve atkılar annesi Songül
Dumru'nun elinde kaldı.
Bereleri gördükçe ağlıyor, sarılıyor. Kızı niyetine öpüyor kokluyor
onları. "Anne beni kurtar çığlıkları"
kulaklarından bir türlü gitmiyor.
5 yaşındaki Dilara hayat doluydu, gözleri çakmak çakmaktı. Zeki bir
kızdı, neşe doluydu. Çevresinde fark edilen sevimli bir kızdı.
Günler geçtikçe evlat acısını yüreğinde daha fazla hissediyor anne
Songül. Ne çilelerle büyütmüştü, uykusuz geceler birbirini
izlemişti. Kızının gözlerindeki ışıltı herşeye değerdi. Bir anne
daha ne isteyebilirdi ki.
Dilara'nın nice sevinçlerine ortak olacaktı. Ama olmadı.
Sorumsuzların karton mukavva ile örttüğü rögarın içine düştü.
Gözünün önünde ölümü onu daha fazla kahretti. Elinden kaydı,
suların içinde kayboldu. "Kurtarabilirdim"
düşüncesi bir kurt gibi içini kemiriyor. "Elinden daha sıkı
tutabilirdim" diye sürekli sayıklıyor..
Annesi bugün kızının mezarını ziyaret etti. Toprağa gireli iki gün
olmuştu. Gözyaşları ile suladı toprağı.. Dumrul, ''Dilara,
kız arkadaşının doğum gününe gidemedin'' diyerek ağladı.
Teselliler fayda etmedi. Mezara baktıkça yarası deşildi. Ağladıkça
ağladı, toprağın üzerine yağmur damlası gibi gözyaşı akıyordu.
Kız arkadaşına ve kendisine doğum gününde hediye edeceği atkı ve
bereler aklına geldi. Fenalaştı, bayıldı. Anne hastaneye
kaldırıldı.
.